Kızım, Arkadaşının Yere Attığı İğde Kabuklarını Toplayıp Yedi, Kahroldum - Son Dakika
Son Dakika Logo
Güncel

Kızım, Arkadaşının Yere Attığı İğde Kabuklarını Toplayıp Yedi, Kahroldum

Kızım, Arkadaşının Yere Attığı İğde Kabuklarını Toplayıp Yedi, Kahroldum
25.06.2009 03:09

Dolayoba'dan Sultanbeyli'ye Giden Yolun Kenarında "Pancar" Dedikleri Şeyi Toplayan İki Kadına Rastladık.

Dolayoba’dan Sultanbeyli’ye giden yolun kenarında "pancar" dedikleri şeyi toplayan iki kadına rastladık.

Bir tanesi mahalledeki çocuklar iğde yerken çocuğuna alamadığını anlattı: "6 yaşındaki kızım başkasının yere attığı iğde kabuklarını toplayıp yedi. Kahroldum."

DOLAYOBA’dan Sultanbeyli’ye giden yol üzerinde yeşillikler arasında ot toplayan iki kadına rastlıyoruz. Ne olduğunu bilmedikleri fakat pancar dedikleri bir şeyi topluyorlar. Yağda önce soğanı ardından bu otu kavurup, üzerine yumurta kırıp bir öğünü kurtardıklarını anlatıyorlar. Yaşları henüz 30’larda olmasına rağmen epey yaşlı görünen bu iki kadın önce içlerini döküyorlar ama sonra paniğe kapılıp, "Abla kurbanın olam bizim ismimizi resmimizi gastede çıkartma" diye yalvarıyorlar. Sözümüzü tutup, isimlerini vermiyoruz. Biri 3, öbürü 4 çocuk sahibi kadınların ikisinin de kocası işsiz. İşsiz kocanın sinirli olduğundan, kimi zaman kendisini ve çocukları dövdüğünden bahsediyor 3 çocuk sahibi olan. 5 yaşındaki en küçük kızı yanımıza sokulurken bir sır verir gibi sessizce fısıldıyor. "İşte bu" diyor "Mahallede çocuklar iğde yiyordu. ’Ben de istiyorum’ diye tutturdu. Yok işte. Para mara yok. Olsa almaz mıyım? Evladım o benim. Bir lira verip alamadım. Başka bir çocuk iğedeleri soyup kabuklarını yere atıyordu. Bizimki onları yerden toplayıp yemeye başladı. Kahroldum."

Oğlumun kirasını ödüyorum

Bir yanda kurumaya bırakılmış yıkanmış yünler diğer yanda sobayı tutuşturmak için kırılmış odunlar... Bohçacının ısrarına rağmen, evin önünde otaran kadınlar almıyorlar 10 liralık çarşafı. Dolayoba’da uzun yıllardır yaşayan Rukiye Aydın, iki oğlunun da işsiz olduğunu, 2-3 çocuk babası olan oğullarının ev kirasını dantel yaparak çıkarmaya çalıştığını anlatıyor. Oğullardan biri Tuzla Belediyesi öbürü ise emlakçıda çalışırken işten çıkarılmışlar. Gülbeyaz Eroğlu oğlunun hálá işini kaybetmedğini şükürler ederek anlatırken, kızının ve damadının işsizler ordusuna çoktan katıldığından yakınıyor.

Bahçe olmazsa açtık

"Kriz vurdu, aç kaldık" diyerek bahçeyi gösteriyor Fatma Koç, "Bahçeyi ekip karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. Dokuz yıl önce kocam trafik kazasında öldü. Ekmek buluyorsun çay yok. Çay buluyorsun şeker yok. Öyle yokluk içinde yaşıyoruz" diye konuşuyor. Kayınvalide Havva Koç, TIR şoförü oğlunun aylardır işsiz olduğunu söylüyor.

Nakliyeci siftahsız

Kahvehanede tanıştığımız nakliyeci Şükrü Özdemir, bir haftadır siftah yapamamış. Arada bir iki iş çıktıkça 10-20 lira gibi mazot parasını çıkaracak kadar kazandığını söyleyen Özdemir "Bir gün ekmek götürüyorum eve; bir gün götüremiyorum. İki çocuğum var. Harpten mi çıktık? Deprem mi oldu? Ne krizi bu" diye hesap soruyor. Sonra umutsuzça rica ediyor: "Kızım gazeteye yazsan belki traktörümü kiralayan çıkar."

Bohça omuzda saatlerce boş geziyor

BOHÇAÇI Gülşen, İzmit’ten yükleyip çeyizliklerini Dolayoba’da satmaya gelmiş. "Eve ekmek götürecek para çıkmıyor kimi zaman" diyen Bohçacı Gülşen agresif bir tonlamayla şunları anlatıyor: "Zorla çarşaf veriyorum almıyorlar. 5-6 aydır böyle. Gün oluyor çoluk çocuğa ekmek götüremiyoruz. İşimiz zor."

Patron kaçtı, 80 kişi içeride birikmiş maaşlarla işsiz kaldık

UĞRADIĞIMIZ kahvehanede günlüğü 20 liraya çay servisi yapan Neşat Kulu, bir çelik kapı şirketinde aylarca maaşını alamadan çalışmış. Patronlar borçları da bırakıp kaçtığında 80 kişi aylarca birikmiş maaşlarıyla işsiz kalmış. Kredi ve borç batağına saplanan Kulu, "Bakkala, kasaba her yere veresiye yazdırdık. Allahtan burası bana bir iş verdi. Az da olsa kazanıyorum ama bu borçlarla ne yapacağım bilmiyorum. Bu kazançla borçları kapatmama imkan yok. Her şeyi tozpembe gösterilyorlar ama hayatın gerçeği çok farklı" diye konuşuyor. İki kızı olduğunu ve okul aidatlarını ödeyemediğini anlatan Kulu, tapusuz evlerinin yakılmasından koktuğunu da dile getiriyor.

5 liralık tıraşta bile pazarlık yapıyorlar

MAHALLENİN kahvesinin yanında dükkan sahibi olan berber Fehmi İşler de kriz mağduru. Yanıbaşındaki kahvehane dolup taşarken sinek avladığını belirten İşler, "İş güç yok oturuyoruz. Siftahsız günler çoğaldı. 5 liraya tıraş yapıyoruz yine de pazarlık ediyorlar" diyor. 2001 krizini bile arar hale geldiğini anlatan İşler sözlerini şöyle sürdürüyor: "2001 krizi bu kadar korku yaratmamıştı. Kimsenin bir şeye inancı kalmadı. Ben dükkanın faturalarını bile ödeyemiyorum. Ne yapayım? Emekli maaşım yarısı kredi kartı borçlarına gidiyor. Ne yapayım, bilemiyorum."

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Kızım, Arkadaşının Yere Attığı İğde Kabuklarını Toplayıp Yedi, Kahroldum - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement