Fetö Üyeliği Davasında Tahliye

Başkentte, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) suçlamasından açılan ilk dava olan ve FETÖ mensuplarınca "devletin iş yapamadığı" algısını oluşturmak amacıyla Ankara Emniyet Müdürlüğüne ait bir otomobil ile çeşitli malzemeler, bilgi ve belgeleri suç örgütlerine aktardığı öne sürülen 4'ü polis 7 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanık avukatları katıldı. Gümüşhane'de tutuklu bulunan sanık İbrahim Şimşek ile Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlantı kuruldu.

Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu, sanıklardan Durak Yiğit ve Ömer Aydın'ın FETÖ'nün haberleşme programı ByLock kullandıklarının tespit edildiğini belirtti. Sanık avukatları, müvekkillerinin FETÖ ile irtibatlarının bulunmadığını öne sürerek, beraat kararı verilmesini talep etti.

Tahliyesini isteyen sanık Şimşek de beraatına yönelik 28 sayfalık yazılı savunmasını avukatı aracılığıyla mahkemeye sundu.

Cumhuriyet Savcısı Ayhan Çelik, sanık Şimşek'in tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak, adli kontrol şartıyla tahliyesini ve eksiklerin giderilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, Şimşek'in adli kontrol şartıyla tahliyesine karar vererek, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

İddianame

İddianamede, Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesine ait sivil plakalı otomobilin 16 Temmuz 2014'te, müşteki polis memuru Bilal Okumuş'un Keçiören'deki evinin önünden saat 04.00 sıralarında çalındığı, otomobilde çelik yelek, çelik levhalar, polis yeleği, şapkası, biber gazı, araç içi kamera ve hafıza kartı, navigasyon cihazı gibi malzemeler olduğu, otomobilin aynı gün saat 10.20 sıralarında terk edilmiş vaziyette Altındağ'da bulunduğu belirtildi.

Soruşturulan bazı organize suç örgütleriyle ilgili gizli belgelerin, kuruma ait telsiz kodlarının, personel bilgilerinin, resmi ekip aracının çalınarak suç örgütlerine "siyasi gayeler elde etmek maksadıyla" verildiğinin anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, sanıklardan Kadir İnan dışındakilerin, FETÖ üyesi oldukları ve "örgütün devlet içinden pasivize ve tasfiye edilmesini engellemek, devleti, paralel yapının mensuplarına mahkum ve muhtaç göstermek, yeni atanan kadroların başarısız olduğunu ispatlamak, hükümetten intikam almak" amacıyla atılı suçları işledikleri öne sürülüyor.