Türkiye, yenilenebilir enerji potansiyelini paraya çevirmek ve yatırım çekmek için istekli. Bu hedefe ulaşmak için gerekense, buna uygun politika geliştirilmesi.Türkiye, havası ve geniş toprakları sayesinde er ya da geç yenilenebilir bir enerji merkezi olmaya hazır görünüyor. Bu potansiyelini paraya çevirmek söz konusu olduğunda Avrupa'ya yakınlığı Türkiye'nin stratejik avantajı olacak.
Hükümet son aylarda çatılara kurulan güneş enerjisi panellerini artırmaya odaklanmış durumda. Bugüne kadar büyük ölçüde hidroelektrik enerji ile jeotermal enerji yatırımlarına odaklanılmıştı.
DW'ye bilgi veren bir Avrupa Birliği (AB) yetkilisi, "Türkiye 2020'de yenilenebilir enerji üretim kapasitesini yüzde 44'e çıkararak etkileyici bir artış kaydetti. Elektrik üretiminin yüzde 20'sini sağlayan hidroelektrik yenilenebilir kaynaklarda başı çekiyor" diye konuştu.
Ancak ülkede artan enerji ihtiyacı, en azından kısa vadede Türkiye'nin enerji ihraç etmesinin önünde engel teşkil ediyor. Türkiye bu konuda AB'deki yeşil enerji pazarı ile Güneydoğu Avrupa'daki, özellikle de Balkanlar'daki enerji piyasalarını hedefliyor.
Türkiye'nin önündeki engeller
Hidroelektrik büyük bir nimet olsa da, soruna da dönüşebilir. Türkiye ve komşuları son yıllarda kuraklıkla karşı karşıya.
Bağımsız Kimya ve Enerji Piyasası İstihbaratı (ICIS) isimli kuruluşta görevli gazeteci Aura Sabadus yaptığı değerlendirmede, "Kuraklık Türkiye'yi ciddi şekilde etkiledi, bu nedenle [elektik üretiminde] doğal gazın kullanımı arttı. Doğalgaz tüketimi 2020'de 48 milyon metreküpken, 2021'de 60 milyon metreküpe yükseldi" diye konuştu.
Uzmanlara göre ülkenin yenilenebilir enerji yatırımlarını artırması için ek baz yük santral kapasitesine ihtiyacı var. Aksi halde elektrik şebekelerinde sorunlar yaşanabilir. Hükümet doğalgazla çalışan yeni elektik santralleri ile nükleer enerjiye yatırım yapılsa da, sorunlar devam ediyor.
Atlantic Coucil'den kıdemli araştırmacı Charles Ellinas, "Akkuyu Nükleer Güç Santrali devreye girene kadar elektrik piyasasının nasıl düzeleceği belli değil. Mevcut jeopolitik durum ışığında gecikmeler olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Rus şirket tarafından inşa edilen nükleer santralin 2023'te devreye girmesini hedefliyor.
Avrupa Birliği, doğal gaz ihtiyacını mümkün olduğu kadar Rusya dışındaki seçeneklerden sağlamayı amaçladığı için fiyatların yüksek düzeydeki seyri devam edecek.
Türkiye geçen yıl Rusya ile doğal gaz alım sözleşmelerini yenilemişti. Fiyatlar Hollanda'daki TTF doğal gaz endeksine göre belirlenmişti. AB'deki fiyatların arttığına ve Rus gazının daha da pahalanacağına işaret eden enerji uzmanı Ellinas, "Ekonomi böylesine zor bir durumdayken, enerji ithalatının maliyeti Türkiye'nin finansal istikrarına zarar veriyor" diye konuştu.
Türkiye 2021'de ekonomide yüzde 11 oranında büyüme kaydetse de, ekonomistler ülke için çalkantılı bir yıl bekliyor. Türk Lirası değer kaybediyor, enflasyon sürekli yükseliyor ve Ukrayna savaşı turizm gelirlerini etkiliyor.
İşbirliği çabaları
Türkiye hali hazırda Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk rolünü üstlenmiş durumda. Dünya genelindeki finansal ve jeopolitik vaziyet Türkiye'nin Mısır, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Yunanistan ile yakınlaşmasını sağladı.
"Şimdiye kadar Türkiye'nin işbirliği yerine çatışma yoluyla enerji elde etmeye çalıştığı görüldü" diyen Ellinas, ancak Türkiye Cumhurbaşkanı ile Yunanistan Başbakanı arasındaki son görüşmenin umut verici bir gelişme olduğunu kaydetti, "Sonuçta iki ülke de ekonomilerini düzeltmek zorunda" dedi.
Elektrik hatlarında yaşanan sorunlar iki taraf arasındaki diyaloğu daha da artırabileceği düşünülüyor.
Diğer fırsatlar
Türkiye ile AB arasındaki elektrik ticareti bugüne kadar minimum düzeyde kaldı. 2015'te Türkiye'nin AB'ye ihraç ettiği elektrik miktarı 500-600 megawatt düzeyinde gerçekleşti.
Eser Özdil'in aktardığına göre, Türk şirketleri Kosova ve Arnavutluk dahil Balkanlar'da yatırımlar yapıyor. Doğal gaz piyasasına odaklanmış durumda, zira Türkiye genellikle bahar ve yaz aylarında atıl duruma gelen sıvılaştırılmış doğal gaz depolama tesislerine işlerlik kazandırmak istiyor. Özdil'e göre Türk ve Balkan şirketleri ortak elektrik projelerine de soyunabilir.
Hidrojen hedefi
Çevre dostu hidrojen AB'nin enerji planlarının önemli bir ayağını oluşturuyor. ICIS'ten Sabadus'un görüşüne göre AB ülkeleri hidrojen talebinin üçte birini Birlik dışından sağlamak zorunda kalacak. Ancak AB'nin bu konudaki stratejisinde Türkiye'den bahsedilmiyor.
Sabadus, "İki tarafından birlikte çalışması için çok iyi bir fırsat. Hidrojen sektörünün gelişmesi için Türkiye ve Güneydoğu Avrupa ülkelerinden destek alınabilir" diye konuştu.
Türkiye altyapısı, Güney Gaz Koridoru ve limanları sayesinde stratejik bir avantaja sahip.
2021'de doğal gaz boru hatlarından hidrojen aktarmayı test etti ve Enerji Bakanlığı şu anda hidrojen stratejisi üzerinde çalışıyor. Uzmanlar, 2025-2030 yılına kadar bu hatlarda yüzde yüzde 10 civarında hidrojen taşınmasını öngörüyor.
Uygun AB finansmanı da, Türkiye'nin elektrik ve hidrojen yatırımlarına öncelik vermesine yardımcı olabilir.
Sabadus'un değerlendirmesine göre bunun için siyasi motivasyon gerekiyor; AB'nin Türkiye'ye zeytin dalı uzatması ve iki tarafın da beyaz bir sayfa açması gerekiyor. AB ile ilişkilerin gerçekten yoluna girdiğini söylemeden önce, Türkiye ile Bulgaristan ve aynı zamanda Yunanistan arasında arabağlantı anlaşmalarının yapılması gerektiğini belirterek, Rusya'nın hala Türkiye'nin en büyük enerji tedarikçisi olduğunu hatırlatıyor.
Son Dakika › Güncel › Türkiye'nin hedefi Balkanlar ve AB'deki yenilenebilir enerji piyasaları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?