Manisa'nın Soma İlçesi'ndeki faciada, 301 madencinin hayatını kaybetmesi, özellikle eş ve çocuklarında onarılması güç yaralar açtı. Eşini madene kurban veren Somalı kadınlardan Aliye Yıldırım, aradan geçen 1.5 yılda yaşadığı acıyı, toplumsal baskıyı ve çocukların hayal kırıklıklarını dizelere döktü. Acıyı dillendirdiği şiirlerini 'Umud-u Aşk' adlı kitabında toplayan 1 çocuk annesi Yıldırım, "Faciadan önceki hayatlarında bir fatura yatırmayı dahi bilmeyen kadınlara, koca bir evin ve çocukların sorumluluğu kaldı" dedi.
Soma'da, geçen yıl 13 Mayıs'ta meydana gelen faciada, 301 madenci hayatını kaybetti. 301 madencinin hayatını kaybetmesi, tüm Türkiye'de, yaşattığı üzüntünün yanında onlarca ailenin de geleceğini kararttı. Genç yaşta dul kalan madenci eşleri toplumsal baskıyı, çocukları da küçük yaşta babasız kalmanın psikolojik sorunlarını yaşadı.
Ancak acıyı yaşayan Somalı kadınlardan ilkokul mezunu Aliye Yıldırım, toplumun baskısını bir tarafa bırakıp, küçüklükten beri içinde bulunun şiir tutkusunu ortaya çıkardı. Aliye Yıldırım, aradan geçen 1.5 yılda yaşadığı acıyı, toplumsal baskıyı ve çocukların hayal kırıklıklarını dizelere döktü, acıyı dillendirdiği şiirlerini toplayıp kitap haline getirdi.
FATURA YATIRMAMIŞ KADINLARA, EVİN VE ÇOCUKLARIN YÖNETİMİ KALDI
Faciadan sonra tek başlarına kaldıklarını anlatan Aliye Yıldırım, "Yaklaşık 250 madenci eşi, genç yaşta dul kaldı. Bu kadınlardan kimi kendi ailelerinden, kimisi eşlerinin ailelerinden büyük baskı görüyor. Onlardan, kendilerine öğretilmiş hayatlarını sürdürmeleri isteniyor. Toplumsal hayatları bitmiş durumda. Bir de bu baskının üzerine çocukların, sorumluluğu var. Çocuklara, babasızlığı yaşatmamak adına mücadele ediyor Somalı kadınlar. Kendilerinin bir eğitimi yok ama çocuklarının eğitiminden, eğlencesine, büyürken yaşadıkları psikolojik değişimlere kadar hepsiyle tek başlarına ilgileniyorlar. Bu durum kadınlar üzerinde büyük baskı oluşturdu. Faciadan önceki hayatlarında bir fatura yatırmayı dahi bilmeyen kadınlara, koca bir evin ve çocukların sorumluluğu kaldı" dedi.
Kadınların bir yandan hayat, bir yandan da toplumsal baskıyla mücadele ettiğini de ifade eden Aliye Yıldırım, bunun için Somalı kadınlara el uzatılması, ehliyet kursu, çeşitli meslekler gibi onlara hayatı öğretecek yardımların yapılması gerektiğini söyledi.
OĞLUM İÇİN BU KİTABI YAZDIM
Kendisinin ailesinden destek gördüğünü ama her kadının bu desteği bulamadığını, halk eğitim kurslarına bile gidemeyip evlerde sadece çocuk bakımıyla ilgilenmesi istenen madenci eşlerinin olduğunu anlatan Aliye Yıldırım, yazdığı şiir kitabı için de, "Bu kitapta, Somalı madenci eşlerinin, 1.5 yıldır verdikleri ayakta kalma mücadelesi var. Daha önceden şiir tutkum vardı ama bu kitabın içendekiler, 1.5 yıllık süreçte sadece benim duygularım değil, birçok madenci eş ve çocuklardan etkilenip yazdıklarım da var. Çünkü özellikle çocuklar, çok uzun yıllar bu psikolojiyle yaşacaklar. İnsan bir saat sonra hayatının tamamen değişeceğini bilemiyor. Bizim öyle oldu. Ben de oğlum Umut için geleceğe kalması içini bu kitabı yazdım" dedi.
301 CAN İÇİN DE YAZDI
Aliye Yıldırım, yaşadığı duyguları, gördüğü yaşamları dizele dökmesinin yanı sıra ölen 301 madenci için de şiir yazdı. Aliye Yıldırım, 301 madenci için yazdığı şiir şöyle:
'Bu kentin acıları/ gecelere dökülür yüreklere/ geceleri ağlar kaldırımlar/ yüzlerce ayak basıp geçmiştir üzerinden/ yitip giden umutların/ sarı lambaların aydınlattığı sokaklarında/ gecenin bir yarısı/ duyarsınız sessiz feryatları/ bir masum çocuğun rüyalarında kalmıştır/ o dağ misali babaların hayali, herkes uykudayken, gecenin bir yarısı/ bir köşe başından, çıkar gelir bir madenci/ yorgun ayak sesleri, kaybolur gecenin sessizliğinde/ gece ağlar/ çocuk ağlar/ bu kent ağlar, 301'in gidişine' - İzmir
Son Dakika › Güncel › Soma'da Ölen Madenci Eşinden, 'Giden 301 Cana Şiirler' Kitabı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?