Yeşilay 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şener Büyüköztürk, "Okullarda psikolojik danışmanların bağımlılıkla ilgili alt yapı oluşturması için desteklemek ve buradan çocuklarımıza ulaşmak için okullarımız ve öğretmenlerimiz en temel araçlarımız." dedi.

Yeşilay'ın ev sahipliğinde Kültür, Toplum ve Aile Vakfı desteğiyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla başlayan Yeşilay 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi kapsamında "Bağımlılık ve Teknoloji" başlıklı panel düzenlendi.

Panelde konuşan Prof. Dr. Büyüköztürk, sadece bakanlıkların değil, kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinin de internet bağımlılığı ile ilgili ortak bir terminoloji üretmek zorunda olduğunu söyledi.

Büyüköztürk, Türkiye'de bağımlılıkla mücadelede tek başına bir hedefin belirlemiş durumda olduğuna işaret ederek, "Okullarda psikolojik danışmanların bağımlılıkla ilgili alt yapı oluşturması için desteklemek ve buradan çocuklarımıza ulaşmak için okullarımız ve öğretmenlerimiz en temel araçlarımız." diye konuştu.

Yaklaşık 10 milyon internet kullanıcısına ulaşmanın yolunun okullardan geçtiğini ifade eden Büyüköztürk, bu konuda çalışan psikolojik danışmanların güçlendirilmesine ciddi bir şekilde ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Türkiye'nin bağımlılıkla mücadele konusunda model bir yapıya sahip olduğuna dikkati çeken Büyüköztürk, "bağımlılıkla mücadele kuramı"nın amiprik temeller üzerine kurguladığını ve bu konuda başarılı sonuçlar elde edildiğini kaydetti.

Büyüköztürk, Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi tarafından hazırlanan 2016 yılı "Uyuşturucu Raporu"nda Türkiye'nin uygulamada en iyi ülkeler arasına girdiğini aktardı.

Teknoloji bağımlılığının ciddi sağlık problemlerine de yol açabildiğine işaret eden Büyüköztürk, çok fazla zaman kaybedilmeden bu sorunun çözülmesi gerektiğini söyledi.

Büyüköztürk, "Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Programı"na değinerek, bilgi verdi.

"Uyandıktan hemen sonra cep telefonları elde"

İngiltere Nottingham Trent University (NTU) araştırma uzmanı Dr. Daria Kuss ise "Akıllı Telefonlar ve Akıllı Telefonların Kullanımı" başlıklı konuşmasında, internet ve akıllı telefon kullanımının ihtiyaçları aşan boyutlara ulaştığında bunun sorunlu bir durumu ortaya çıkardığını söyledi.

Kuss, yetişkinler gibi gençlerin de uyandıktan 5 dakika sonra telefonlarını ellerine aldıklarını aktardı.

Telefonların hayatı nasıl organize ettiğini ne tür avantajlar sağladığını anlatan Kuss, "Telefon alarmımız oluyor, eğlence merkezimiz oluyor, iş takvimimiz burada. Temasa geçmek istediğimiz insanlar burada. İş takvimi olmasaydı kimlerle görüşeceğimiz ne işler yapacağımızı bile bilemezdik. Bu açıdan baktığımızda sosyal ve iş hayatımızı düzenleyen teknolojik bir araç. Hayatımızı kontrol etmede bu kadar önemli bir araç olarak algıladığımızda sorun yok." diye konuştu.

Kuss, ancak tüm zamanını bu cihazlara ayıran insanların sosyal yaşamdan ve ailelerinden uzaklaştığına işaret ederek, "Bugün dünyanın her tarafında restoranlarda, kafelerde oturan insanlar başları aşağıda telefonlarına bakıyor. Göz göze bakmaktansa telefona ekranlarına bakıyoruz. Çünkü her an bir bildirim geliyor." ifadelerini kullandı.

İngiltere'de internet bağımlılığı ile ilgili yapılan çalışmalardan bahseden Kuss, bu çalışmaları yaparken kültürler arası bilimsel verilerden yararlandıklarını belirtti.

Kuss, internet ve akıllı telefonların pozitif katkıların ötesine geçip en az madde bağımlılığı kadar tehlikeli bir hale geldiğine dikkati çekerek, bunun önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Akıllı telefon bağımlılığının insan hayatını riske atacak boyutlara varabildiğini anlatan Kuss, "Bugün buraya gelirken bir kadına çarpmak üzereydim. Çünkü o arada e-maillerimi kontrol ediyordum. Bu davranışımın akıllıca olmadığını biliyorum. Ama bu da bir anlamda internet bağımlılığından kaynaklanıyor." diye konuştu.