Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 244 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen davada savunması alınan 28. Mekanize Piyade Tugayı'nda görevli sanık eski uzman çavuş Yusuf Ziya Şimşek, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
15 Temmuz'da mesai sonrası birlikten arkadaşlarıyla yemek yediği sırada saat 22.00 civarında Uzman Çavuş Akif Cin'in arayıp alarm verildiğini söylemesi üzerine kışlaya gittiklerini belirten Şimşek, bölük komutanı Yüzbaşı Sungur Poroy'un emri üzerine Kürşat Yaman'dan aldığı mühimmatı şarjörlere doldurduklarını söyledi.
Poroy'un, Genelkurmay Başkanlığına terör saldırısı olduğunu, oranın güvenliğini sağlamak üzere gideceklerini söylediğini öne süren Şimşek, kendisinin Astsubay Mustafa Tavukçu'nun araç komutanı olduğu ZPT'ye bindiğini ifade etti.
Şimşek, tabur komutanının aracını takip ettiklerini ve Jandarma Genel Komutanlığına geldiklerini belirterek, A nizamiyede durduklarını, bir müddet sonra da vatandaşların sayısının arttığını anlattı.
Jandarmadan da ateş sesleri geldiğini, bir müddet sonra Yarbay Ertuğrul Terzi'nin bindiği ZPT'nin önünde iki vatandaşın yerde yattığını gördüğünü ancak kimin vurduğunu bilmediğini iddia eden Şimşek, bir albayın "7 şehit var, polis shortlandını görürseniz ateş edin." dediğini belirtti.
Şimşek, albayın vatandaşlara doğru da ateş ettiğini, bu bölgede 3 kişinin öldüğünü söyledi. Şimşek, "Vatandaşların üzerine ateş ediliyordu. Albay Erkan Öktem'i bizzat gördüm. Yanında 6-7 kişi daha vardı. Albayın atış yönü vatandaşlara doğruydu." ifadelerini kullandı.
Mustafa Tavukçu ile alt geçitten gelen araçları uyararak, onların can güvenliğini düşünerek havaya da ateş ettiklerini savunan Şimşek, daha sonra da ZPT'yi jandarmanın içine aldıklarını anlattı.
Şimşek, içeri girdikten sonra Poroy ve yanındaki bazı kişilerin olanları öğrenip dışarı çıkmak için plan yaptığını dile getirerek, kendisinin, bazı rütbeli personelin ve erlerin ZPT'ye bindiğini bildirdi.
Çıkış yapmak için ZPT'ye bindikleri sırada bir üsteğmenin "Buradan hiçbir yere gidemezsiniz. Çıkış yok." dediğini öne süren Şimşek, bariyerleri kırarak geçen ZMA'nın peşinden dışarı çıktıklarını kaydetti.
Şimşek, kimseye zarar vermediklerini ve polise teslim olduklarını belirterek, tahliye talebinde bulundu.
"Gördüklerim korkunçtu"
Sanık eski uzman çavuş Mehmet Faik Keçeci de, 15 Temmuz döneminde 28. Mekanize Piyade Tugayı tank taburunda görev yaptığını belirterek, FETÖ ya da başka bir örgütle iltisakının olmadığını öne sürdü.
15 Temmuz'da WhatsApp grubundan alarm verildiğini belirten bir mesaj geldiğini, sonrasında da 4. Kolordu'dan benzer bir mesaj aldığını iddia eden Keçeci, kışlaya saat 23.00'te girdiğini anlattı.
Bölük komutanı Yüzbaşı Adil Baykal'ın kendisine üstünü giymesini emrettiğini, tankların başında da Baykal'ın yanı sıra tabur komutanı Yarbay Nuri Büyükyazıcı'nın bulunduğunu ifade eden Keçeci, bölük komutanının emriyle bir tanka bindiğini söyledi.
Keçeci, Genelkurmay Başkanı'nın FETÖ'cüler tarafından rehin alındığını ve oranın güvenliğini sağlamak için gideceklerinin söylendiğini iddia etti.
Birlikten çıkarken karşı yönden gelen ZPT'lerle çarpışmamak için durduklarını ve en arkada bulundukları için de öndeki 3 tankı kaybettiklerini iddia eden Keçeci, nizamiyeden çıkınca aynı yöne gittiklerini düşündükleri ZPT'leri izlediklerini bildirdi.
Keçeci, Jandarma Genel Komutanlığına geldiklerini belirterek, burada bekledikleri sırada Yarbay Ertuğrul Terzi'nin "Tank tank, mermim bitiyor ateş et" dediğini söyledi. Silahlarının arızalı olduğunu ifade etmesi üzerine Terzi'nin tamir ettirmesini söylediğini, buna cevap vermediğini iddia eden Keçeci, "Tankın görüş alanı kısıtlı olduğu için her şeyi göremedim ama gördüklerim de korkunçtu." diye konuştu.
Keçeci, şunları söyledi:
"Termalden baktığımız zaman merminin nereden atıldığını görüyoruz. En çok atışlar jandarmanın sağ tarafından yapılıyordu. Üç uzman çavuştuk. Bunları görünce ağlamaya başladık. Kendimizi kaybettik. Karşıdan halk gelmeye başlamıştı.
Bu sırada karşı taraftan Türk bayraklı biri geliyordu. Periskoptan gördük. O tarafa nişan alıp atan Ertuğrul Terzi'ydi, HK33 silahıyla. İnsanların düştüğünü gördüm. Türk bayraklı olan düştü, onu kurtarmaya gelen ayağından vuruldu. Yemin ediyorum ağladık."
Bölük komutanına ulaşamayınca taburda kalan Astsubay H.K'yi aradığını, H.K'nin de sıkıntılı olaylar olduğunu belirtip kimseye ateş etmemelerini ve beklemelerini söylediğini anlatan Keçeci, bir ara polisle irtibat kurup tankın silahlarını karargaha doğru çevirdiklerini anlattı.
"Halkı ezin yolu açın"
Keçeci, kendilerine de jandarmadan ateş geldiğini öne sürerek, Yarbay Terzi'nin "Tank, halkı ezin yolu açın." diye bağırdığını, buna karşılık "Aküler arızalı" cevabını vererek tanka girdiğini iddia etti.
Yollar kapalı olduğu için hareket edemediklerini, sabah olup açık bir yol bulunca birliğe döndüklerini öne süren Keçeci, birliğe gittikten sonra 18 Temmuz'a kadar eve gitmeden çalıştığını, ardından da merkez komutanlığından gelen personele teslim olduğunu söyledi.
Keçeci, tahliye talebinde bulundu.
Son Dakika › Güncel › Jandarma Genel Komutanlığındaki Darbe Girişimi Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?