Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı ve İslami Ticaret, Sanayi ve Ziraat Odası (ICCIA) Başkan Yardımcısı Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyanın en az gelişmiş 48 ülkesinin 21'inin İslam ülkeleri olduğunu belirterek, "Kendi aramızda da büyük bir uçurum var. En zengin İslam ülkeleri ile en fakirleri arasında, 100 kattan fazla gelir farkı var. Artık bu durumun değiştirilmesi, kardeşliğin güçlendirilmesi gerekir. bunun en önemli yolu da ticarettir." dedi.
Hisarcıklıoğlu, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin 33. Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İslam ülkelerinin sorunlarına her zaman büyük önem verdiğini, başta Filistin olmak üzere, Somali ve Arakan gibi sancılı coğrafyalarda sıkıntı çeken insanlara,ortak değerlere her zaman sahip çıktığını söyledi.
Erdoğan'ın, İslam dünyası arasında iş birliğinin ve dayanışmanın artırılması konusunda en büyük gayreti gösterenlerden biri olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "İslam dünyasının kalkınması, Müslümanların refahının arttırılması için özel sektörün önemini de her zaman vurguladı. Her çalışmamızda bize büyük destek oldu." dedi.
Ekonomik ve siyasi dengelerin değiştiğini, yeni bir küresel dönemin sancılarının yaşandığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu değişimi okuyabilen ve bu değişime hazırlık yapanların kazanacağı bir sürecin içindeyiz. İslam dünyası olarak bizler, dünyayı iyi okumalıyız. Dönüşümü görmeliyiz. Bu süreçte kendi öz eleştirimizi de iyi yapmalıyız. İslam ülkeleri olarak çok büyük hazinenin üzerinde oturuyoruz. İSEDAK verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini İslam ülkeleri oluşturuyor.
Dünya petrol rezervlerinin yüzde 69'u, dünya doğalgaz rezervlerinin yüzde 57'si de İslam ülkelerinde. Dahası, dünyanın bütün ticaret ve enerji koridorlarının da tam üzerindeyiz. Ama ne yazık ki bütün bu avantajlarımıza rağmen dünya zenginliğinden aldığımız pay sadece yüzde 12. Tek başına ABD dünya zenginliğinin yüzde 25'ine, Çin ise yüzde 15'ine sahip. 57 İslam ülkesinin toplamı bu rakama ulaşamıyor. Daha vahimi, dünyanın en az gelişmiş 48 ülkesinin 21'i maalesef İslam ülkeleri. Kendi aramızda da büyük bir uçurum var. En zengin İslam ülkeleri ile en fakirleri arasında, 100 kattan fazla gelir farkı var."
Artık bu durumun değiştirilmesi, kardeşliğin güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, bunun en önemli yolunun da ticaret olduğunu vurguladı.
Bugün gelişmiş ülkelerin ticaretlerinin yarıdan fazlasını yakın komşuları ile yaptığını hatırlatan Hisarcılklıoğlu, "İslam ülkeleri olarak bizler ise dış ticaretimizin sadece yüzde 20'sini birbirimizle yapabiliyoruz. Elbette bu rakamda her yıl kademeli bir artış yaşanıyor. Ama hala potansiyelimizin çok çok altındayız. Bu konuda hızlı davranmak zorundayız." dedi.
"Tercihli Ticaret Anlaşması hayata geçirilmeli"
Hisarcıklıoğlu, en öncelikli konunun Tercihli Ticaret Anlaşması'nın hayata geçirilmesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Tercihli Ticaret Anlaşması ekonomik iş birliğinin ilk basamağıdır. Yani sadece belirli ürünlerde gümrük indiriminin sağlanmasıdır. Ama biz bu adımı bile atmakta zorlanıyoruz. 57 ülkenin 13'ü TPS-OIC'i imzaladı, TPS-OIC bu on ülke tarafından onaylandı. Ancak taviz listeleri güncellenmediği için TPS-OIC halen uygulamaya geçmedi. İslam ülkelerinin siyasi iradelerinden beklentimiz, anlaşmanın uygulamaya geçmesi için gerekli adımları atmaları, bizlerin önünü açmalarıdır. "
Diğer önemli bir konunun da vize uygulamaları olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Bizim kültürümüzde kardeşler birbirinin evine vize alıp değil, selam verip girer. Ama biz burada birbirimize engel koymaya devam ediyoruz. Unutmayalım ki insanlar girip çıkarken zorlandıkları ülkeyle değil, rahat ulaşabildikleri ülkeyle ticaret yapar. Sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde Türkiye bu alanda çok önemli adımlar attı. İslam iş dünyası olarak beklentimiz, İslam ülkeleri arasında en azından iş adamlarına yönelik vize uygulamalarının kolaylaştırılmasıdır." diye konuştu.
Üçüncü önemli konunun da ticari sorunların hızlı çözümü olduğuna değinen Hisarcıklıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bizler, gecikmiş adaletin bile adaletsizlik olduğunu söyleyen bir dinin mensuplarıyız. İş dünyası da, sorunların adil ve hızlı şekilde çözüleceğine inandığı ülkelere yatırım yapar. Bu, ticaretin kuralıdır. Bu nedenle ortak tahkim meselesi bizim için çok önemli. Cumhurbaşkanımızın İslam Zirvesi'nde dile getirdiği, İstanbul'da Ortak Tahkim Merkezinin kurulması için gerekli çalışmaları başlattık. Bu konuda farklı önerileri içeren müzakere metinlerini hazırladık. İslam Odası ve TOBB olarak çalışmalarımızı, İSEDAK'tan alacağımız yönlendirme doğrultusunda sürdüreceğiz. İnşallah gelecek yılki İSEDAK toplantısında Ortak Tahkim Merkezi çalışmamızı tamamlamış olacağız."
Türk iş dünyası olarak her konuda İslam Odası ve İslam Kalkınma Bankası ile yakın çalıştıklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, İslam ülkelerinde girişimciliğin geliştirilmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi, modern ticaret borsacılığı, gümrük uygulamaları ve oda sisteminin geliştirilmesi gibi konularda çalışmaları başarı ile yaptıklarını söyledi.
Türkiye'de misafir olan Suriyelilerin ekonomiye entegrasyonu için de çalışmaları sürdürdüklerini aktaran Hisarcıklıoğlu, beş bin Filistinli'ye istihdam sağlayacak sanayi bölgesi projesine devam ettiklerini belirtti.
Burada da İSEDAK'ın desteğine büyük önem verdiklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, "İslam coğrafyasının birer parçası olan bizler, bildiklerimizi birbirimizle paylaştıkça zenginliğimiz katlanarak artacaktır. Çünkü bizim inancımızda vermek; malı, bilgiyi, tecrübeyi eksiltmez, çoğaltır. Unutmayalım ki, ancak bu şekilde ümmetin refah ve huzurunu artırabiliriz." dedi.
Son Dakika › Güncel › İsedak 33. Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?