Türkiye, 2014 Yılını Yüzde 3,5 Civarında Büyüme Oranıyla Kapatacak" - Son Dakika
Güncel

Türkiye, 2014 Yılını Yüzde 3,5 Civarında Büyüme Oranıyla Kapatacak"

İş Bankası Genel Müdürü Bali: "2014'ün Türkiye için dengeli bir büyüme yılı olduğunu görüyoruz.

02.12.2014 18:28

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, "2014'ün Türkiye için dengeli bir büyüme yılı olduğunu görüyoruz.  Öngörümüz 2014 yılını yüzde 3,5 civarında büyüme oranıyla kapatacağımızdır" dedi.

Bali, İş Bankası tarafından 2008 yılından bu yana düzenlenen, değişen ekonomi ve piyasa koşullarında bölgesel ve uluslararası fırsatların, yeni iş alanlarının ve sektörel gelişim fikirlerinin gündeme geldiği "İş'le Buluşmalar" toplantısına katıldı.

Burada düzenlenen "Rekabette Yeni Trendler" başlıklı toplantıda konuşan Bali, İstanbul'un Türkiye'nin kalbi olduğunu belirterek, sadece bankacılık faaliyetleri açısından bakıldığında 2013 yıl sonu itibariyle 943 milyar TL civarındaki toplam mevduatın 428 milyar TL'lik kısmının İstanbul'da bulunduğunu söyledi. Bali, 1 trilyon TL'yi aşan toplam kredi hacminin de 400 milyar TL'lik kısmının İstanbul'da kullandırıldığını açıkladı.

2014 yılının bol gündemli, siyasetin belirleyici rolünü koruduğu bir yıl olduğuna dikkati çeken Bali, şöyle devam etti:

"Ağır borç ve bütçe sorunlarıyla uğraşan gelişmiş Batı ülkeleri başta olmak üzere onların problemlerine çözüm olsun diye bir süreyi yürütülen çok genişletici mali ve para politikalarıyla geçirdikten sonra şimdi yavaş yavaş bu politikaların özellikle ABD'de canlanma emarelerini net şekilde ortaya koyduğunu görüyoruz. Buna rağmen dünyanın geri kalan bölgelerinde benzer performanslar yakalanamadığı için IMF, OECD global büyüme hızını aşağı yönde revize etmeye devam ediyor.

Avrupa bölgesinde zayıf performans devam ediyor. Çin başta olmak üzere gelişmekte olan ülkeler de büyüme hızlarını koruyamıyor. Bunların üzerine Ukrayna, Suriye, Irak'ın jeopolitik artan riskleri ekleniyor. Biz bunları artılarıyla eksileriyle bir arada değerlendirmek durumundayız. Fed politikalarındaki değişimi, olumsuz bir unsur olarak konuşuyoruz. Çünkü genişletici para politikalarına ayar verildiği, faizlerin artırılacağının öngörüldüğü bir döneme giriliyor. Yine varlık alım programı sonlandırıldı, gelişen piyasalara likidite akışının eski hızında olmayacağı öngörüsünde bulunuluyor. Türkiye gibi iç tasarruf hadlerinin üzerinde büyümeyi başaran ülkeleri de bunun olumsuz etkileyeceği düşünülerek, finansal piyasalarda değişik etkiler yapılıyor."

Bali, Türkiye için önemli olanın, cari sorunlarını kısa dönemde iyi yöneterek finansal kanaldan çıkışları dengeleyecek dönemlere sağlıklı ve hazırlıklı girmeyi başarabilmek olduğunu söyledi.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün, ödevlerin iyi yapılması için bir fırsat olarak kullanılması gerektiğine değinen Bali, şunları kaydetti:

"2014'ün Türkiye için dengeli bir büyüme yılı olduğunu görüyoruz. BDDK'nn tüketici kredilerini sınırlandırmaya yönelik aldığı önlemler, TCMB'nin ocak ayında aldığı politika faizinin yükseltilmesi tedbiri yoluyla iç talepteki ivmenin yavaşlatılması, bu yıl ihracatın büyümeye olan net katkısını artırdı.

Öngörümüz 2014 yılını yüzde 3,5 civarında büyüme oranıyla kapatacağımızdır. 2014 yılının, büyümeyle çok ilişkili olacak şekilde önemli göstergelerinden biri de dış ticaretteki gelişmelerdir. İhracat artışı yılın ilk 9 ayında yüzde 5,5 olurken ithalat yüzde 4,2 daraldı. Bu da dış ticaret açığının yüzde 19 düzeyinde daralması anlamına geliyor. Burada önemli bir nokta da AB bölgesindeki ülkelerin arzu ettiği seviyede büyüyememesine rağmen bu bölgeye yaptığımız ihracatın yüzde 12 artırılabilmiş olmasıdır."

"Türkiye'nin en büyük özel bankasıyız"

Adnan Bali, 231 milyar TL'lik aktif büyüklüğüyle Türkiye'nin en büyük özel bankası olduklarını belirterek, 26,5 milyar TL'lik özkaynak, 151 milyar TL'lik toplam nakdi kredilerle, 111 milyar TL'lik nakdi ticari kredilerle sektörün lideri olduklarını ifade etti.

