(TBMM) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM Genel Kurulunda 2026 Yılı Bütçe Görüşmelerine ilişkin yaptığı konuşmada yeni anayasa çalışmalarına ilişkin, "Anayasamızda gerçekleştirdiğimiz bu köklü değişikliklerin yanı sıra mevzuatımızı da çağın gereklerine uygun olarak yeniledik. Elbette ki bunlarla yetinmemiz mümkün değil. Milletimiz daha fazlasına, daha iyisine layık. Anayasamızdaki bu kısmi değişikliklerle önemli reformlara imza atmış olsak da bizim hedefimiz Türkiye Yüzyılını darbe ürünü bir Anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle karşılamak, demokratik, sivil, katılımcı bir Anayasa borcumuzu milletimize ödemek istiyoruz." diye konuştu.
Bakan Tunç, TBMM Genel Kurulunda 2026 Yılı Bütçe Görüşmelerinde konuştu. Tunç, konuşmasında şunları söyledi:
"Adalet, yalnızca bir hukuk ilkesi değil, insan onurunun varlık sebebi, milleti ayakta tutan en kutsal değerdir. Adalet, insan hak ve özgürlüklerinin teminatı; toplumsal huzur ve barışın güvencesidir. Devletin varlık sebebi en başta adaleti sağlamaktır. Bu anlayışla, son yirmi üç yılda, temel hak ve özgürlükleri güçlendiren, hak arama yollarını genişleten, yargı teşkilatının fiziki ve teknolojik imkanlarını geliştiren, insan kaynağı kapasitesini artıran, mevzuatı çağın gereklerine ve milletimizin ihtiyaçlarına uyarlayan, adaletin olmazsa olmaz şartı olan hukuk devleti ilkesini tahkim eden, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını güçlendiren önemli reformlara imza attık. Milli Güvenlik Kurulu'ndan Yüksek Askeri Şura'ya, Hakimler ve Savcılar Kurulu'ndan Anayasa Mahkemesi'ne; birçok kurumu yeniden yapılandırarak yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmanın mücadelesini verdik. Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve özel yetkili mahkemeleri kaldırarak, sivillerin dahi askeri mahkemelerde yargılandığı antidemokratik yılları geride bıraktık. Sıkıyönetim ilanına izin veren hükümler başta olmak üzere, darbecilerin yargılanamayacağına dair demokrasimize gölge düşüren hükümleri kaldırdık.
Kamu Denetçiliği, kişisel verilerin korunması, bilgi edinme hakkı, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru imkanı, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi insan hakları alanında yeni mekanizmalar oluşturarak hak arama yollarını genişlettik. Kadınlara, çocuklara, engellilere, yaşlılara, şehit yakınlarına ve gazilerimize pozitif ayrımcılık düzenlemeleri sağlayarak toplumsal adaleti pekiştirdik. Anayasamızda gerçekleştirdiğimiz bu köklü değişikliklerin yanı sıra mevzuatımızı da çağın gereklerine uygun olarak yeniledik. Elbette ki bunlarla yetinmemiz mümkün değil. Milletimiz daha fazlasına, daha iyisine layık. Anayasamızdaki bu kısmi değişikliklerle önemli reformlara imza atmış olsak da bizim hedefimiz Türkiye Yüzyılını darbe ürünü bir Anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle karşılamak, demokratik, sivil, katılımcı bir Anayasa borcumuzu milletimize ödemek istiyoruz.
Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Stratejisi
'Hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen, öngörülebilir bir adalet sistemi' vizyonuyla tüm tarafların görüşlerini alarak hazırladığımız 5 temel amaç, 45 hedef ve 264 faaliyetten oluşan 23 Ocak 2025 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuyla paylaşılan 'Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Stratejisi' ile de reform irademizi devam ettirdik. Belge'de milletimize taahhüt ettiğimiz hedefleri birer birer hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda, 10. Yargı Paketiyle; hükümlülerin denetimli serbestlik uygulamasından faydalanabilmesi için aldıkları cezanın belirli bir kısmını mutlaka cezaevinde geçirme şartını getirerek cezasızlık algısını ortadan kaldırdık, böylece infazda adalet ve orantılılık ilkelerini güçlendirdik. Hafta sonu veya geceleyin infaz uygulamasının kapsamını genişleterek hükümlülerin topluma uyum sürecini destekledik. Kadınlar, çocuklar ve yaşlı hükümlüler için konutta infaz uygulamasının kapsamını genişlettik. Ağır hasta ve engelli hükümlüler ile doğum yapmış kadın hükümlüler için cezaların infazında esneklik sağlayan özel infaz usulünün kapsamını yeniden belirledik. Uyuşturucu veya alkol etkisiyle trafik güvenliğini tehlikeye atma, kasten yaralama, basit ve nitelikli tehdit suçlarında yaptığımız düzenlemelerle caydırıcılığı sağladık. Ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda, suçun teşebbüs aşamasında kalması halinde, verilecek cezaları artırarak cezasızlık algısını ortadan kaldırdık.
