Kansere İnat Dans Ediyorlar

25 kanser hastası, hastalıklarıyla mücadelelerini dansa benzeterek doğru adımlarla ‘hayatın her alanında varız’ dediler ve latin dansları eğitimlerinde ter dökmeye başladı. Profesyonel antrenörler eşliğinde ücretsiz salsa eğitimi alan hastalar; “Kanserle değil hayatla dans ediyoruz” mesajını verdi.

Amerika’da Türk kurucularının girişimleri ile hayata geçen ‘Kanserle Dans Derneği’ okyanusları aştı sosyal medya aracılığı ile hasta ve hasta yakınlarına ulaştı, duyarlı vatandaşları harekete geçirdi. Hastalıklarını dansa benzeterek doğru adımlarla doğru mücadeleyi verebilmeyi esas alan dernek, Türkiye’de ilk kez İzmir’de Alsancak Sueno Dance Academy Okulu ile bir araya gelerek farklı tür içeren 25 kanser hastasının Sosyal Latin Dansları antrenörleri ile ücretsiz salsa eğitimleri almalarını sağladı.

“YARIŞMALARA HAZIRLANABİLİRLER”

İzmir Alsancak Sueno Dance Academi Okulu kurucularından Sosyal Latin Dansları antrenörü Yusuf Erel, projeye ilişkin duyuruyu sosyal paylaşım sitesinde gördüğünü ve kayıtsız kalmanın mümkün olamayacağını söyledi.

Dans okulu olarak ilk kez böyle bir proje başlattıklarını anlatan Erel, şöyle konuştu: "Kanserle dans derneğinin talebiyle. Bu projede çok yoğun tempoda olmamıza rağmen mutlu olduklarını görmek bizleri de mutlu ediyor Projemiz başlayalı bir ay oldu. Şu an salsa öğreniyorlar. Bu proje düşünülerek değil hissedilerek hayata geçmiş oldu. Burada ‘hasta’ kelimesi yasak. Öğrencilerimiz ya da kursiyerlerimiz diyoruz. Her yaş grubundan da kursiyerimiz var. Buraya geldiklerinde hastalıklarını ve iş- özel yaşantılarına ait tüm streslerini unuttuklarını dile getiriyorlar.” Projenin takvime dayalı bir çalışma olmadığını hatırlatan Erel; sözlerini şöyle sürdürdü: “Projenin belirli bir bitiş tarihi yok. Henüz bu bir başlangıç. İleriye dönük projelerimiz var. Sezon sonuna kadar koreografi haline getirerek sunmak istiyoruz. Belki kendileri ile birlikte talep olursa yarışmalara da hazırlanabiliriz.”

Kanser yüzünden babaannesini kaybettiğini ve aynı yıl annesine de aynı teşhisin konulduğunu aktaran Canan Sinem Çetin de, kanser ve kansere karşı mücadele bilincinin artırılması gerektiğini bu sebeple dernekle irtibata geçtiğini ve ardından İzmir ayağının gönül elçisi olduğunu söyledi. Annesinin de zaman zaman dans derslerine dahil olduğunu belirten Çetin; sözlerine şöyle devam etti: “Babaannemi kanserden dolayı kasım ayında kaybettik. Anneme de kanser teşhisi konuldu. Sosyal medya üzerinden yaptığım araştırmalarla dernekle tanıştım. Annemle derslere katılıyorum. Burada olmaktan çok memnunum. Bu projenin Türkiye’nin çeşitli illerine yayılması için dans okullarından talep gelmesini temenni ediyorum.”

EŞİ PROSTAT KENDİSİ MEME KANSERİ

Kanserle ilk olarak aile fertlerinin yaşamlarını yitirmesine neden olduğu için ardından 2005 yılında kendisine konulan ‘meme kanseri’ teşhisi ile tanıştığını belirten 54 yaşındaki Saadet Köknel de kanserin gülen yüzü olduklarını dile getirdi. Salsa derslerinde en büyük destekçisinin kursta aynı zamanda partneri olan eşi olduğunu belirten Saadet Köknel; şunları söyledi: “2005 yılında meme kanseri teşhisi konuldu. Annemi, ablam ve teyzemi kanser yüzünden kaybettim. Kanserle Dans Derneğiyle tanıştıktan sonra, ‘neden biz dans etmeyelim?’ diye eşime teklif götürdüm. İlk olarak çekindi ama sonrasında kabul etti. Ben kanserimin gülen yüzüyüm. Doktorlar üzerine düşen görevleri yapıyor. Acılar hep anlatılıyor ama ben asla acılardan bahsetmiyorum çünkü gülen yüze ihtiyacımız var hayata devam edebilmek için. Lütfen herkes hayatta bir şeylere tutunarak devam edebilir. Evliyim, üç çocuğum, 5 torunum var. Hayatın meyveleri de benimle. Demek ki hayat bir şekilde devam ediyor. Ajitasyona hayır, gülen yüze devam.”

“ÖRNEK ÇİFT OLDUK”

37 yıllık evli olduklarını ve hastalıkta sağlıkta hep yan yana dik durduklarını kaydeden Mustafa Köknel de kendisinin de prostat kanseri ile mücadele ettiğini söyledi. 64 yaşında olduğunu anlatan Mustafa Köknel, sözlerini şöyle tamamladı: "Salsa yapmaya çalışıyorum. Biz de de prostat var. Eşim bana ilk salsa teklif ettiğinde biraz çekindim ama, ‘hatun nerdeyse biz ordayız’ dedik kendimize. Etrafımızdan da olumlu tepki aldık. Kanser olduğumuzda örnek çift olarak tanıtıldık. Bu herkesin başına gelebilecek bir durum. Önemli olan hayattan kopmamalarıdır.”

ALEV HAMİTOĞULLARI-ALİ GÖZETEN