Savaş Mağduru Suriyeli Psikologdan Sığınmacı Kadınlara Destek

İZZET MAZI/ RIDVAN KORKULUTAŞ - Suriye'de rejimin talimatıyla sürgün edildiği ülkesine döndükten bir süre sonra bu sefer de iç savaş nedeniyle vatanından ayrı kalan psikolog Nazik Sindiği Ağa, şimdi konteyner kentteki Suriyeli kadın ve çocuklar için çalışıyor.

Suriye'den 21 yaşındayken sürgün edilen ve bir süre sonra döndüğü ülkesinde 7 yıl ailesiyle yaşayan, ardından iç savaş nedeniyle vatanından yeniden ayrılmak zorunda kalan Ağa, sığındığı Türkiye'de kendi gibi savaş mağduru olan kadınlara psikolojik destek veriyor.

Şam Üniversitesinde aldığı psikoloji eğitiminin ardından 1981 yılında okulunu birincilikle bitiren Ağa, AA muhabirine, sürgünle geçen hayat hikayesini anlattı.

Üniversiteden mezun olduktan sonra Eski Suriye Devlet Başkanı Hafız Esed'in Baas Partisi'ne üye olma isteğini reddettiği için 20 gün bileklerinden tavana asılarak işkence gördüğünü, ardından da çocuklarıyla Libya'ya gönderildiğini belirten Ağa, Libya'da kaldığı sürede çeşitli okullarda psikoloji öğretmenliği yaparak hayatını kazandığını söyledi.

Esed'in ordusunda general olan eşinden sürgün nedeniyle 15 yıl ayrı kaldığını, daha sonra eşinin de Suriye hükümeti tarafından Libya Büyükelçiliğinde görevlendirildiği için buluşabildiklerini anlatan Ağa, bu sayede 8 yıl eşiyle birlikte kalabildiğini kaydetti.

Sürgünde geçen 23 yılın ardından Beşer Esed'in siyasi suçlar için çıkardığı afla yeniden ülkesine döndüğünü, eşi ve çocuklarıyla yaşama fırsatı bulduğunu aktaran Ağa, ancak güzel günlerin sadece 7 yıl sürdüğünü belirtti.

Eşinin ekonomik durumu iyi olduğu için Suriye'de bulunduğu süre içinde çalışmadığını ve 7 yıl çocuklarının eğitimiyle yakından ilgilenebilme şansı yakaladığını dile getiren Ağa, Suriye'de kaldıkları sürede çocuklarından birinin kimya mühendisi, birinin askeri hakim olduğunu, diğerinin de dini eğitim veren okulda öğrenim gördüğünü aktardı.

"Bir kişi saltanatta kalsın diye milyonlarca insan ölüyor"

Bir oğlunu savaşta kaybettiğini, şimdi emekli olan eşi ve 2 oğluyla sığındıkları Türkiye'de yaşadıklarını anlatan Ağa, ülkelerinde yeniden başlayan iç savaş nedeniyle mutluluklarının da kısa sürdüğünü ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yaşadığım sürgünler yüzünden her şeyimi kaybettim. Bütün bunların yanında bir gece atılan füzenin isabet ettiği binada yaşayan 50 yakınım yanarak öldü. Tanınmayacak haldeydiler. Artık ne kaybediliriz ki. Bir kişi saltanatta kalsın diye milyonlarca insan ölüyor yeter artık sesimizi duysunlar. Olaylarda hükümeti istemediğimiz için biz de protestolara katıldık. 2012'de Suriye hükümeti oğullarımı sorgulamak istedi. O dönemde teslim olan kişilerin hiçbiri evine dönmemişti. Biz de ülkeden kaçarak Türkiye'ye sığındık. 2 oğlum aynı gün Suriye'ye döndü. Biz de eşim ve küçük oğlumla İslahiye'deki kampa yerleştik ve 2 yıl orada kaldık. Kampta doktorlar psikolog aramaya başlayınca ben de başvuruda bulundum ve çalışmaya başladım. Yaklaşık 5 ay sonra eşim ve küçük oğlum Suriye'ye gitmeye karar verdi. Orada yalnız kaldım. 2 oğlum yaralandı ve Kilis'e getirildi. Oğlum burada 1 yıl tedavi gördü. Kimya mühendisi oğlum ise hayatını kaybetti."

Kadınlarla çocuklar için köprü vazifesi görüyor

Yaklaşık 14 bin Suriyeliye ev sahipliği yapan Öncüpınar Konaklama Tesisleri'nde yaşamını sürdürmeye başlayan Ağa, Türkiye'nin kendisine verdiği destekle 35 yıl sonra ilk defa hem mesleğini yapabilme fırsatı bulduğunu hem de savaş mağdurlarıyla kamp yönetimi arasında köprü vazifesi görmeye başladığını belirtti.

Sabahın erken saatlerinde kampta kurulan psikoterapi merkezine geldiğini, tüm acılarına rağmen, daha önceden tespit ettiği ailelere hane ziyareti gerçekleştirdiğini anlatan Ağa, burada gördüğü eksiklikleri not alarak kamp yönetimine ilettiğini söyledi.

Türkiye'de kamp yönetimi tarafından kendilerine sağlanan imkanlar sayesinde savaş mağduru kadınlar ve çocuklara psikolojik destek verme fırsatı yakaladığını vurgulayan Ağa, yönetimle sığınmacılar arasında kurduğu köprü sayesinde herkesin güvenini kazandığını anlattı.

"Türkiye'de Suriyeli kadınlar onurunu hissetti"

Savaştan en çok etkilenenlerin kadınlar ve çocuklar olduğunu vurgulayan Ağa, şunları kaydetti:

"Kadınlar Suriye'de eziliyor ve şiddet görüyordu. Kimse hakkını savunamıyordu. Türkiye'de kadın olduğumuzu çok daha farklı şekilde hissediyoruz . Suriye'de bu tür destek merkezlerinden herkes faydalanamıyordu. Türkiye'de kadın olarak varlığımız da yokluğumuz da hissediliyor. Türkiye'de Suriyeli kadınlar onurunu hissetti ve kendini savunmaya başladı. Kadınlarımız burada değerli olduğunun bilincine vardı."

Ağa, her şeye rağmen ülkelerini özlediklerini, tek isteklerinin bir gün savaşın bitmesi ve ülkelerine dönmek olduğunu sözlerine ekledi.