Kamuoyunda "Hayata Dönüş Operasyonu" olarak bilinen cezaevi isyanlarının bastırılmasıyla ilgili "10 yıl boyunca sorumlulara karşı dava açmadığı soruşturmada devlet görevlilerinin sorumluluğunu tespitte görevini ihmal ettiği ve kötüye kullandığı" suçlamasıyla Yargıtay'da yargılanan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ali İhsan Demirel, "Eyüp Cumhuriyet Savcılığındaki çalışma koşulları içinde elimden geldiğince işimi yaptım. Vicdanım rahat" ifadeleri ile kendini savundu.
Hayata Dönüş Operasyonu'nda Bayrampaşa Cezaevi'nde 12 kişinin hayatını kaybetmesi ve 55 kişinin yaralanmasının ardından, Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Soruşturmayı dokuz yıl boyunca Demirel yürüttü. Demirel hakkında, "operasyon harekat emrinin altında imzası bulunan komutanların ifadesini bile almadığı, gerçek sorumlulara dava açmayarak onları koruduğu, 13 yıl boyunca soruşturmayı tamamlamadığı ve iddianameyi hazırlarken özensiz davrandığı iddialarıyla görevi kötüye kullanma suçundan Yargıtay 5. Ceza Daiseri'nde dava açıldı. Bugün görülen duruşmaya Demirel, avukatı olmadan katıldı. Duruşmada, iddianame ve Demirel'in talimatla verdiği yazılı savunması okundu. Yargıtay 5. Ceza Dairesinde görüşülen dava kapsamında, Demirel'in İstanbul'da görev yapması nedeniyle talimatla ifadesinin alınmasına karar verilmişti. Demirel, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmada iddianamenin ek delilleri kendisine sunulmadığından ifade veremediğini, sonraki duruşmaya ise işleri ve sağlık durumu nedeniyle mazeret dilekçesi vererek katılamadığını, savunmasını yazılı yaptığını anlattı. Yazılı savunmasını tekrar ettiğini belirten Demirel, gerekirse davanın ilerleyen aşamalarında ek savunma yapabileceğini söyledi. İzin alarak buraya geldiğini aktaran Demirel, duruşmalardan vareste tutulmak istedi.
-"ELİMDEN GELDİĞİNCE İŞİMİ YAPTIM"-
Yargılandığı soruşturmanın 14 yıllık aşamaları olan, çok sayıda ölü ve yaralının bulunduğu geniş kapsamlı bir soruşturma olduğunu dile getiren Demirel, katılan avukatlarının sorularını yazılı olarak hazırlamalarını, bunlara yazılı cevap vermeyi talep etti. Geçen süre içerisinde çok farklı suçlarla ilgili çok sayıda karar yazdığını aktaran Demirel, "Eyüp Cumhuriyet Savcılığındaki çalışma koşulları içinde elimden geldiğince işimi yaptım. Vicdanım rahat. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Hazırladığı iddianamede kasıt unsuru bulunmadığını ifade eden Demirel, "Kaldı ki iddianamede eksiklik varsa bu sonradan hazırlanacak iddianameyle tamamlanabilir" diye konuştu. Davaya katılan mağdur yakınlarının avukatlarından Ömer Kavili ise dava dosyalarındaki bazı belgelerde sıra-seri numarası bulunmaması nedeniyle belge-bilgi güvenliğinin olmadığını söyledi ve bunun giderilmesini istedi. Daha sonra Demirel, diğer katılan avukatı Güçlü Sevimli'nin sorularını yanıtladı.
Ankara Jandarma Komutanlığı Özel Asayiş Birliğine operasyona katılanlarla ilgili yazdığı yazıya cevap verilmeyince neden buna ilişkin işlem yapmadığı sorulan Demirel, yazıya cevap gönderildiğini ancak içeriğinde isim listesi bulunmadığını, bu nedenle işlem yapmadığını söyledi. Birlik komutanı ve 4 astsubay'ın sonradan isimlerini öğrenmesine karşın neden bu kişilerle ilgili işlem yapmadığı sorusu üzerine Demirel, birliğin üst komutanlarının isimlerinin yazıda kendisine bildirildiğini ancak müdahalenin olduğu yerde görev yapmadıklarından bu kişilerin ifadesine gerek görmediğini anlattı.
