Myanmar'da Yapılacak Seçimler

Myanmar'da Nobel ödüllü muhalefet lideri Aung San Suu Çii, 8 Kasım'da yapılacak seçimler öncesinde halka, ırk ve din temelli ayrımlardan etkilenmemeleri çağrısında bulundu.

Liderliğini yürüttüğü Demokrasi İçin Ulusal Birlik Partisi'nin (NLD) seçim kampanyası için son yıllarda Budistler ve Müslümanlar arasında çatışmalara sahne olan Rakhine (Arakan) eyaletini ziyaret eden Suu Çii, düzenlediği mitinge katılanlara "Neden bazı partilerin seçim öncesi dini ve etnik gerilimi tırmandırmaya çalıştığı hakkında düşünün" diye konuştu.

NLD'nin Arakan'da düzenlediği mitinge, aralarında Müslümanların da olduğu bin 500 kişi katıldı.

"Irrawaddy" gazetesi, mitinge katılanlar hakkında yasal işlem yapılacağına yönelik endişeler nedeniyle katılımın beklenenden düşük olduğunu yazdı.

Gazetenin haberine göre, Suu Çii, NLD'nin seçimi kazanıp iktidara gelmesi durumunda vatandaşlık hakları ellerinden alınan Arakanlı Müslümanlara destek verip vermeyeceği sorusu üzerine şöyle konuştu:

"Beni eleştirenlere korkmadan şunu sormak istiyorum: NLD'nin seçim propagandası, hangi noktada yasalara karşı gelmiştir? Eğer cesaretleri varsa beni yasalara uygun biçimde ve resmi kanallardan suçlasınlar. Ne yazık ki ülkemizde seçmenlerin aklını çelmek için ırk ve din kullanılıyor."

"The Myanmar Times" gazetesi de Suu Çii'nin Arakan'daki Müslüman topluluğa gösterdiği yakınlık nedeniyle protestolara hedef olabileceği iddialarına yer verdi.

Myanmar'da aşırı milliyetçi Irk ve Dinin Korunması Örgütü (Ma Ba Tha), ekim başında düzenlediği bir mitingte NLD'yi "İslamcıların desteklediği parti" olarak nitelendirmişti.

NLD, 8 Kasım'daki seçimler için Müslüman aday göstermedi.

Partinin önde gelenlerinden ve Aung San Suu Çii'nin yardımcılarından Win Htein, UCA haber sitesine yaptığı açıklamada, şartları uygun Müslüman aday adaylarından başvuru aldıklarını fakat "siyasi nedenlerle" Müslüman aday göstermediklerini belirtmişti.

Win Htein, "(Müslümanları) Seçemeyiz. Müslüman adaylar, durumumuzu bildikleri için bizi anlayacaktır. Müslüman aday gösterirsek Irk ve Dinin Korunması Örgütü (Ma Ba Tha) tepkisini bize yönlendirir. Bu nedenle (Müslüman aday göstermekten) kaçınmak zorunda kaldık" itirafında bulunmuştu.

İktidardaki Birlik, Dayanışma ve Kalkınma Partisi'nin (USDP) de Budist keşişlerin liderliğindeki milliyetçilerin öfkesini çekmemek için Müslüman aday göstermekten kaçındığı iddia edilmişti.

Avrupa Arakanlı Müslümanlar Konseyi'nden Ambia Perveen, ağustos ayında AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suu Çii'yi kendileri için en iyi seçenek olarak gördüklerini belirtmişti.

Perveen, "Suu Çii, hapisteyken onun için dua ettik. Halka 'Bizi izleyin ve özgürlüğümüzü talep edin' dediğinde Rohingyalılar, salıverilmesi için mücadele etti. Ancak bugün Suu Çii bizi unutmuş gibi görünüyor. Umarım Suu Çii'nin özgürlüğü için uğraşan Batılı ülkeler, şimdi de bize yardım etmesi için ona baskı yapar" diye konuşmuştu.

Myanmar'da yaklaşık 50 yıllık cunta yönetiminin ardından Mart 2011'de iktidara gelen Tein Sein liderliğindeki sivil hükümet, reform süreci başlatmıştı. İlk icraatlarından biri Aung San Suu Çii'nin 15 yıllık ev hapsine son vermek olan hükümet, çok sayıda siyasi mahkumu serbest bırakmış, etnik gruplarla ateşkes imzalamış, basın özgürlüğünü genişletmiş ve denetim yasalarını hafifletmişti. Ancak sivil hükümetin reformları, dini azınlıklara uygulanan ayrımcılığa çözüm olmamıştı.

Ülkenin batısındaki Rakhine (Arakan) eyaletinde  2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çıkan çatışmalar, Arakanlı Müslümanların (Rohingyalar) dramını gözler önüne sermişti. Budistler tarafından düzenlenen saldırılarda çoğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve iş yerinin ateşe verildiği şiddet olayları nedeniyle binlerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.

Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar "devletsiz" sayılıyor. Birleşmiş Milletler tarafından "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, yaygın şiddet olaylarına ve hemen her alanda ayrımılığa maruz kalıyor.