Erzurum’dan farklı iklim özelliklerine sahip 600 rakımlı ilçe köylerinde doğal ürün yetiştiriciliği yapılan bağ ve bahçeler yerle bir edilirken, vatandaşlar kamulaştırmada geldikleri son durum itibarıyla tamamen şaşkın durumda.Olur ilçesi Taşlıköy ve Ayvalı köyü arasında kurulan baraj inşaatında, ihtiyaç olan taşınmazlara 3 yıl önce acele el konularak belirlenen bedeller hak sahiplerine ödendi. Ancak akabinde açılan davalarda, alternatif yol ve baraj inşaat çalışmalarında pek çok arazi ve ürünler tahrip edildikten sonra düzenlenen bilirkişi raporlarında belirlenen fiyatlar üzerine hüküm kuruldu. Vatandaşların bu konudaki itirazları ise dikkate alınmayarak fazla bulunan bedellere geri ödeme çıktı.
Davacı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) karşısında sessiz kalan siyasilerden de ümidini kesen vatandaşların şimdi tek umudu Yüksek yargı.Arazi sahiplerinden Mahmure Alkan, yörede en büyük arazinin kendilerine ait olduğunu belirterek, yapılan kamulaştırmada adeta hukuk katliamı yapıldığını belirterek, acele el konulan taşınmazlarına 3 yıl aradan sonra 350 bin TL geri ödeme çıktığını söyledi.Alkan, şöyle konuştu:
“3 yıl önce taşınmazlarımıza acele el konularak belirlenen bedel tüm varislerimize ödendi. Ancak, aradan geçen zaman içerisinde sadece bizim taşınmazlarda bilirkişi raporlarında 1,5 milyon TL gibi bir rakam inişli çıkışlı oynadı. Yerinin tarımsal ürünlerinde 2012 yılı rakamları baz alındı, bu yılda da rakamlar önceki yıllara oranla bir şekilde yüzde 50 aşağı çekildi. Raporlarda, münavebe ürünleri arasında gösterilen yöresel ürünümüz ki, burada yetiştirilen domates sofralıktır, sanayilik değil, olmayan bir içtihat kararıyla 10 dönüm bahanesiyle değerlendirmede münavebe ürünleri arasında çıkarıldı ve arazilerimizin değeri yüzde 50 aşağılara çekildi. Bu nasıl adalet?”Yöre sakinlerinden Ayhan Alkan ise, daha önce 1,5 milyon TL değer verilen varisli 39 dönüm arazisinin tahrip edildikten sonra 1 milyon 200 bin TL’ye düşürüldüğünü, sonuçta bu rakamın 823 bin TL’ye karar verildiğini, bunu anlamanın mümkün olmadığını dile getirdi.
MEZARLAR KAYALAR ALTINDA
Taşlıköy’deki vatandaşlar, yol yapım ve baraj inşaatı çalışmalarında hafriyat ve kayalardan arazileri ve ürünlerinin tahrip edilerek, susuz bırakıldığını ve raporların en son görünümlere göre tanzim edildiğini belirterek, şunları söylediler: “Bu kamulaştırma Türkiye tarihine geçecek bir kamulaştırma. Planlı ve programlı bir çalışma yapılıyor. Kasten arazilerimizin değeri düşürülüyor. Aynı arazi ve coğrafi ve iklim özelliklerini taşıyan Yusufeli’nde ki, köyümüze 30 kilometre mesafede, burada yıllar önce taşınmazın metrekaresine 50-60 TL verilirken, bizde 5-6 TL ile başlayan rakamlar ortalama 20 TL’ye çıkarıldı. Mezarlarımız dahi kayalar altında. Devletin bize sahip çıkmasını, alternatif yer göstermesini bekliyoruz. Biz bu parayla nereye göçüp ne yapacağız?”