-"MAHKEMEDEN BİLDİĞİNİ GİZLİYOR"-
Operasyonla ilgili görevli Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Savcısının beyanlarına neden başvurmadığı sorusuna karşılık Demirel, yaptığı görev itibariyle bu kişileri sorgulama yetkisi bulunmadığını belirtti. Demirel, şüphelileri neden bizzat dinlemediği sorusu üzerine de bizzat dinleme zorunluluğu olmadığını, bu kişiler Anadolu'nun çeşitli yerlerinde ikamet ettiğinden talimatla ifadelerinin alındığını, Jandarmanın aldığı ifadeleri yeterli gördüğünü kaydetti. Avukat Engin Gökoğlu'nun " Seyhan Doğan'ı tanıyor musunuz?" sorusuna Demirel, "anlattığım gibi olay 14 yıl önceydi. Olayın mağdurlarından veya ölenlerden biri olabilir" ifadeleri ile yanıt verdi. Avukat Ömer Kavili'nin olay tarihinde, olay sırasında ve olay sonrası ile soruşturma aşamasına yönelik sorularına Demirel, sık sık "Hatırlamıyorum, tutanaklarda var" şeklinde yanıt verdi. Bunun üzerine Kavili, sanığa, "Çayı nasıl içtiğinizi de tutanağa yazar mısınız" demesi üzerine Demirel, olayla ne ilgisi var" karşılığını verdi. Daire Başkanı Bahri Demirel'in de davaya ilişkin soru yöneltilmesini istemesi üzerine Kavili, "Sanık kilitlendi. Burada sorularda ezberlediğini söylüyor, mahkemeden bildiğini gizliyor. Gerçeğin ortaya çıkarılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Çapraz sorgu yapıyoruz" yanıtını verdi. Sanık Savcı da "Çayın tutanağı olmaz. Bana yöneltilen soruları saygıyla yanıtlıyorum ancak Türk Hukuk sisteminde doğrudan soru sorma vardır ancak çapraz soru sorma yoktur" dedi.
-SAVCI OLAY SONRASINI HATIRLAYAMADI-
Ölü muayenesi sırasında baskı görüp görmediğine yönelik sorulara "Hayır" yanıtı veren Demirel, olay yeri inceleme tutanağında savcıların imzalarının eksik olmasının nedenin sorulması üzerine, "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi. Kavili'nin "Olay anı görüntülerinde askerlerin yanında bulunan siyah takım elbiseli şahıs kimdir? İki askerin kolları arasında 300 gündür açlık grevinde olan ve ayakta duramayan mahkuma, bu takım elbiseli şahsın tekme atmasına yaralama suçundan soruşturma başlattınız mı?" sorusuna Demirel, "Soruyu anlamıyorum bu dava ile ilgisi nedir" karşılığını verdi. Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün operasyon sonrasında mühürlü olan Bayrampaşa Cezaevini basın mensuplarına gezdirdiğini anımsatan Kavili, "Adalet Bakanı nüfusunu kullanarak mührü kırdırmış, cinayet mahalline girmiş ve siyasal gücünü kullanmıştır, bu eylem hakkında bir işlem yaptınız mı?" sorusuna Sanık Savcı, hatırlamadığını söyledi. Kavili, sanığın operasyon sonrasında gördüğü vahim manzarayı unutmasının mümkün olmadığını belirterek, Demirel'in birinci dereceden yetkili olduğunu kağıt üzerinde kimsenin ona bir emir veremeyeceğini ifade etti. Kavili, "Sanığın görev ihmalini tehditle mi, baskıyla mı yaptığının ortaya çıkartılmalı. Sanık özel kasıt altında kendine suç işleten bir örgütü koruyor. Kendisini birilerinin koruyacağına olan inançla hareket ediyor Mahkemeyi ikna etmeye bile çalışmıyor" dedi.
-TUTUKLAMA İSTEMİ REDDEDİLDİ-
Kavili'nin ardından söz alan Avukat Engin Gökoğlu savcının görevini kötüye kullanma suçuna 1-3 yıl hapis cezası öngörüldüğünü anımsatarak, olayda hayatını kaybeden ve yaralanan maktul ve mağdurlar için suçun ayrı ayrı değerlendirilerek cezanın hesaplanması gerektiğini savundu. Gökoğlu, "12 insan katledildi. Bunun sorumluları, delil karartan insan ise yanımızda oturuyor. Olayın vahameti açısından bir öncesi tutuklanmalıdır" dedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ise sanığın tutuklanmasını gerektirir bir durum olmadığını belirterek, sanığın duruşmalardan vareste tutulma talebinin ise mahkemenin takdirinde olduğunu ifade etti. Verilen aranın ardından alınan ara kararlar açıklandı. Demirel'in tutuklanması talebinin reddedildiği duruşmada, Sanık Savcının duruşmalardan vareste tutulmasına karar verildi. Duruşma eksikliklerin tamamlanması için ileri bir tarihe ertelendi.
Son Dakika › Güncel › Hayata Dönüş Operasyonu Soruşturma Savcısı Demirel Yargıtay'da Hakim Karşısında: Vicdanım Rahat - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?