Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin (FSMVÜ) ev sahipliğinde online gerçekleştirilen "Fethin 567. Yıl Dönümüne Armağan" konferansları devam ediyor.
Serinin "Fetih ve Musiki" konulu konferansı, FSMVÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Hüsrev Subaşı yönetti.
Programda konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Çetinkaya, İslam dünyasında musikinin yerinden ve Fatih Sultan Mehmed dönemindeki musiki çalışmalarından bahsetti.
Çetinkaya, tasavvuf ehlinin musikiye yaklaşımından bahsederek, "İslam dünyasında musiki ile ilgili üretilen düşünce kadar heyecan verici bir düşünce daha yeryüzünde yok. Ben rastlamadım. Tasavvuf ehlinin musikinamelerinin Bezm-i Elest'ten geldiğini söylerler. Allah'ın bu soruyu sorduğu an öyle bir sesle öyle mükemmel bir hitapla sorduğunu söylerler ki; bu sesin insanın kulağında kaldığını, dünyaya gönderildiği vakit de onu aradığını ve bu sesi musikide bulduğunu söylerler." dedi.
" Osmanlı'da insan hafızası üzerinden ilerleyen bir musiki var"
Türklerde musikinin askeri kanatta çok mükemmel ilerlemesine rağmen 2. Murat'a gelene kadar sivil hayatta çok yavaş yürüdüğünü ifade eden Çetinkaya, "Biz musikiyi Osmanlı olarak yazmayı çok geç tarihlerde benimsemişiz. Biz insan hafızası üzerinden biliyorsunuz meşk ederek musikide hafızada ilerlemişiz. Batılı bir müzisyene mesela yarım saatlik bir senfonik eseri oturup çaldıramazsınız ama bizde yarım saatlik bir mevlevi ayinini ezbere biliyor musikişinaslar. İnsan hafızası üzerinden ilerleyen bir musiki var." diye konuştu.
Çetinkaya, bunun bazı kötü taraflarının da olduğunu, belli bir dönemden önce yapılanların bilinemediğini söyledi.
Fatih Sultan Mehmed'in de 2. Murat gibi kültüre, sanata, siyasete çok önem veren bir sultanın sarayında musikiden bihaber yetişmesinin düşünülemeyeceğini aktaran Çetinkaya, şöyle devam etti:
"Etrafında Hızır Bin Abdullah gibi başka birtakım nazariyatçılar da var. Bu nazariyatçıların arasında yetişmiş şair biliyorsunuz Avni mahlasıyla şiirler, gazeller yazmış aynı zamanda. Bu sultanın musikiden bihaber olduğunu düşünemeyiz. Bir kere İstanbul gülbanklar okunarak fethedilmiş. Dolayısıyla bir musiki kültürü oluşmuş sarayda. Fakat ne yazık ki o devirde Fatih Sultan Mehmed 25 sefer yapmış. Yaklaşık 30 yıllık saltanat dönemi var. Neredeyse sandalyeye oturmamış. Bu işi başkalarına bırakmış olabilir. Meşguliyeti fazla bir sultan.
Şu bir gerçek ki o dönemde devlet adamının saray içerisinde oturmasına imkan yok. Fatih Sultan Mehmed buna vakit bulamamış olabilir. Onun sebebi de Osmanlı'nın İstanbul'un ve fethedilen bölgelerin güvenlik meselesinin olması. Ama bu arada çalışan insanlar var. Mesela Fatih Sultan Mehmed şiirler ve gazeller yazıyor dedik, Bosna Hersek'i fethederken askerleriyle oraya bir marş okuyarak girer. 'Ders-i Delum" diye bir marş, dinlediğiniz zaman ne kadar açık Türk melodileri ve ritmi olduğunu görürsünüz."
FSMVÜ ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinlikler, "Fatih Devrine Ait Nadir Kavuklu Mezar Taşları", "Fethin Sembolü Ayasofya'nın Hatları" ve " Türkiye'de Tarihi Sinema Yapımcılığı Bağlamında Fatih'i Sinemaya Taşımak" başlıklı konferanslarla devam edecek.
Konferans serisinin kayıtları yayın sonrasında üniversitenin YouTube hesabından da izlenebilecek.
Son Dakika › Güncel › 'Fetih ve Musiki' konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?