Murat Sancak'a Düzenlenen Silahlı Saldırı Davası

Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak'a düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili 1'i tutuklu 6 kişinin yargılanmasına devam edildi.

Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Turgut Üney, başka suçtan tutuklu sanıklar Okan Karakuş, Hüseyin Çaydavul, tutuksuz sanık Zeki Yılmaz ve tarafların avukatları katıldı.

Mahkeme Başkanı Mithat Çelikel, celse arasında gizli tanık "Deniz Arı"nın dinlenildiğini söyleyerek, sanıklara gizli tanığın ifadesini okudu ve beyanlarını sordu.

Sanık Turgut Üney, tanık beyanına karşı, "Dinlenilen tanık beyanı doğru değildir. Bütün bunlar iftiradır. Murat Eren Yılmaz'a saldırı eylemi gerçekleştiği zaman hastanedeydim. Ameliyatlı bir halde yatıyordum. Ne o eylem gerçektir, ne de şu andaki söylenenler. Zaten iki olayda da kullanılan araç ve silah aynıdır. Ben ne o olaya karıştım, ne de bu olaya. Tanığın kim olduğunu bilmiyorum ama benimle husumeti olan biridir. Yoksa böyle bir yalanı kimse söylemez." dedi.

Sanık Zeki Yılmaz da gizli tanığın her gün değişik ifadeler verdiğini öne sürerek, Murat Sancak'ı bu zamana kadar ne gördüğünü ne tanıdığını, bu eylemi gerçekleştirmek için bir sebebinin de bulunmadığını söyledi.

Sanık Hüseyin Çaydavul ise gizli tanığın suçu üstlenmesi yönündeki ifadelerinin doğru olmadığını kaydetti.

Sanık Okan Karakaş da tanık beyanlarını kabul etmediğini dile getirdi.

Mahkeme heyeti, yazılan yazıların cevabının beklenmesine ve sanık Turgut Üney'in tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı erteledi.

Gizli tanığın ifadesi

Celse arasında ifade veren gizli tanık "Deniz Arı", saldırının yapıldığı aracın içinde Turgut Üney'in olduğuna dair tereddüde mahal bırakmaksızın ifade kullandığını ancak Fatih Sekman'ı kesin olmamakla birlikte fotoğraftan teşhis ettiğini dile getirdi.

Gizli tanık, ifadesinde şunları söyledi:

"Eylemin talimatını verenin Zeki Yılmaz olduğu hususunda tereddüdüm yoktur. Hatta Zeki Yılmaz'ın talimat aldığı bir yer olduğunu, hatta kendi ifadelerinde 'bir hata olursa Ağa Dayı'ya hesap verilir artık' dediğini duydum. 'Ağa Dayı' denilen şahsı ben de bilmiyorum. Olayların sonrasında Turgutların Şirinevler'de ve Yenibosna'da kaldıkları evi, Zeki'nin ayarladığını biliyorum. Turgut Üney'in konuşmalarında 'bir iş hallettim, sıkıntılardan kurtuldum' dediğini, olayda kullanmış oldukları gri renkli Jetta'nın çalıntı olduğunu ve ikiz plaka yaptıklarını, ayrıca Esenler'deki olayda kullandıkları silahı kullanarak bu olayda da hata yaptıklarını belirttiğini duydum. Diyarbakırlı Ramazan isimli kişinin telefonda 'siz işi bitirdiniz neden bizi görmüyorsunuz?' diye sorduğunda Turgut Üney ona 'ne işi bitirdik?' diye sordu, Ramazan da 'Sancak işini' dediğinde Turgut Üney ona 'senin de kafana sıkacağım lan' dedi. Ayrıca bu olayda aracı temin eden kişi Ömer Bayrak'tır. Benim sanıkların hiçbiri ile bir husumetim yoktur. İşin içinde bir 100 bin lafının olduğunu, ancak lira mı avro mu olduğunu bilmiyorum."

İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Star Medya Grup Başkanı müşteki Murat Sancak'ın 20 Ağustos 2015'te saat 10.00 sıralarında ön koltuğunda koruması Mehmet Karar ve şoförü İsmail Özay ile aracıyla evinden işine gitmek üzere hareket ettiği, Büyükçekmece Çamlıca Caddesi TEM otoyoluna katılım noktasında, gri renkli sahte plakalı bir aracın müştekilerin bulunduğu araca arkadan çarptığı ve aracın durduğu anlatıldı.

Arkadan gelen aracın müştekilerin bulunduğu otomobilin önüne geçerek durması üzerine durumdan şüphelenen koruma Mehmet Karar'ın silahını çekerek araçtan indiği bilgisi verilen iddianamede, diğer araçtan inen şüpheliler Turgut Üney ve Serdar Bekir Orhan'ın yüzleri maskeli şekilde müştekilerin bulunduğu aracın ön camına doğru ellerindeki silahlarla hedef gözeterek, çapraz şekilde ateş ettikleri, koruma Karar'ın karşılık verdiği, bir süre çatıştıktan sonra şüphelilerin olay yerinden kaçtıkları belirtildi.

İddianamede, şüpheliler Turgut Üney'in 3 kez "tasarlayarak öldürmeye teşebbüs", "suç üstlendirmeye azmettirme" ve "ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından 40 yıldan 65 yıla, şüpheli Serdar Bekir Orhan'ın 3 kez "tasarlayarak öldürmeye teşebbüs", "ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından 40 yıldan 63 yıla, şüpheli Fatih Sekman'ın 3 kez "tasarlayarak öldürmeye azmettirme" suçundan 39 yıldan 60 yıla, şüpheli Zeki Yılmaz'ın "tasarlayarak öldürmeye azmettirme" suçundan 13 yıldan 20 yıla, şüpheliler Hüseyin Çaydavul ve Okan Karakuş'un "suçu üstlenme" suçundan 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.