Mevduatta ise 130 milyar TL'lik büyüklükle özel bankalar arasında birinci sırada bulunduklarını vurgulayan Bali, "Bilançomuzun yüzde 65'inin kredilerden oluştuğunu, bu 65'in de yüzde 73'ünün ticari kredilerden oluştuğunu dikkate aldığımızda ticarete, sanayiye nasıl bir konsantrasyon içinde olduğumuzun anlaşılacağını düşünüyorum" diye konuştu.

Bali, İş Bankası'nın takipteki kredilerinin sektörde ilk kez açık ara ortalamanın altında oluştuğu bilgisini vererek, sektörde yüzde 2,7 olan oranın, İş Bankası'nda şu anda 1,6'nın da altına düştüğünü söyledi.

KOBİ kredilerinde ise sektörde takipteki kredilerin yüzde 3'ün üzerinde bulunurken İş Bankası'nda yüzde 2 seviyesinde bulunduğuna işaret eden Bali, şöyle devam etti:

"Kredi kullandırdığınız yerlerin servetlerini, değerlerini kaybetmesi anlamına geliyor. Onun için biz işimizi doğru yapmak durumundayız. Yaygın hata yapmamalıyız. Hata yapacaksak bile hatamız da kaliteli olmak zorundadır. Biz bu ülkenin kaynaklarını kullanıyoruz. Bunun doğru, rasyonel tahsisinden sorumluyuz. Takipteki krediler rasyosundaki rakamların ardında yitirilmiş servetler, dramatik hikayeler oluyor. Bu nedenle biz farklı bir yaklaşımla hep oldurmak için düzeltebilmek için çalışıyoruz. Bu nedenle başlangıçta ince eleyip sık dokuyoruz. Bize göre maharet sadece yüksek tutarda mevduat toplayıp onu kredi olarak plase edip rakamsal büyüklük elde etmek değil. Ekonominin seyrine göre kimseyi şaşırtmadan, istikrarla, taahhütle çalışmayı başarmaktır. Her örnekte bunu başardığımızı iddia edemem ancak anlayışımızın bu olduğunu iddia edebilirim."

Yeni konjonktürde, küresel ekonomideki değişiklikler ve  jeopolitik riskler dikkate alındığında Türkiye'nin önünde büyüme ve cari açık dilemması bulunduğunu belirten Bali, Türkiye gibi dinamikleri olan bir ülkenin büyümede üst sınırı varsa, toplumun ihtiyaçları bakımından inmemesi gereken alt sınırının da olduğunu aktardı.

"Ekonomide lig atlayacaksak, eğitimde lig atlamamız gerekir"

Türkiye'nin, kişi başına düşen gelirini 2 bin dolarlık seviyeden 10 bin dolara çıkarmakla olağanüstü bir iş başardığını ve bugünkü yapısıyla da ulaşılabilecek en yüksek gelir düzeyine yükseldiğini dile getiren Bali, şunları kaydetti:

"Türkiye yeni bir lige atlayacaksa bunu başta hukuk, eğitim, teknoloji, işgücü piyasalarındaki reformist yaklaşımlarla ve daha hızlı büyümesine engel olan faktörleri iyileştirerek yerine getirmek durumundadır. Türkiye'nin milli geliri 800 milyar doları aşmıştır. Borsadaki halka açık şirketlerimizin tamamının toplam piyasa değeri 270 milyar doları aşmıştır. Apple'ın ise 700 milyar doları aşmıştır. Bu bizim yolumuzun ne olması gerektiğini ortaya koyuyor. Olgunlaşmış, çok kuvvetli hale gelmiş pozisyonlarla bu saatten sonra rekabet etmek doğru değildir. Bizim bu tür işlerle değil, örneğin uçak üretemeyiz ama insansız hava aracı alanında adımlar atabiliriz.

Geldiğimiz noktada ekonomide lig atlayacaksak, eğitimde lig atlamamız gerekir. Ülkemiz 6,5-7 yıl ortalama eğitimde kalma süresine sahiptir. Çağdaş imkan, okul gören ve okul yüzü görmeyenlerin ortalaması açısından bakıldığında bu toplumsal barış açısından da bir risktir. Bu çocukları kapatılamaz farklarla, aynı ülkenin ortak yurttaşları yapabilir misiniz? Türkiye'nin gerçekleştirmesi gereken niteliksel dönüşüm, kadınların toplumdaki yerinin iyileştirilmesi, eğitim hayatı ve işgücü piyasasına katılımını artırmamız gerekiyor. Kadınlara yönelik daha fazla çaba içine girmeliyiz."

Bali, yakın zamanda açıklanan 25 ayrı alandaki Türkiye'nin yapısal reform gündemi kapsamında ithalata bağımlılığın azaltılması, yerli kaynaklara dayalı enerji üretimi, enerji verimliliği, sağlık turizminin geliştirilmesi ve taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm şeklindeki 9 ana başlıkla bunun altındaki eylem planlarını son derece önemli bulduklarını söyledi. - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Türkiye, 2014 Yılını Yüzde 3,5 Civarında Büyüme Oranıyla Kapatacak' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement