Prof. Dr. Nevzat Tarhan'dan "Aile İçi İletişim" konulu konferans

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Antalya'da "Aile İçi Şiddet" konferansında konuşma yaptı.

Antalya Valiliği, Kepez Belediyesi, Antalya Sağlıklı Yaşam Derneği (SAYAD) ve Üsküdar Üniversitesi iş birliğinde yürütülen "Dört Mevsim Güzel İnsan Olmak" sosyal inovasyon model projesi kapsamında Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Kepez Mimar Sinan Kongre Merkezi'nde Antalyalılarla bir araya geldi.

Tarhan, buradaki konuşmasında, bir zamanlar "sevgi yuvası" olarak ifade edilen ailenin günümüzde "güven yuvası"na dönüştüğünü söyledi.

Günümüzde dürüstlüğün artık bir meziyet olarak algılandığını belirten Tarhan, "Yalanla birlikte en çok adalet duygusu zedelendi. İlişkide adaleti bozan her şeyin yalana neden olabilir. Küçük bir yalan dahi domino taşı etkisi yapabilir. Yalan söyleyen kişinin eğer vicdanı sızlamıyorsa o kişi kötücüldür. Bütün kötülükleri bir odaya toplayın inanın kapısını yalan açar." dedi.

Çağın hastalığı olarak bilinen narsisizmin gençler arasında yaygınlaştığını belirten Tarhan, özellikle sosyal medyanın etkisiyle insanlar kendi narsistik eğilimlerini kontrol etmeye ihtiyaç hissetmediğini vurguladı.

Narsistik kişilerin eleştiriye kapalı olması nedeniyle bütün kusuru dış nedene bağladığını kaydeden Tarhan, "Narsisizme yöneticilerde çok rastlanır. Yönetici eleştiriye kapalıysa sorun kendi içerisinde büyür büyür, sonunda hatalı kararlar verilir. Narsistik kişinin en büyük organı egosudur." diye konuştu.

Çocuğun gelişiminde ebevynin önemi

Çocuğun kişisel gelişiminde anne ve baba tutumlarının önemli olduğunu hatırlatan Tarhan, ebevynin "sen aslansın, kaplansın, sen bir tanesin" şeklindeki ifadelerin çocukta narsistik oluşturduğuna dikkati çekti.

Yapılan bir araştırmada mutlu evliliğin üç ortak özelliğinin tespit edildiğini anlatan Tarhan, şunları dile getirdi:

"Birincisi birlikte zaman geçirme fazla. İkincisi takdir ve onay gibi pozitif sözcüklerin çok kullanıldığı tespit edilmiş. Üçüncüsü ise çiftlerin birlikte ibadet gitmeleri. Bu üç önemli nokta aslında insanın evliliğini mutlu hale getirmesi için yaşam felsefesi haline getirmesi gereken pozitif yaklaşım. Pozitif iletişim önemli. Örneğin aile içerisinde bir sorun ortaya çıktı. O sorunu çözerken pozitif yaklaşım göstermek, tehdit yönlü değil de o durumun nasıl fırsata dönüştürüleceğini düşünerek çözmeye çalışmak çok önemli. Bunu taraflardan biri yaptığında diğer taraf olumlu şekilde etkileniyor. Ailenin huzurlu olmasını istiyorsak negatifle uğraşan değil de pozitiflerle uğraşan bir eş rolünü seçmemiz önemli. Aile içi iletişimin sihirli kavramı pozitif iletişim diyebiliriz."

Modernizmin kurbanı aile

Son zamanlarda tartışılan cinsiyet eşitliği doktrinine dikkat çeken Tarhan, küresel sermayenin dünya nüfusunu azaltma projesi kapsamında cinsiyetsizlik projesini savunduğunu söyledi.

Hane kırılganlığı değerlendirildiğinde son zamanlarda 5 kişilik ailelerin azaldığı, 1 kişilik ailelerin oranında artışlar yaşandığını belirten Tarhan, sözlerine şöyle devam etti:

"Modernizmin en büyük kurbanının aile oldu. Eşleşmenin genetik, evliliğin kültürel bir aktarımdır. Kadın özgürleşme hareketinde kadın-erkek ilişkilerini, rekabetçi ilişkiye indirgemenin aile hayatında olumsuz etkiler oluşturabilir. Kadın-erkek ilişkileri kabullenici ilişkiler olmalıdır. 'Kabul et, yönet' tarzındaki ilişkiler olmalıdır. Önce kabul edeceğiz, daha sonra tamamlayacağız. Aksi halde 'Senin dediğin, benim dediğim, senin annen, benim annem, senin hakkın, benim hakkım…vs.' şeklinde ego savaşlarına dönüşüyor. Cinsiyetçi ayrımları ancak diyalog ile çözebiliriz. En büyük düşmanımız önyargı, en büyük ihtiyacımız diyalog. Bu kadın-erkek ilişkilerinde de iyi ilişki kurmak demektir. Kadın ile erkek ilişkisi demek, sağlıklı iş birliği kurma becerilerini geliştirmek demektir."