Mahinur Özdemir'in Partisinden İhraç Edilmesi - Son Dakika
Güncel

Mahinur Özdemir'in Partisinden İhraç Edilmesi

Belçika Demokratik Hümanist Merkez (CDH) partisinin ülkedeki ilk başörtülü milletvekili Mahinur Özdemir'i 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını tanımadığı için ihraç etmesi, Avrupa'da düşünce özgürlüğü kavramını bir kez daha gündeme getirdi.

30.05.2015 13:06

Belçika Demokratik Hümanist Merkez (CDH) partisinin ülkedeki ilk başörtülü milletvekili Mahinur Özdemir'i 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını tanımadığı için ihraç etmesi, Avrupa'da düşünce özgürlüğü kavramını bir kez daha gündeme getirdi.

Avrupa'nın farklı ülkelerinde geçmişte yaşanan benzer örnekler, düşünce özgürlüğünün yaşlı kıtada sadece belli kesimler için geçerli olduğunu gözler önüne seriyor.

Özdemir, parti yönetiminden gelen 1915 olayları ile ilgili Ermeni iddialarını "soykırım" olarak tanıması baskısını reddettiği için CDH'nin "etik" komitesi tarafından partiden ihraç edilmişti.

- Hollanda'da benzer sebeple 3 Türk'e siyaset yolu kapandı

Benzer olay 2006 yılında Hollanda'da da yaşanmıştı.

Ülkenin köklü partilerinden sosyal demokrat İşçi Partisi (PvdA) ve Hristiyan Demokratlar Birliği (CDA), 2006'daki genel seçimlere kısa bir süre kala, iki partinin aday listesinin seçilebilecek sıralarında bulunan üç Türk kökenli ismi listeden attı.

PvdA'nın Erdinç Saçan'ı, CDA'nın ise Ayhan Tonca ve Osman Elmacı'yı son anda, hem de parti kongrelerinde onaylanan aday listelerinden atmasının gerekçesi üç ismin de 1915 olaylarına ilişkin bilinen Ermeni tezlerini kabul etmemeleriydi.

Uzun süre siyaset gündeminde kalan olay, ülkedeki Ermeni lobisinin dayatması sonucu yaşanmıştı. Ermeni kuruluşlarının seçime az bir zaman kala iki siyasi partiye gönderdiği mektuplarda,  üç ismin 1915 olayları konusunda Türkiye'nin tezlerini savundukları iddiası dile getirilmiş, ardından başlatılan kampanya adayların listeden atılmasıyla sonuçlanmıştı.

-Kuzu ve Öztürk farklı düşündükleri için partilerinden ihraç edildi

Hollanda'da son olarak geçen sene kasım ayında PvdA milletvekillerinden Selçuk Öztürk ve Tunahan Kuzu, entegrasyon ve Müslümanlara yönelik farklı görüşlerinden dolayı partilerinden ihraç edildi.

Kuzu ve Öztürk'ün, aynı partiden başbakan yardımcılığı yapan Lodewijk Asscher'in şeffaf olmadıklarını ileri sürdüğü Türklere ait bazı kuruluşları mercek altına alma isteğine karşı çıkmaları partide krize yol açtı. Bahsi geçen Türk kuruluşlarının kanunlar çerçevesinde faaliyet gösterdiğini belirten iki milletvekili mercek altına alma durumunun toplumda güvensizliğe yol açacağını dile getirdi. Parti yönetiminin tutumlarını değiştirmelerini istediği Kuzu ve Öztürk'ün geri adım atmaması ihraçla sonuçlanmıştı. Her iki isim şimdi kendi kurdukları partiyle Mecliste çalışmalarına devam ediyor.

- Fransa'da durum farklı değil

Özellikle Ermeni tezleri konusunda son yıllarda izlediği tek taraflı politikalar, çıkardığı kanunlar ve uygulamalarıyla hukuk otoritelerinin tepkisini çeken Fransa'nın da fikir hürriyeti konusundaki sicili pek parlak görünmüyor.

Lyon-Villeurbane kentinde yaşayan Prof. Dr. Baskın Oran'ın kızı Sırma Oran Martz, 2008 yılında Yeşiller Partisi'nden yerel seçimlerde aday olmuş, Yeşiller, Sosyalist Parti (PS) ile ittifak yapınca PS'li Belediye Başkanı Jean Paul Bret, Sırma Oran Martz'ı kendi listesine almak için 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını tanımasını şart koşmuştu. Oran, böyle bir şartı kabul etmeyerek adaylıktan çekilmişti.

Olay sonrasında Bret'den davacı olan Sırma Oran, "Türk kökenli" olduğu için Ermeni iddialarıyla ilgili açıklama yapmasının istendiğini, bunun da ayrımcılık olduğunu söylemişti. Sırma Oran'ın, Bret hakkında açtığı dava 2008'de tamamlanmış ve Oran davayı kaybetmişti. Oran aleyhine karar veren mahkemenin gerekçeleri ise bir hayli ilginçti.

Mahkeme, Sırma Oran'ın, "Lyon kentinde açılan Ermeni iddialarına ilişkin anıta karşı bölgedeki Türk vatandaşları tarafından 18 Haziran 2006 tarihinde düzenlenen mitinge katılmış olmasını" ve "Fransa'nın 2001 yılında 'Ermeni soykırımını' yasa ile resmen tanımasını" gerekçe göstererek, kendisine ayrımcılık yapılmadığı sonucuna varmıştı. Mahkemenin bu kararıyla, 2001 yasasının ardından Fransa'da ilk defa bir kişi Ermeni iddialarını reddettiği gerekçe gösterilerek hüküm giydi.

Mahkeme bununla da yetinmeyerek, dava açma hakkını usulsüz kullandığı gerekçesiyle Sırma Oran'ı tazminat ve masraflarla beraber yaklaşık 20 bin avro ödemeye mahkum etti.

Oran'ın, iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdığı dava henüz sonuçlanmadı.

Diğer taraftan Oran'ın, Belediye Başkanı Bret'in şartını kabul etmeyerek adaylıktan çekilmesi üzerine, Ermeni diasporasının önde gelen figürlerinden Laurent Leylekyan, yöneticisi olduğu France-Armenie dergisinde Türklere hakaret eden ırkçı bir yazı kaleme aldı.

Leylekyan, yazısında, "Soykırımı kabul etmeyen tüm Türklerin insanlığın utancı olduğu, toplumdan ayıklanmaları gerektiği, Oran'ın Ankara ajanı, inkar politikası sözcüsü ve insanlık dışı bir şahıs olduğu" tarzında sert ifadeler kullanmıştı.

Oran, bu hakaretler üzerine Paris Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş, yapılan soruşturmanın ardından dava 24 Ocak 2013 tarihinde görülmüştü. 28 Şubat 2013'te açıklanan kararda, Leylekyan'nın ifade özgürlüğünü aşan yazısını hakimler "bir cadı avı" olarak nitelendirmişti.

Bunun üzerine Leylekyan, kararı teymize götürmüş ve ikinci dava 14 Kasım 2013 tarihinde görülmüştü. Temyiz mahkemesi Oran'ı haklı bularak Leylekyan'ı tecilli hapis ve 4 bin 500 avro para cezasına çarptırmıştı. Leylekyan'ın, aynı suçu 5 yıl içinde bir kez daha işlemesi halinde hapse girmesi kararlaştırılmıştı.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Mahinur Özdemir'in Partisinden İhraç Edilmesi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement