Şam'daki Kimyasal Silah Saldırısı

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Göçmen, Mülteciler ve Yerlerinden Edilmiş Kişiler Komisyonu Raportörü Fransız Milletvekili Jean Marie Bockal, Suriye'deki kimyasal silah saldırısına ilişkin "Şam civarında meydana gelen saldırı için artık gerçekten niteleyecek kelime bulamıyorum. Buna müthiş bir cinayet demek geliyor içimden. Bunu da çok açık bir şekilde çok kararlı şekilde bütün gücümüzle de kınadık" dedi.

Bockal, Hatay Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlediği basın toplantısında, Avrupa Konseyi'nin temel görevinin tüm anlamıyla insan hakları işleri olduğunu belirtti.

Göçmen, Mülteciler ve Yerlerinden Edilmiş Kişiler Komisyonu olarak Suriye'deki olayların başlamasıyla Suriye vatandaşlarının başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelere sığınmaları konusunda faliyetlerine başladıklarını ifade eden Bockal "Suriyeli mülteciler ülkelerini terk edip komşu ülkelere sığınmaya başladıklarından itibaren komisyonumuz ve Avrupa Konseyi gerçekten seferber oldu. Fakat bu göç meselesi o kadar büyük ve inanılmaz boyutlara vardı ki dolayısıyla bizim seferberliğimiz de biraz zayıf kaldı" dedi.

Bockal, Suriye'deki kimyasal silah saldırısına de değinerek, şöyle konuştu:

"Dün kampta Suriye'de meydana gelen korkunç olaydan haberdar olmuştum. Ama ne yazık ki kimyasal silahlarla yapılan çok sayıda insanın kadın çoluk, çocuğun ölümüne sebep olan bu olay sayesinde Suriye dramı yeniden medyada ön plana çıktı, gündeme geldi. Dün Şam civarında meydana gelen saldırı için artık gerçekten niteleyecek kelime bulamıyorum. Buna müthiş bir cinayet demek geliyor içimden. Bunu da çok açık bir şekilde çok kararlı şekilde bütün gücümüzlede kınadık."

Yurt dışında mülteci durumunda olan Suriyelilerin yaşam koşullarını ve durumlarını inceleyen bir rapor hazırlayacağını dile getiren Bockal, şöyle devam etti:

"Benim yazacağım rapor, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Genel Kurulu'nda kamuya açık bir oturumda tartışmaya açılacak. Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak'taki Suriyeli sığınmacıların durumu ele alınacak. Önceki gün Lübnan'daydım. Lübnan'da devletin altyapısı Türkiye kadar güçlü değil. Özellikle Lübnan'da da çok sayıda mülteci var. Ama orada pek kamp sözcüğü bile duyulmak istenmiyor. Çünkü Lübnan'da kamp deyince akla hemen Filistinli kampları akla geliyor ki Filistin kampları çok da parlak deney değildi. Türkiye'de ise şimdiye kadar yaptığımız ziyaretlerde son derece açık, iyi yapılandırılmış mekanizmayla karşı karşıya kaldığımız için memnunum. Türkiye'deki sığınmacılara yönelik yapının çok maliyetli olduğunu biliyorum.  Üstelik zaman geçtikçe bu maliyetin daha da artacağını hepimiz biliyoruz. Bütün bu çalışmaları yürüten Türk hükümeti yalnız başına yürütmüyor. Bildiğim kadarıyla Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve sığınmacılarla ilgilenen diğer kuruluşlarla da son derece şeffaf ve işbirliği içerisinde birlikte çalışmalarını yürütüyor. Şunu'da biliyoruz ki Türkiye'ye Birleşmiş Milletler'in kurumları ve ajansları dışında pek kimse yardım etmiyor. Üstelik malesef Suriye'deki bu çatışma henüz sona ermemiş durumda."

AK Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli de Hatay'a ziyaretlerinin amacının çadır kentlerdeki misafirlerin durumlarını gözden geçirmek ve parlamentoya bir rapor yazmak olduğunu söyledi.

Raporun sadece Türkiye'deki sığınmacıların değil tüm civar ülkelerdeki Suriyeli sığınmacıların durumunu araştırmak olduğunu belirten Dişli, şunları kaydetti:

"Lübnan'daki kamplarda incelemelerde bulunduk. Hatay'da bulunan iki kampta incelemelerde bulunacağız. Sivil toplum kuruluşlarıyla da bir araya gelerek Suriyeli sığınmacıların şehir üzerindeki etkilerini de rapor içerisine koymaya çalışacağız. Bu roporla amacımız konseyi yeniden harekete geçirebilmek. Bu ağır yükün altından sadece Türkiye'nin ve civar ülkelerin değil 47 üyesi bulunan Avrupa Konseyi üyelerinin de ellerini bir şekilde taşın altına koymalarını sağlamak, duyarlılığı yeniden canlandırmak ve buradaki kardeşlerimizin yaşadağı travmayı meclis üyleriyle paylaşmaktır." - Hatay