Taşlıköy sakinleri köyde düzenledikleri basın toplantısıyla, şunları dile getirdiler:
“Bizler, Erzurum’un Olur İlçesi Taşlıköy, Ormanağzı ve Çataksu köy sakinleri olarak, yöremizde yapılmakta olan Ayvalı Barajı ile ilgili gerek kamulaştırma, gerek baraj ve yol inşaat çalışmalarında yaşadığımız ciddi sıkıntıları belirtmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Bizler şimdiye kadar herhangi bir taşkınlığa sebep olmadık, hep hukukun üstünlüğüne inandık, yapılan ciddi hatalardan bir şekilde dönüleceğine kanaat getirdik ve bekledik; Ancak gelinen son durum itibarıyla, şartlar sürekli aleyhimize işlemektedir. Bunu gördük ve artık sesimizi kamuoyuna duyurmaya karar verdik. Ne siyasiler zorlaşan şartlarımıza sahip çıktı, ne de yerel mahkemelerde beklediğimiz sonuçları almış değiliz. Bütün ümidimiz üst mahkemelere, Anayasa ve İnsan hakları Mahkemelerine kaldı. Bulunduğumuz yer; Erzurum, bahçe bitkileri üretiminde her ne kadar önemli yer işgal etmese de, Çoruh Vadisi’nin devamı niteliğindeki bu bölüm bahçe bitkileri yetiştiriciliği için önemli potansiyele sahiptir. Erzurum’a 150 kilometre mesafede, 600 rakımda olan yöremiz, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından
“Kafkas Arı Irkının Gen Koruma Alanı” ilan edilmiş, aynıca UNESCO tarafından belirlenen ülkemizin ilk ve tek “Biyosfer Rezerv Alanı” Çoruh Vadisi’ndedir. Uluslararası kriterlere göre bahçe bitkileri yöresi olan yerleşim alanımızda aynı zamanda meyvecilik kültürü de oldukça eskilere dayanır. Yörede genel anlamda asırlık meyve ağaçlarının varlığı ve uzun yıllara dayanan kültür etkileşiminden dolayı birçok yerleşim yeri ismini meyvelerden almış olması göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Örneğin Ayvalı, Elmalı, Elmadüzü, Kirazlı, Dutlu, Bademli, Cevizlidere gibi. İklim ve toprak faktörlerinin uygun olmasından dolayı, kışın yaprağını döken meyve türlerinin tamamı, domates, biber, patlıcan, kavun, karpuz, hıyar, kabak, fasulye gibi sıcak iklim sebze türleri ıspanak, marul, turp, şalgam gibi serin iklim sebze türleri burada yetiştirilmektedir. Bu yörede yetiştirilen ve tamamen doğal olan sebze ve meyveler aile ihtiyacını karşılamanın yanında, akrabalar arasında hediyeleşmede önemli bir araç olmakta, yakın merkezlerde pazarlanmakta ve özel tercihleri olan tüketiciler tarafından daha yüksek fiyata satın alınmaktaydı. Yani bir Karnavaz pekmezi, eğer markalansaydı dünya markası olurdu. Burada yetiştirilen domatesi tuzsuz yiyebilirsiniz. O kadar lezzetli. Ama gelin görün ki, kamulaştırma değerlendirmelerinde bu gerçekler göz ardı edildi, yapılan kıymet taktirlerinde hayal kırıklığına uğramış durumdayız. Özelliklerini vurgulamaya çalıştığımız yöremizde, Ayvalı Barajı yapımı nedeniyle vatandaşlara ait yaklaşık 3 bin dönüm arazi kamulaştırılacak. