Küresel Barış ve Demokrasi Merkezi Başkanı ve Nobel Barış Ödülü sahibi Tevekkül Karman, İslam toplumlarını parçalayan, bölen en büyük tehlikenin taifecilik, bölünme ve fitne olduğunu belirterek, "Irka dayalı uyuşmazlıklar, birliği dinamitliyor, yok ediyor ve parçalıyor." dedi.
Karman, İslam Konferansı Diyalog ve İşbirliği Gençlik Forumu (İKGF-Dİ) tarafından Conrad Otel'de düzenlenen Genç Liderler Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, dünyanın tehlikelerle karşı karşıya olduğunu, bütün dünya ülkelerinin bir güven sorunu yaşadığını, gençlerin el ele verip yapacağı çalışmaların, huzur ve istikrarı getireceğini söyledi.
Artık inkarın zamanının geçtiğini, inkar etmekle, sırt çevirmekle bir yere varılamayacağını ifade eden Karman, "İslam dünyası da büyük tehlikelerle karşı karşıya. Kutsal dinimiz İslamiyete yönelik tehlikeler var. Dinimiz, şiddetle aynı seviyede zikrediliyor. Terörü, İslamiyete dayandırıyorlar. Oysa kutsal dinimiz İslamiyetin terörle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Dinimiz, terörü tasvip etmez, şiddetle kınar. Ayet-i kerimeler ve Peygamber Efendimiz'in yaşantısı ve onun mübarek sözleri, bunun delilidir. Çünkü din, barış dinidir, huzur dinidir." diye konuştu.
Karman, İslam dünyasına yöneltilen iftiralara göğüs gerilmesi, İslamın gerçek yüzünün, hoşgörüsünün, barışçılığının gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İslam, hiçbir zaman kökten dinciliği, aşırı tutumu tasvip etmez. İslam adına işlenen cinayetleri, terör olaylarını şiddetle kınıyoruz ve her birimizin buna karşı çıkması, kaynağını kurutmamız gerekiyor. İslamiyet ve Müslümanlara zarar verecek herhangi bir gelişmeye, el birliğiyle karşı çıkmamız gerekiyor. Aksi halde sürekli suçlanır oluruz ve kendimizin bu terör olaylarıyla ilişkisi olmadığını ispat etmede zorlanırız.
Tabii ki bu terörün çeşitli nedenleri var. İlk sebebi, demokrasinin olmayışı, insan haklarının ihlal edilmesi, fikir ve vicdan hürriyetinin olmaması, aynı zamanda çok sayıda Batı ülkesinin, İslam ülkelerinin iç işlerine müdahale etmeleri. Irak, Suriye, Libya, Yemen ve diğer ülkeler. Tabii bunların bir arada toplanmasıyla, terörün doğmasına neden oluyor, teröre bir kaynak oluşturuyor. Devlet denetimi dışında silahlı örgütler, silahlı timler var ve muhtelif bölgelerde çeşitli isimler altında bunlar zararlı faaliyetlerini gösteriyor. Bunların yapmış olduğu şiddet davranışları ve terör faaliyetleri de İslam ülkelerine, İslamiyete dayandırılıyor."
"Ekonomik kalkınmayı istiyorsak, istikrara ihtiyacımız var"
Artık bu duruma "dur" deme zamanının geldiğini ifade eden Karman, "Çünkü biz ülkelerimizde, sürekli ekonomik kalkınmayı istiyorsak, muhakkak istikrara ihtiyacımız var. İstikrarın olmadığı yerde, sürekli kalkınmadan, ekonomik büyümeden bahsedilemez, yatırımlar yapılamaz. Savaşlar devam ediyor, istikrarsız ortam devam ediyor. Barış, huzur yok. Bölgesel ve devletler arası çekişmeler devam ediliyor." dedi.
Karman, eğer sürekli kalkınma isteniyorsa, muhakkak bunun altyapısının oluşturulması gerektiğini belirterek, bunun için de yatırımcılara güven verilebilmesinin ve barış ortamının sağlanmasının önemine değindi.
