Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Örgütlenmeyle ilgili sıkıntılar var. Bursa'da bir iş yerindeki bir hanım kardeşimize işveren her gün 'şu sendikaya geç' diyor. Bu mobbinge giriyor mu, girmiyor mu? İki günlük ömürde, yaşadığımız şu güzel ülkede kimse kimseyi baskı altına almasın." dedi.
Atalay, Türk-İş Genel Merkezinde düzenlenen "Mobbing ile Mücadele Sempozyumu"nun açılışında, mobbingin çalışma hayatının en önemli sorunlarından biri olduğunu belirterek, çalışanların kimi zaman işverenlerin kimi zaman da yöneticilerin mobbingine maruz kaldığını söyledi.
Bazı işverenlerin çalışanlarına kıdem tazminatı almadan işten ayrılması için, bazı yöneticilerin ise işverene yaranmak için çalışanlara mobbing uyguladığına dikkati çeken Atalay, "Mobbing bir insanlık suçudur. Mobbinge uğrayan birini dinlediğiniz zaman ertesi gün işe gitmek istemezsiniz. Bu ciddi bir psikolojik şiddettir." ifadelerini kullandı.
Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası'nın işletme hakkının devredilmesine de değinen Atalay, şöyle konuştu:
"Burada çalışanlar üç aydır yatmıyor, kalkmıyor. Hocalara, 'bu mobbinge giriyor mu?' diye sordum. Onlar da 'bunun sürekli olması lazım' karşılığını verdiler. Yani üç ay yetmiyor mu? Bizim oradaki arkadaşlarımız, her gün iş yeri kapandı mı, kapanacak mı kaygısını yaşıyor. Örgütlenmeyle ilgili aynı sıkıntılar var. Bursa'da bir iş yerindeki bir hanım kardeşimize işveren her gün 'şu sendikaya geç' diyor. Bu mobbinge giriyor mu, girmiyor mu? İki günlük ömürde, yaşadığımız şu güzel ülkede kimse kimseyi baskı altına almasın. İnsanlar özgürce fikirlerini kırmadan, dökmeden, yakmadan söyleyebilmeli. Bu ülke bizim ülkemiz."
Atalay, mobbing konusunda çalışanları bilgilendirmek için hazırlanan broşürü Türk-İş'e bağlı tüm sendikaların üyelerine dağıtacaklarını bildirdi.
"Toplumsal değerlerimizi çalışma hayatımızda da ayağa kaldırmalıyız"
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan da mobbingin yaklaşık yarım asırdır üzerinde konuşulan ve çözüm aranılan bir konu olduğunu söyledi.
Kurum olarak mobbingle mücadelede atılan her adımı önemli gördüklerini belirten Arslan, "İnsanların işyerinde karşılaştığı psikolojik baskı ve şiddetin gerek bireyin yaşamına gerekse de toplum yaşamına yansımalarından endişe duyuyoruz. Kurum olarak her bireyin insan onur ve haysiyetine yakışır şekilde çalışma hakkını kullanmasını son derece önemsiyoruz." dedi.
Toplumdaki ahlaki standartların iş yerindeki ahlaki standartlardan bağımsız ele alınamayacağını ifade eden Arslan, şöyle devam etti:
"Toplumsal değerlerimizi sosyal hayatlarımızla olduğu kadar çalışma hayatımızda da ayağa kaldırmamız gerektiğine inanıyorum. İş yerindeki ahlaki standartlara ilişkin yeni bir anlayışın geliştirilmesini mobbing gibi bir iş ahlakı sorununun çözümünde etkili olacak temel halkalardan bir tanesi olarak değerlendiriyorum."
Arslan, 2011'de "İş Yerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi" konulu Başbakanlık genelgesinin yayımlandığını anımsatarak, mobbing ile mücadeleyi önemsediklerini ve bu yöndeki çalışmaları görev kabul ettiklerini vurguladı.
Mobbing ile Mücadele Derneği Başkanı İlhan İşman ise "ülkenin beşeri sermayesini kemiren bir kanser"e benzettiği mobbingi "iş yeri kanseri" olarak nitelendirdi.
Mobbingle mücadelede müstakil bir yasanın varlığına ihtiyaç duyulduğuna işaret eden İşman, "Bu sayede mobbing illetini en azından zapturapt altına alacak önlemlerin geliştirilmesini istiyoruz. Bu yolda da çaba sarf ediyoruz." dedi.
"Mobbing ile Mücadele Sempozyumu"na Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Engin Yıldırım, sendika genel başkanları ve ilgililer katıldı.
Son Dakika › Güncel › Mobbing ile Mücadele Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?