Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Televizyonlara, meydanlara çıkıp, sağda solda pervasızca, edepsizce, ahlaksızca diktatör kavramını kullananlar var. Allah aşkına soruyorum, siz 28 Şubat'ta neredeydiniz, 12 Eylül'de neredeydiniz? 12 Eylül'ün paşası cumhurbaşkanlığı yaparken bir kez olsun bu kelimeyi, bu kavramı kullanabildiniz mi? Diktatör kavramını 28 Şubat'ta o brifinglere gittiğinizde kullanacaktınız, kullandınız mı? Gerçek diktatörlere bir kez olsun diktatör diyebildiniz mi? Diyemezler, diyemediler. Çünkü bunlar cennetmekan Sultan Abdülhamit Han'a diktatör diyenlerin adeta neslidir, onların devamıdır" dedi.
Erdoğan, Hak-İş'in Atatürk Spor Salonu'nda yapılan 13. Olağan Genel Kurulu ve 40. kuruluş yıl dönümü etkinliklerinde yaptığı konuşmaya, Hak-İş'e Türkiye'ye yaptığı eşsiz katkılar dolayısıyla şükranlarını sunarak başladı. 40 yıl önce Hak-İş'in kuruluşunda görev alan ve bugün hayatta olanlara hayırlı uzun ömürler, yaşamını yitirenlere de rahmet dileyen Erdoğan, Hak-İş üyelerine de teşekkür etti.
Türkiye'nin bugünlere ulaşmasında en fazla emeği olan kesimin işçiler, emekçiler ve çalışanlar olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şehitlerimizin o aziz, o mübarek kanları nasıl bu ülkeyi inşa etmiş ve bugünlere kadar muhafaza etmişse, işçilerimizin de aziz ve mübarek alın terleri Türkiye'yi bu seviyelere taşımıştır. Hiçbir ücret, işçinin o aziz ve mübarek alın terinin karşılığı değildir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybedenleri, özellikle de iş kazalarında yaşamını yitirenleri rahmetle yadettiğini belirtti.
Hak-İş'i hiçbir zaman sadece bir işçi örgütü, emekçi örgütü olarak görmediğini vurgulayan Erdoğan, geride kalan 40 yılda yapılanlara bakıldığında Hak-İş'in işçi ve emekçilerin olduğu kadar Türkiye'de demokratikleşmenin, özgürlüklerin, hakların en güçlü savunucularından biri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hak-İş 1970'li yılların o zor dönemlerinde, 1980 darbesi ve sonrasında, 1990'lı yılların o zor zamanlarında sadece emek, sadece ücret mücadelesi veren değil, yeni Türkiye, güçlü Türkiye, özgür ve bağımsız Türkiye mücadelesi veren bir örgüt oldu. Bugünün genç nesilleri Hak-İş'in 40 yıllık mücadelesini tam manasıyla tahayyül edemiyor olabilirler ancak bizim neslimiz, bu salonda bulunan bir çok arkadaşımız, kardeşimiz, yapayalnız olduğumuz dönemlerde Hak-İş'in nasıl bir umut ışığı olduğunu eminim ki takdir edeceklerdir.
1980 darbesinin ülke üzerinden bir silindir gibi geçtiği günlerden, 28 Şubat gibi değerlerimizin, kutsallarımızın çiğnendiği günlerden sapasağlam çıkabildiysek bunda hiç kuşkusuz Hak-İş'in de büyük payı vardır. Hak-İş, bu ülkede 40 yıl boyunca direnmenin, diklenmeden dik durmanın, hak için mücadelenin adı olmuştur. Bu vasfıyla Hak-İş'i özellikle tebrik ediyor, kurucularına, yöneticilerine, çalışanlarına ve mensuplarına özellikle şükranlarımı ifade ediyorum."
-"Hak mücadelesinin isimsiz kahramanlar üzerinden yürüdüğünü biliyoruz"
Hak-İş'in 40 yıllık süreçte tam anlamıyla bir okul işlevi de gördüğüne, buna bizzat şahitlik yaptığına, bizzat tecrübe ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2001 yılında AK Parti kurulurken Hak-İş'ten çok sayıda insanın yanlarında olduğunu, genel başkan yardımcısı, bakan, milletvekili, bürokrat, danışman ve uzman olarak Hak-İş'ten yetişen çok sayıda kişiyle birlikte çalıştığını anlattı. Konfederasyonun bugün de okul işlevini sürdüğünü belirten Erdoğan, başarıların artarak devamını diledi.
