İl Halk Kütüphane Müdürleri Eğitim ve Koordinasyon Toplantısı

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Kobani bahanesiyle çıkarılan olayların Anadolu'da yapılmış barbar saldırıların bir devamı olduğunu belirterek, "Burada da amaç ne kültürel kimliği korumaktır ne herhangi bir insani drama dikkati çekmektir. Tam tersine, bu ülkede kimlikler üzerinde baskılar kalkınca, genç insanlar özellikle özgür düşünmeye, kimliklerin içinde kurulmuş başka başka baskı mekanizmalarını daha çok sorgulayamaya başladılar. İşte bunu ortadan kaldırmak için özgür birey, özgür insan yetişmesin diye kütüphanelere saldırıyorlar" dedi.

Çelik, Milli Kütüphane'de gerçekleştirilen İl Halk Kütüphane Müdürleri Eğitim ve Koordinasyon Toplantısı'nda, burada önemli anıları olduğunu söyleyerek, öğrenciyken geç saatlere kadar açık olan bir odada çalıştığını anlattı.

O zamanlarda kütüphanede iki görevli bulunduğunu, birinin iletişim bakımından olumlu diğerinin olumsuz tavırlar sergilediğini belirten Çelik, pozitif iletişim kuran görevli sayesinde gençliğinin en verimli döneminde kütüphaneden faydalandığını ifade etti.

Çelik, kütüphanenin sadece talep eden ve edilen arasındaki ilişkiden ibaret olmadığını vurgulayarak, "Belki 'bir kitap okudum ve hayatım değişti' denilecek kadar yüksek belirleyiciliği olan bir ilişki" diye konuştu.

-"Bir milletin kütüphanesinin yok ederseniz hafızasını yok edersiz"

Kültürün esasını, kütüphanelerin oluşturduğunu bildiren Çelik, Mevlana'nın "Söyle ki her söyleyen bir ark açıyor. Bir sonraki çağa su ulaştırıyor. Gerçi her çağın söyleyeni var ama öncekilerin söyleyeni ona yar" şiirini anımsattı.

Çelik, medeniyetlerin gelişmişlik seviyesi ile kütüphanelerin paralel olduğunu belirterek, "Savunma sanayinizi yok ederlerse yeniden kurarsınız. Ekonominizi yok ederlerse yeniden kurarsınız, orduları lağvederlerse yeniden kurarsınız, tarih boyunca olmuştur. Ama kütüphanenize, milli kütüphanenize, hafızanıza zarar gelirse yeniden kuramazsınız" diye konuştu.

Bir devleti yok etmek, halkına zarar vermek isteyenlerin tarih boyunca kütüphanelere saldırdıklarına işaret eden Bakan Çelik, "Çünkü bir milletin kütüphanesinin yok ederseniz hafızasını yok edersiniz. Hafızasını yok ederseniz onun tarihini yok edersiniz. Cemil Meriç'in dediği gibi tarihi olmayanın da tarifi olmaz. Birisinin tarihini yok ederseniz onun kendisini nasıl tarif edeceğine ilişkin yol haritasını da elinden almış olursunuz" değerlendirmesinde bulundu.

-"Anadolu'ya yapılan saldırıların en barbarcası"

"Tarih boyunca kütüphanelere yapılan saldırıları gördük fakat bunun en barbarca olanlarından biri 6-8 Ekim olaylarında kütüphanelere, kültür merkezlerine yapılan saldırıdır" diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"6-8 Ekim olaylarında Kobani'yi bahane ederek birçok barbarlık gerçekleştirdiler ama barbarlığın en büyüğü kütüphanelere yaptıkları saldırıdır. Kütüphanelere saldırdıkları zaman vatandaşlarımız oranın yanmasını engellemek için müdahale ediyor, o yangını söndürmek isteyen vatandaşı da engelliyorlar. Nedir burada amaç? Ne söylüyorlardı? 'Kürt kimliği serbest bırakılsın, kimliğimiz üzerindeki baskı kalsın, ret, inkar, asimilasyon politikaları bitsin'. Evet ret, inkar ve asimilasyon politikaları bitmiştir. Türkiye'de hiç kimsenin kimliği üzerinde baskı yoktur. Bütün vatandaşlarımız dinsel mezhepsel, etnik, ideolojik, siyasi hangi kimliğe sahiplerse bunu özgürce ifade edebilir ve geliştirebilirler. Buna rağmen niçin kütüphanelere saldırırsınız ya da bizim kütüphanelerimizi yakmanızın Kobani'ye ne gibi bir faydası olacaktır? Bizim kütüphanemizi yakmanızın, herhangi bir yerde bir dram varsa o dramın giderilmesine mi faydası olacaktır, yoksa tam tersine dikkatlerin o dramdan kaçırılmasına mı faydası olacaktır. O sebeple 6-8 Ekim olayları Anadolu'da yapılmış barbar saldırıların bir devamıdır. Burada da amaç ne kültürel kimliği korumaktır ne herhangi bir insani drama dikkati çekmektir. Tam tersine, bu ülkede kimlikler üzerinde baskılar kalkınca, genç insanlar özellikle özgür düşünmeye, kimliklerin içinde kurulmuş başka başka baskı mekanizmalarını daha çok sorgulayamaya başladılar. İşte bunu ortadan kaldırmak için özgür birey, özgür insan yetişmesin diye kütüphanelere saldırıyorlar."

Çelik, saldırılarda Varto Kültür Merkezi ile Diyarbakır Ziya Gökalp Müzesi'nin kullanılamaz hale getirildiğini hatırlatarak, çocuklar ve engelli vatandaşlar başta olmak üzere tüm bölgeye hizmet eden kültür yuvalarına yönelik saldırıları, hiçbir vicdan sahibi kabul edemeyeceğini bildirdi.

-Kütüphaneleri yenileme çalışmaları

Kütüphaneler ve kültür merkezlerinin ülkeyi geleceğe taşıyan ana damarlar olduğunu söyleyen Çelik, artık bilgiye sahip olmaktan ziyade bilgiyi sınıflandırmanın önem kazandığını anlattı.

Ömer Çelik, halk kütüphanelerinin, geleneksel hizmetlerin yanı sıra bilgiye erişim sağlanması gibi modern işlevleri yerine getirmesi gerektiğini kaydetti,

Küresel bilgi ağı ve onun dinamik yapısına dikkat çeken Çelik, neyin doğru neyin yanlış olduğunu algılayabilme açısından bireyin son derece savunmasız olduğunu söyledi.

Çelik, "Bu savunma hattının kurulduğu yer kütüphanelerdir" diyerek, bilgide tasnifin önemine değindi.

Daha çok insanın kütüphanelere gelmesi ve kütüphanelerin yaşam merkezi haline dönüştürülmesi için stratejiler üretilmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, Bakanlıkça bu yıl 3 kütüphanenin yeniden yapılandırıldığı, 41'inde de çalışmaların sürdürüldüğünü belirtti. - Ankara