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 3 Mart 2010 tarihinde bizleri Ayvalı Köyü’nde topladı, kamulaştırma bedeli olarak da arazimizin metrekaresine 5 TL gibi komik rakam teklif etti. Sonra davalar açılmaya başlandı ve bazı yerlere bilirkişi kıymet taktiriyle acele el konuldu, sonrasında Olur Adliyesi kapatıldı bu tarihten beri de davalar Oltu mahkemelerinde görülmekte. Bu süreçte, baraj inşaatı ve yol yapım çalışmaları hızlı bir şekilde başladı, henüz davalar sonuçlanmadan bazı vatandaşlar arazilerinden ya da mülklerinden parçalanmış şekilde kapının önüne kondu, başında durup ilgilenmediği ve sahip olamadığı arazileri ise inşaat çalışmalarından ciddi şekilde etkilendi. Bu anlamda hiç kimseye de söz anlatılamadı. Hukuki itirazlar ise reddedildi. Kısa bir sıralama ile; HES’in ana gövdesi bittiği halde, birkaç parsel olan taşınmaz mallarımızla ilgili olarak: henüz 1 (bir) dönümün altındaki yerler dışında kamulaştırma yapılmamıştır. Arazilerimizin yol tarafında olan bölümü kamulaştırılmış suyun karşı tarafı kamulaştırılmamıştır. HES altında olan köyümüzde oturduğumuz evler kamulaştırılmış, bahçelerimiz kamulaştırılmadığı için bahçelerimiz kullanamaz haldeyiz. İlçede ev tutup, bahçelerimize gidip gelmek zorunda bırakıldık. Bir taraftan HES için yapılan yol nedeniyle bent ve su kanallarımız tahrip edilmiş bahçelerimiz kurutulmuştur. Bir taraftan da ve oluşan toz nedeniyle de gerekli verimi de alamaz durumdayız. Mezarlarımız toprak altında kaldı. Keder dediğimiz yöredeki mezarlarımız kaldırılmadı, yerleri kayboldu. Köy mezarlığımıza giden yollar ise hafriyattan ve taşlardan kapatıldı. Çocuklarımızın ve bizim geleceğimizin ne olacağını bilemez haldeyiz.
Yerleşim yeri için henüz devletimiz hiçbir karar almamıştır. Birkaç parça yeri kamulaştırılan bazı vatandaşlarımız ilçede kirada oturmakta ve gidip gelişleriyle aldığı birkaç bin lirayı da şimdiye kadar harcamıştır. HES’in su tutulması birkaç ay içinde gerçekleşecektir ve henüz bizlerin geleceğini ne olacağı belirsizliğini korumaktadır. Bugüne kadar yapılan kamulaştırmalarda ise, ilginç bir süreç yaşanıyor. Kapatılan Olur Adliyesi’nde daha önce acele el konulmayla verilen kararlar doğrultusunda vatandaşa ödenen paralar fazla bulunarak geri istenmeye başlandı. Vatandaş şaşkın ve tam bir hayal kırıklığı içerisinde. 2012 yılında önceki yıllara göre aniden düşüş gösteren tarımsal veriler her ne kadar baz alınmaya çalışıldı ise de, il ve ilçe tarım müdürlüklerinin önerileri, Erzurum Ziraat Mühendisleri Odası bilirkişilerinin tasvibi ile münavebe ürünleri arasında gösterilen ‘’domates’’ yüksek değer tuttuğu için 10 dönümden büyük arazilerde haksız bir şekilde değerlendirme ürünleri arasından çıkartıldı. Yerine daha ucuz ürünler dikkate alındı. Ayrıca objektif değerlendirmeler, yasa ve yönetmeliklerin belirlediği kriterlerin dışında, arazi büyüklüğüne göre, göreceli ve inisiyatifle, sübjektif olarak yansıtılıyor. Bütün bunlar kamulaştırma değerlerini ciddi şekilde düşürdü ve bizleri çok ciddi şekilde mağdur etmiş durumda. Hemen yanı başımızda 30-40 kilometre uzağımızda aynı arazi, coğrafi ve iklim özelliklerini taşıyan Artvin’in Yusufeli ilçesinde yıllar önce yapılan kamulaştırmalarda metrekareye 50-60 TL değer verilirken, özelliklerini sıraladığımız bu yörede rakam 18-20 TL civarında. Küçük arazilerde, meyve bahçelerinde bu rakam iki katına çıkıyor ama bu toprağın asıl değerini vermiyor. Yetkililerin biran önce durumumuza müdahale etmesini, mağduriyetimizin acilen giderilmesini bekliyoruz. Bütün umudumuz, üst mahkemelere kaldı. Hak ve adaletin yerini bulacağı kanaatindeyiz.”
Son Dakika › Güncel › Vatandaşlar Kamulaştırma Karşısında Şaşkın - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?