Kadının Banka Kartını Almak Ekonomik Şiddet Göstergesi"

OKTAY ÖZDEN - Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülrezak Altun, çalışıyor olsa bile bazı kadınların banka kartlarının eşlerinde olduğunu belirterek, "Kimi durumlarda kadın, çalıştığının karşılığında elde ettiğini bile serbest biçimde harcayamıyor. Bu örnekler maalesef tekil değil, oldukça yaygın. Bu, bir ekonomik şiddet biçimi." dedi.

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, 10 milyon 150 bin avro bütçeli, 26 ilde uygulanan Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi'nde görev alan Altun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ev içinde ve kadına şiddetle mücadele konusunda çalışma yaptıklarını söyledi.

Öncelikle kadına yönelik şiddetin önlenmesi gerektiğini vurgulayan Altun, toplumsal cinsiyet eşitliğinin, yani kadınların en az erkekler kadar toplumsal yaşama katılımının sağlanması konusundaki önceliklerin önemli olduğunu anlattı.

Altun, kadınların erkeklerden daha geri olduğu bir toplumda, arzu edilen toplumsal sıçramanın yapılabilme şansına sahip olunamayacağını düşündüklerini vurguladı.

Şiddetin eşitsiz konumdan kaynaklandığına dikkati çeken Altun, şöyle konuştu:

"Daha güçlü olan güçsüz olana şiddet uyguluyor. Bunu ortadan kaldırabilmenin temel yolu, öncelikle olarak şiddet uygulayana 'Yapma' demek ama aynı oranda şiddete maruz kalanı da şiddet uygulayanın karşısında güçlendirmekle ilgili. Kadınlar ya da dezavantajlı gruplar, aynı oranda güçlendiklerinde ya da kendilerini bu manada koruyacak toplumsal kurumlarla muhatap olduklarında şiddetten bir kere öncelikle korunacaklar diye düşünüyoruz. Şiddetsiz bir toplum ya da şiddetin minimize edildiği bir toplum aslında arzu edilen toplumsal sıçramanın temel koşulunu oluşturuyor. Bu, bana hem sosyal hem kültürel hem siyasi hem ekonomik manada bir sıçramanın temel koşulu diye geliyor."

Kadınların çalışma hayatına katılımı

Altun, kadınların ekonomik anlamda daha çok güçlenmesi ve okumasının önemine değindi.

Kız çocuklarının okumasıyla ilgili önemli mesafeler katedildiğine işaret eden Altun, "Babalar, aileleri için her şeyi yapıyorlar ama annelerin de bu çabaya katkıda bulunduğu bir ortamı yaratmak hepimiz için öncelikli hedeflerden biri olmalı." dedi.

Prof. Dr. Altun, ekonomik şiddetin de bir şiddet türü olduğunu vurguladı.

Kadının ekonomik olarak imkanlarını elinden almanın, eğer çalışmıyorsa kendisine evin ihtiyaçlarını karşılayacak kaynağı sağlamamanın ekonomik şiddete girdiğine dikkati çeken Altun, şunları kaydetti:

"Kadın çalışıyor olsa bile maaşının yattığı banka hesabının kartı eşinde olabiliyor. Kimi durumlarda kadın, çalıştığının karşılığında elde ettiğini bile serbest biçimde harcayamıyor. Bu örnekler maalesef tekil değil, oldukça yaygın. Bu, bir ekonomik şiddet biçimi. Bizim öncelikle algıladığımız gibi vurma, kırma, sövme yok ama bu da bir bireyi başka bir bireyin kendi gücünden istifade ederek baskı, kontrol altına alması. Bunların tümü mücadele edilmesi, konuşulması gereken şeyler. Bunlar kuşkusuz kadın ve erkeğin aile içinde temel uzlaşısı, bireysel tercihleri olabilir. Konuştuğumuz konu, daha çok eşitsizlikten kaynaklanan durumlar. Her birey aslında ekonomik ve eğitim olarak güçlenmeye başladıkça birbirine bağımlılık ve ast-üst ilişkisi ortadan kalktıkça, her bireyin birbirinin üstünde uyguladığı güç ve nihayetinde şiddet de ortadan kalkacaktır."

"Şiddet mi yoksa görünürlüğü mü arttı?"

Altun, eğitimin şiddeti önlediğini, buna karşın çok iyi, üst düzey eğitime sahip olup da şiddete uğrayan kadın örnekleriyle de karşılaşıldığını dile getirdi.

"Daha eğitimli, daha sosyal yaşama katılma konusunda becerikli olan kadınlar, en azından bizim görmediğimiz kapalı kapılar ardında, yüksek duvarlar arkasındaki kadınlara göre daha şanslılar." diyen Altun, diğerlerinin ne tür koşullar içinde, ne tür sorunlarla karşıya karşıya bulundukları konusunda çok fazla fikirleri olmadığını bildirdi.

İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Altun, son zamanlarda basında şiddet ile ilgili haber sayısının arttığını, ardından "Şiddet arttı mı?" tartışmasının yaşandığını belirterek, kendilerinin ise "Şiddet mi yoksa görünürlüğü mü arttı?" sorusunu sorguladıklarını açıkladı.

Abdülrezak Altun, toplumsal değişimin bugünden yarına olmadığını, bugün gösterdikleri çabanın yıllar sonra yaşama geçeceğini, çocukların farklı bir dünyada, farklı bir algıyla yaşamaya başlayacağını sözlerine ekledi.