HÖDER Gençlik ve Kadının Rolü Paneli Düzenledi

Şanlıurfa'da, Harran Üniversitesi Öğrenci Derneği (HÖDER) tarafından 'Demokratik Özerklikte Gençlik ve Kadının Rolü' konulu bir panel düzenlendi. Panelde konuşma yapan Avukat Gülay Koca, kadın katliamların cinsel bir kırılmaya yansıdığını belirterek, kadının bir meta haline geldiğini söyledi.

HÖDER Demokratik Öğrenci Meclisi tarafından Esentepe Mahallesi'nde bulunan Mehmet Akif İnan Konferans Salonu'nda 'Demokratik Özerklikte Gençlik ve Kadının Rolü' konulu panel düzenlendi. Saygı duruşuyla başlayan panelin moderatörlüğünü HÖDER Üyesi Hanım Akay yaparken, panele BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, Yazar-Şair BDP PM Üyesi Sait Üçlü ve Karaköprü BDP Urfa Adayı Avukat Gülay Koca konuşmacı olarak katıldı. Panelde ilk söz alan Sait Üçlü, Kürt sorunun Ortadoğunun sorunu olduğunu belirterek, "Demokratik özerklik her anlamda önemli projedir. Demokratik özerlik ve demokratik konfedarilizm sadece Kürtler için yapılan bir proje değildir. Tüm ezilen halkların eşit, demokratik bir yaşam çerçevesinde gelişen bir adımdır. Tarihte Kürtlerin ismi, dili, dini hep yasaklanmıştır. Hiçbir şey ana dil kadar kutsal değildir. Her halk kendi ana diliyle eğitim görmesi gerekiyor. Bunu tarihten beri süregelen yasaklı zihniyeti artık yapamayacaktır. Bu coğrafya da en kadim halk Kürtlerdir, artık kimse Kürtlere bunun reva göremez, çünkü artık Kürtlerde bir statü elde etti. Kürtlerin özgürleşmesi Orta doğunun özgürleşmesi demektir. Demokrasi halkların örgütlü gücüyle olacaktır. Demokratik özerlikle Kürtlerin özgürlüğü, kadının, gençliğin ve insanlıkta özgürleşecektir" dedi.

BDP Muş Milletvekili Demir Çelik ise Kürt halkını asimilasyonist politikalarla içinde tutmaya çalıştığını ifade ederek, şunları söyledi:

"Reel sosyalizmin yıkılmasıyla beraber kapitalist devletlerde merkeziyetçi bir takım değerle form değiştirdiler. Demokratik modernitenin hayat bulacağı dönemde ademi merkeziyetçilik denen yöntemle devlet dört ana başlıkta kendini yenilemiştir. Bunlardan ilki hizmetin en yakın birimden verilmesidir. Yani merkezileşme yerine hizmeti yaratacak organların bireye en yakın eller tarafından yürütülmesidir. Bunun adı da yerel yönetimlerdir. İkincisi her türlü hizmetin insan odaklı ve toplumsal ihtiyaçları giderecek olmasıdır. Devletin kutsanması yerine toplumun ihtiyaçlarını giderecek bir yapının ortaya çıkmasıdır. Üçüncüsü, iktidarın ve gücün birikmesi yerine tabana ve topluma yayılmasını ön görüyor. Dördüncüsü, her tür karara demokratik katılımcılığı esas alan bir sisteme doğru gidiyoruz."

'KADININ KURTULUŞU TOPLUMUN KURTULUŞUDUR'

Panelde son olarak söz alan Gülay Koca, kadın katliamların cinsel bir kırılmaya yansıdığını belirterek, böylelikle kadının bir meta haline geldiğini vurguladı. Koca, "Toplumda kadın hep itaat eder, çocuk yapar, güçsüzdür gibi bir algı yaratılmıştır. Bu algıyı ancak demokratik modernite ile kırabiliriz. Demokratik modernite demek kadının kurtuluşu demektir. Kadının kurtuluşu toplumun kurtuluşudur" diye konuştu.