Ülkelerin, vatandaşlarını barındıracak yüz ölçümüne sahip olduğunu dile getiren Karman, şöyle devam etti:
"Kalbimizi de ülkelerimiz gibi açık tutmamız gerekiyor. Bugün İslam toplumlarını parçalayan, bölen en büyük tehlike taifecilik, bölünme ve fitnedir. Irka dayalı uyuşmazlıklar, birliği dinamitliyor, yok ediyor ve parçalıyor. İslam ümmetinin yer altı ve yer üstü servetleri var fakat değerlendirilemiyor. Birbirine düşman ülkeler oluşmuş. Birbirine karşı kin besleyen ülkeler haline gelmişiz. Ülkeler içinde de taifecilik başlamış. Liderlerimize, İslam dünyası yöneticilerine, seçkin insanlara, politikacılara sesleniyoruz, artık bir araya gelmek için zaman gelmiş ve geçiyor. Muhakkak el ele verip, birlikte çalışmanız gerekiyor. Cephe alacağınız, mücadele vereceğiniz tehlikeleri iyi anlayın."
"Öfkenize hakim, davanızda ısrarlı olun"
Gençlerin, gelecekteki kalkınma hamlelerinde lokomotif görevi görmesi gerektiğini anlatan Karman, bundan sonra kitleleri gençlerin sürükleyeceğini, diktatör rejimlere "dur" diyeceklerini söyledi.
Karman, gençlere, öfkelerine hakim, davalarında ısrarlı olmaları konusunda öğüt vererek, gerçekçi politikaların tespit edilip, uygulanmasında gayret etmeleri tavsiyesinde bulundu.
"Arap Baharı" gençliğinin, hak, özgürlük ve eksik olan taleplerinin gerçekleşmesi için sokağa çıktığını anlatan Karman, bu gençliğin adil devlet, adil düzen, demokratik bir yönetim sisteminin yerleşmesi, insana insan olarak bakacak bir yönetimi arzuladığını dile getirdi.
Karman, "Hedefe ulaşıldı mı? Hayır. Devrime karşı olan devrim başardı, gençlerin çıktığı hedefleri kısır ve geçersiz bıraktı, tıkadı. Fakat ben şundan eminim, gençlik ve devrim meşalesi sönmedi, yanmaya devam ediyor. Arzu ettikleri haklara ulaşana kadar, gençler bu mücadelelerini devam ettirecek. Terör gruplarına teslim olmayacağız veya bizleri susturmak isteyen hükümetlerin taleplerine boyun eğmeyeceğiz. Askeri devrimlere yer yok. Halkın iradesine ipotek, haciz koyamazsınız, bu iradeyi bastıramazsınız, susturamazsınız. Her gencin ülkesinin korunması için mücadele etmesi görevidir. Halkının korunması için gerekeni yapacak olan gençlerdir. Biz, bu meşaleyi devam ettireceğiz. Sadece İslam ümmeti için değil, tüm İslam alemi için mücadele veriyoruz."
"İslamofobinin ortadan kaldırılması..."
İslam Konferansı Diyalog ve İşbirliği Gençlik Forumu Başkanı Elşad İskenderov da günümüzde İslam dünyasının, belki de daha önce hiç olmadığı kadar büyük zorluklarla, tehlikelerle, ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığına işaret etti.
Eğitim, istihdam ve kalkınma anlamında birçok zorlukla mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan İskenderov, "2030 yılına kadar dünya çapındaki gençlerin üçte biri İslam kökenli olacak. Bu da bizlere ciddi bir sorumluluk getirmekte." diye konuştu.
Müslüman ülkelerin büyük bir risk altında olmasının şaşırtıcı olmadığını anlatan İskenderov, Arap devletleri üzerinde yapılan son çalışmaların ve gençlerin büyük bir risk altında olduğunu ifade etti.
İskenderov, gençlerin bu devrimlerden çok da iyi çıkmadığını, bazı ülkelerde devlet yapısının çökmesi, toplumun ayrılması ve bölünmesiyle çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalındığının altını çizdi.
İslam dünyasının, toplumların bölünmesini engelleyecek şekilde organize edilmesi, DAEŞ gibi tehlikelerin ortadan kaldırılması için birlikte çalışılması gerektiğini vurgulayan İskenderov, "İslamofobinin ortadan kaldırılması, bizim en büyük sorumluluklarımızdan bir tanesi. Bu hedeflere ulaşmamız mümkündür." şeklinde konuştu.
Son Dakika › Güncel › Genç Liderler Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?