Suriye'de terör örgütü DAEŞ'in ve Nusra cephesi'nin kurulduğu günden bu yana 4 bin 563 kişi hayatını kaybettiği bildirildi.
Suriye İnsan Hakları Örgütü'nün (SNHR) raporuna göre, "Ülkede krizin patlak vermesinin ardından bu yana, terör örgütü DAEŞ'in ve Nusra Cephesi'nin kurulduğu günden itibaren bin 506'sı sivil, 3 bin 57'si silahlı olmak üzere toplam 4 bin 563 kişi hayatını kaybetti" ifadeleri yer aldı.
DAEŞ 4 bin 197 kişiyi öldürdü
Raporda, "Suriye'de, DAEŞ örgütünün kurulduğu günden bu yana Halep'te 66'sı çocuk, 61'i kadın, 479 kişi, Deyr ez-Zor'da 25'i çocuk, 21'i kadın 233 kişi, Haseke'de 36'sı çocuk, 31'i kadın 143 kişi olmak üzere toplam bin 231 sivili öldürdü.
Yayımlanan raporda, DAEŞ'in ayrıca, Deyr ez-Zor'da bin 152 kişi, Halep'te bin 110 kişi, İdlib'te 237 kişi, Rakka'da 138 silahlı olmak üzere Suriye'de toplam 2 bin 966 silahlı kişileri öldürdüğü açıklandı.
Nusra Cephesi, 366 kişiyi öldürdü
Raporda ayrıca, "Nusra Cephesi" örgütü kurulduğundan bu yana, Hama'da 6'sı çocuk, 20'si kadın 82 kişi, Humus'ta 14'ü çocuk, 12'si kadın 53 kişi, İdlib'te 3'ü çocuk 10'u kadın 48 kişi olmak üzere
Suriye genelinde toplam 275 sivili öldürdü.
Nusra Cephesi silahlı olarak da, Halep'te 33 kişi, İdlib'te 28 kişi, Şam kırsalında 10 kişi olmak üzere ülke genelinde 91 silahlı kişiyi öldürdüğü açıklandı.
Raporda öldürülen bazı kişilerin kimlik bilgileri, yeri, tarihi, öldürülme nedeni, fotoğraf ve görüntülerinin bulunduğu belirtildi.
SNHR raporunda şu ifadelere yere verildi:
"Suriye devriminin fitili, 44 yıldır ülkeyi yöneten Esed ailesinin baskıcı politikasına karşı 15 Mart 2011'de başlayan barışçıl gösterilerle ateşlenmişti.
Ancak Esed güçlerinin gösterilere kanlı şekilde müdahale etmesi, ülke genelinde birçok insanlık suçunun işlemesi, uluslararası toplumun bu olaylara gereken tepkiyi göstermemesi, halka karşı silah kullanmayı kabul etmeyen çok sayıda askerin de ordudan ayrılması sonucu olayların seyri değiştirdi."
Raporda Nusra Cephesi örgütü ile DAEŞ arasındaki ayrışma hakkında da şu bilgilere yer veriliyor:
"Suriye'deki gösterilerin silahlı direnişe dönüşmesiyle birlikte Muhammed Colani liderliğindeki Nusra Cephesi, el Kaide'nin Suriye kolu olarak kuruldu. 9 Nisan 2013'te Ebu Bekir el-Bağdadi'ye ait bir ses kaydında Nusra Cephesi'nin Irak İslam Devleti'nin bir kolu olduğu açıklandı ancak Colani, kendilerine böyle bir emir gelmediği gerekçesiyle bu çağrıyı reddettiğini açıkladı. Bağdadi'nin bu çağrıyı yapmasında Nusra Lideri Colani'nin daha önce Irak'ta Bağdadi'ye bağlı bir savaşçı olarak savaşmasının etkili oldu"
Rapor, DAEŞ'in propagandalarını dinin istismar edilmesiyle güçlendirdiğini ifade ediyor:
"Hazreti Muhammed'in kabilesi Kureyş soyundan olduğunu öne sürerek, soyadını el-Kureyşi şeklinde değiştiren Bağdadi, "İtaat edilmesi farz Halife" olduğunu iddia ederek, Suriye'deki Nusra Cephesi militanlarına katılım çağrısı yaptı. Bağdadi, örgütün adını da DAEŞ olarak değiştirdi.
Irak el Kaide'sinin lideri olan Bağdadi'nin, Nusra Cephesi ile DAEŞ'in "Irak-Şam İslam Devleti" adı altında bir araya geldiğini açıklamasıyla birlikte El Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri'ye ait olduğu öne sürülen bir ses kaydında da DAEŞ'in lağvedildiği, operasyonlarını sadece Irak'ta sınırlı tutması gerektiğini ve El Kaide'yi Suriye'de Nusra Cephesi'nin temsil ettiği açıklandı. Bunun akabinde ise Bağdadi, Zevahiri'nin açıklamalarını dikkate almayarak, Suriye'de kurduğu örgüte tabi olmayı reddeden muhaliflere karşı saldırılar yapmaya başladı."
Esed güçlerinin savaş suçu işlediğine değinen SNHR, "Rejim güçleri 2011'in son aylarında geniş ölçüde ağır silahlar kullanmaya başladı. Hama ve Humus'un bazı kentlerini tanklar ve zırhlı araçlarla kuşattı, sivillerin ikamet ettiği bölgeleri havan toplarıyla bombaladı. 2012'de ise ülkedeki bazı bölgelerin denetimini kaybeden rejim güçleri, hava destekli saldırılar düzenlemeye başladı" ifadelerini kullandı.
Son Dakika › Güncel › Suriye'deki İç Savaş - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?