HAKAN BURAK ALTUNÖZ - Şehir yaşantısından uzakta, yeşilin binbir farklı tonuyla sabahın ilk ışıklarıyla güne başlayan bazı Doğu Karadenizli besiciler, ramazan ayını 2 bin 500 rakımlı yaylalarda geçirmenin farklılığını yaşıyor.
Anadolu'nun yurt edinilmesiyle birlikte Türklerin Orta Asya'dan beri süregelen göç geleneği, Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde halen sürdürülüyor. Doğu Karadeniz'de hayvancılıkla uğraşan besiciler de mayıs ayından itibaren sahil kesimlerinden sürüleriyle yaylalara göç etti.
Havaların ısınmasıyla yaylalardaki karların erimesi ve taze otların çıkmasının ardından besiciler, hayvanlarını yeşilin her tonunu barındıran, tertemiz havası ve doğal kaynak sularıyla doğa harikası olan Doğu Karadeniz'deki yaylalarda kışın ilk aylarına kadar otlatacak.
Maçka ilçesine bağlı 2 bin 500 rakımlı Arnastal Yaylası'na gelen 50'ye yakın besici de buraya daha önceden yaptıkları evlerinde yaşamlarını sürdürüyor. Ramazan ayının yaza denk gelmesine rağmen günlük işlerini aksatmayan besiciler, büyükbaş hayvanlardan sağdıkları sütleri tereyağı ve peynir yapılması için belirli zamanlarda şehre göndererek geçimlerini sağlıyor.
Sahil kesimine göre nem ve rutubetin olmamasını ramazan ayında avantaj olarak gören besiciler, yayla merkezine kurulan kasap, market, fırın ve berber sayesinde her türlü ihtiyaçlarını da giderebiliyor.
Besiciler, ramazan ayında sahurun ardından ilk ışıklarla güne başlıyor. Hayvanlarının temizliğinin ardından sağım yapan ve daha sonra da beslenmeleri için yaylaya bırakan besicilerin iftar için en önemli durağı ise fırın oluyor.
2 bin 500 rakımda ramazan pidesi alabilmenin ayrıcalık olduğunu düşünen besiciler, aileleri ve komşularıyla birlikte iftar yapıyor.
14 yıldır besicilik yapan Mustafa Bekar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sürüsünde bulunan bin küçükbaş hayvan ile 3 gün süren yolculuğun ardından Trabzon'dan yaylaya gelebildiğini söyledi.
Ramazan ayını rahat ve farklı bir şekilde yaşadıklarını anlatan Bekar, "Şehir yaşantısını özleme gibi bir durumumuz asla yok, çünkü aynı imkanlar burada da var. Ramazan ayında herkesin belirli bir düzeni var. İnsanlar ramazan ayı nedeniyle hem ibadetini hem de günlük işlerini temiz hava ve doğa ile rahat bir şekilde yapabiliyorlar." dedi.
-"Sosyal imkanlar yaylalara da geldi"
30 yıl yaptığı öğretmenliğin ardından 1996 yılında besiciliğe başlayan Halil Bekar ise 75 yaşında olmasına rağmen orucunu çok rahat şekilde tutabildiğini belirtti.
Geçmiş dönemlerde yaylalarda ramazan aylarının zor geçtiğine değinen Bekar, "Elektrik olmadığı için ezan okuması gereken imam dik bir tepeye çıkarak boru çalardı. Şimdi sosyal imkanlar çoğaldı. Elektrik, su, telefon ve televizyon gibi çok sayıda imkanımız var. Çok şükür sağlığımız yerinde olduğu için de ramazanı iyi bir şekilde geçiriyoruz. İnşallah bundan sonrada bu şekilde devam ederiz." diye konuştu.
Yayladaki fırınında besicilere ramazan pidesi yaparak geçimini sağlayan Hasan Aygün de ramazan ayını yaylada geçiren herkesin memnun olduğunu vurguladı.
Ramazan pidesinin yaylada olmasının değerli birşey olduğuna işaret eden Aygün, "67 yaşındayım ve ilk defa bu yıl bu kadar rahat bir ramazan geçirdim. Oruç olmamıza rağmen ne yorulduk ne de bunaldık. Ama şehir yaşantısı öyle değil. Bazı akşamlar burada gerçekten çok değerli oluyor. İnsanlarımızın iftar sofralarında sıcak ramazan pidesinin yer alması hem bizleri hem de onları mutlu ediyor." ifadelerini kullandı.
Son Dakika › Güncel › Ramazanı Yaylalarda Geçiriyorlar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?