GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Diyaliz hastası Semavi Duraman'dan genel ve detay görüntüler ile röportaj ÖZGÜN TİRAN - Böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gören ve düzenli şekilde diyalize giren hastalar, yaşamını "hayat arkadaşım gibi" dedikleri diyaliz makinesine bağlı sürdürmek zorunda kalıyor. Yaş aralığı her geçen gün düştüğü belirtilen böbrek yetmezliği, kişilerin hayatını olumsuz yönde etkilerken makineye bağlı bir yaşamı da beraberinde getiriyor. Kırklareli Diyaliz Merkezinde yaklaşık 5 yıl önce hizmete giren 20 yataklı diyaliz ünitesinden 46 hasta yararlanıyor. Araçlarla evlerinden alınan hastalar, hastaneye gelmeden önce girecekleri makineler hazır bekletiliyor.Hastaneye gelen böbrek hastalarının ilk etapta kiloları ölçülüyor. Vücutlarındaki biriken sıvıya göre işlem yapılan hastalar durumlarına göre yaklaşık 4 saat diyaliz makinesine bağlı kalıyor. Yaşamının bir bölümünü diyaliz merkezinde geçiren hastalar nakil olacağı günün hayalini kuruyor. Türkiye'de organ nakli bekleyen 28 bin hastadan biri olan Semavi Duraman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1999 yılından bugüne kadar diyaliz tedavisi gördüğünü söyledi.Yaşamını birçok zorluk karşısında sürdürdüğünü belirten Duraman, nakil olduktan sonra doya doya su içmeyi çok istediğini ifade etti.- "Diyaliz makinesi sevgilim gibi oldu"Kendisi için diyalizsiz bir hayatın düşünülemeyeceğini dile getiren Duraman, şöyle devam etti: "Haftanın üç günü diyaliz merkezine ait araç beni merkeze bağlı Ürünlü köyündeki evimden alıyor. Yaklaşık 4 saat diyaliz merkezinde kalıyorum. Diyaliz makinesi hayatımı sürdürebilmem için sevgilim gibi oldu. Haftada 3 gün diyalize girmezsem hayatımı kaybedeceğim. En çok su içmeyi özledim. 16 yıldır doya doya su içemiyorum. Sadece ağzımı ıslatıyorum. Meyve bile tüketirken su miktarını düşünüyoruz. Diyaliz merkezi benim için artık bir yaşam biçimi. Yaşam bizim için gerçekten çok zor. Fazla kilo almamamız gerekiyor. En büyük hayalim nakil olduktan sonra sağlıklı bir şekilde yaşamak." Hastalardan Hüsmen Karakoç ise organ nakli olacağı günün hayalini kurduğunu dile getirdi.Karakoç, 12 yıldır haftanın üç günü kesintisiz olarak diyalize girdiğini belirterek, böbrek hastaları olarak zorlu bir yaşam mücadelesi sürdürdüklerini anlattı.Yaşamlarını sınırlı bir şekilde sürdürdüklerini belirten Karakoç, haftanın üç günü yaklaşık dört saat diyaliz makinesine bağlı kalarak yaşamını idame ettirdiğini dile getirdi.Nefroloji uzmanı Erol Uraz da diyaliz hastalarının yaşam kalitelerini arttırmaları için yediklerine ve içtiklerine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.Vücuttaki tuz ve sıvı dengesini ayarlayan en önemli organın böbrekler olduğunu belirten Uraz, bu nedenle diyaliz hastalarının en çok beslenmelerine özen göstermesi gerektiğine işaret etti.Uraz, hastaların nakille sağlığına kavuşabileceğini sözlerine ekledi.
Son Dakika › Güncel › Makineye Bağlı Yaşamlar: Diyaliz Hastaları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?