Erdoğan, Hak-İş'in 40 yıllık tecrübesinin önemli bir noktayı gösterdiğine dikkati çekerek, "40 yılık süreçte ismi öne çıkan, tanınan, mücadelenin bayraktarlığını yapan arkadaşlarımız oldu. Ancak Hak-İş'in hak mücadelesinin daha çok ismi hiç bilinmeyen, hiç tanınmayan on binlerce, yüz binlerce isimsiz kahraman üzerinden yürüdüğünü de hepimiz biliyoruz. Bugüne, bu seviyelere geldiysek, bugün eğer Türkiye'yi bu noktalara taşıdıysak maruf olanların ötesinde bu başarı, bu zafer ismi hiç anılmayan, bilinmeyen kardeşlerimizin zaferidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni Türkiye davasının özü itibarıyla böyle bir dava olduğunun, gönüllülük esasına dayandığının altını çizerek, "Yeni Türkiye davası gönüllülük esasına dayandığı için isimsiz nice kahraman ve bunların emeği, alınteri, mücadelesi, direnciyle ve hak kavgasıyla bu günlere taşınmıştır. Bu salondaki hepimiz şunu çok iyi biliyoruz, 22 Ekim 1976'da, tam 40 yıl önce bugün, Hak-İş'in kuruluşunu gerçekleştiren ağabeylerimiz, bu örgütü isim yapmak için, kendilerine bir koltuk elde etmek için, bir makam, bir mevki elde etmek için kurmadılar. Onların dertleri vardı. Onlar dertliydiler" deyi konuştu.
-"Bu tür sıfatlar kullananlar iki yüzlüdür"
Hak-İş'i kuranların, işçinin, çalışanın derdi kadar Türkiye'nin, milletin, bu ülkenin kadınlarının, erkeklerinin, çocuklarının, gençlerinin dertlerini kendilerine dert edindiğine vurgu yapan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Saldırılara, baskılara, zulümlere direndiler. Darbelere direndiler. 28 Şubat'ta üçlü, beşli çetelere direndiler. Bir takım örgütler, darbecilerin önünde el pençe divan dururken Hak-İş de Hak-İş gibi kuruluşlar da tehditlere rağmen dik durdular. Bakın şimdi, televizyonlara, meydanlara çıkıp, sağda solda pervasızca, edepsizce, ahlaksızca diktatör kavramını kullananlar var. Allah aşkına soruyorum, siz 28 Şubat'ta neredeydiniz, 12 Eylül'de neredeydiniz? 12 Eylül'ün paşası cumhurbaşkanlığı yaparken bir kez olsun bu kelimeyi, bu kavramı kullanabildiniz mi? Diktatör kavramını 28 Şubat'ta o brifinglere gittiğinizde kullanacaktınız, kullandınız mı? Gerçek diktatörlere bir kez olsun diktatör diyebildiniz mi? Diyemezler, diyemediler. Çünkü bunlar cennetmekan Sultan Abdülhamit Han'a diktatör diyenlerin adeta neslidir, onların devamıdır.
Bunlar merhum Özal'a diktatör diyenlerin neslidir. Hiç değişmez, aynı şablon, aynı kalıp, aynı slogan devam ediyor. Cumhuriyet tarihinin seçimle gelmiş, yüzde 52 oy oranıyla gelmiş bir cumhurbaşkanına karşı bu tür sıfatlar kullanan kişiler iki yüzlüdür. Milletim kimin ne olduğunu biliyor. Bunlar hiçbir zaman millete konuşmadılar. Bugün de millete konuşmuyorlar. Çünkü iki yüzlü tavırlarını millete yutturamazlar. Bunlar başka yerlerde iş tutuyorlar, mesajlarını başka yerlere veriyorlar. Kendi hesaplarınca uluslararası çevrelerle, uluslararası medyayla, oralardaki bir takım kuruluşlarla söylem birliğine girip, güya burada operasyon yapacaklar, algı operasyonu yapacaklar, ameliyat yapacaklar. Onların kimlerle yürüdüklerini biz çok iyi biliyoruz. Ama biz milletle yürüdük, milletle yürümeye devam edeceğiz."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Hak-İş 13. Olağan Genel Kurulu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?