Adalet Komisyonunda kabul edilen 11. Yargı Paketiyle, toplumsal huzur ve güvenliği bozmayı amaçlayan suçlarda yaptırım sisteminin caydırıcılığını artırmayı ve bilişim suçlarıyla daha etkin mücadeleye yönelik ceza adaleti alanında önemli düzenlemeleri hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. 12. Yargı Paketiyle de; hukuk yargılamalarının makul sürede tamamlanması, mülkiyet hakkının daha etkin korunması, avukatların bilgi ve belge temin etmelerinin kolaylaştırılması ve noter yardımcılığı kurumunun ihdas edilmesi gibi konularda düzenlemeler yapılmasını amaçlıyoruz. Ayrıca yargılamaların uzamasının en önde gelen sebeplerinden biri olan tebligat işlemlerinde hataların azaltılmasına ve tebligatların hızlı yapılabilmesine yönelik önerilerimize ilişkin çalışmalarımızı da tamamlamış bulunmaktayız.Bunların yanında Bakanlığımızca oluşturulan Bilim Kurulu tarafından 'Cebri İcra Kanunu Taslağı' hazırlanmış ve kamuoyunun görüşüne arz edilmiştir. Kanunlaşan yargı paketleri kapsamında emeği geçen Meclis Adalet Komisyonu Başkan ve üyeleriyle tüm milletvekillerimize teşekkür ediyorum.
"20-21 Aralık tarihlerinde bin hakim ve savcı yardımcısı alımı için yazılı sınav gerçekleştirilecek"
Adaletin tecellisi, yalnızca kanunlarla değil, kanunları doğru yorumlayıp eksiksiz uygulayacak güçlü bir yargı teşkilatının varlığıyla mümkündür. Yargının insan kaynağı hukuk fakültelerimizden yetişmektedir. Hukuk fakültelerine girişte ilk 100 bine girme şartının getirilmesi, kontenjanların 14 binden 10 bine düşürülmesi, ikinci öğretimlerin kaldırılması, dikey geçiş uygulamasına son verilmesi, başta olmak üzere fakültelerimizde eğitim kalitesinin artırılmasına yönelik önemli adımlar attık. Uygulamasına başladığımız Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'yla birlikte artık hukuk mesleklerinin kapısı yalnızca bir diplomaya değil; bilgiye, yetkinliğe ve liyakate açılmaktadır. 2023 yılında başlattığımız hakim ve savcı yardımcılığı sistemiyle iki yıl süren hakim ve savcı adaylığı yerine, bir yılı Adalet Akademisinde, iki yılı da adliyelerde tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanında usta çırak ilişkisi içerisinde geçirilecek ve mesleğe güçlü bir hazırlık dönemi uygulamasını başlattık. Hakim ve savcı yardımcılığı yazılı sınavını kazanarak mülakata çağrılan kişi sayısını iki katı fazlasından bir katına indirerek mülakatlar konusundaki objektif yaklaşımımızı ortaya koyduk. Bu kapsamda halihazırda 2 bin 72 hakim ve savcı yardımcısı görev yapmaktadır. 20-21 Aralık tarihlerinde bin hakim ve savcı yardımcısı alımı için yazılı sınav gerçekleştirilecektir.
"Adli ve idari yargıda son iki buçuk yılda 3 bin 666 yeni mahkeme ve istinaf dairesi kurduk"
Bir yandan insan kaynağımızın nitelik ve niceliğini artırırken diğer yandan mahkemeler teşkilatımızı daha da güçlendiriyoruz. Adli yargıda 3 bin 581 mahkeme faaliyet gösterirken, bugün itibarıyla bu sayıyı 9 bin 184'e yükselttik. İdari yargıda da faal mahkeme sayısını 146'dan 245'e yükselttik. Ayrıca adli ve idari yargıda son iki buçuk yılda 3 bin 666 yeni mahkeme ve istinaf dairesi kurduk. Yine 2025 yılında yeni ağır ceza merkezi ve mahkeme teşkilatı bulunmayan ve başka bir ilin yargı çevresine bağlı bulunan yerlere mahkeme teşkilatı kurduk. Yargının adil ve etkin işleyebilmesinin önemli unsurlarından biri de ihtisaslaşmadır. Bu kapsamda 986 olan ihtisas mahkemesi sayısını 2 bin 923'e yükselttik. 2025 yılında 252 yeni ihtisas mahkemesi kurarak yargıda uzmanlaşmaya yönelik adımlarımızı hızlandırdık. Tekirdağ ve Denizli Bölge Adliye Mahkemelerini faaliyete geçirerek istinaf mahkemelerinin sayısını 17'ye yükselttik. İnşaatı devam eden Malatya Bölge Adliye Mahkemesini de faaliyete geçireceğiz. Antalya, Diyarbakır ve Kayseri Bölge idare mahkemelerini geçtiğimiz günlerde faaliyete geçirerek bölge idare mahkemesi sayısını 12'ye yükselttik.
"15 bin yeni personelin alımını 2026 yılı içinde tamamlayacağız"
Ayrıca istinaftaki yoğunlaşmanın önüne geçerek davaların makul sürede sonuçlanmasını sağlamakta kararlıyız. Son iki buçuk yılda adli ve idari yargı istinafta 143 yeni daire kurarak toplam kurulu daire sayısını 829'a, 3 bin 7 olan hakim ve savcı sayısını da 3 bin 835'e yükselttik. Hedef süre uygulamasını istinafta da hayata geçirmeye çalışacağız. 2002 yılında 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayımızı yüzde 187 artırarak 26 bin 803'e yükselttik. 1.847 olan kadın hakim ve savcı sayımızı yüzde 462 artırarak 10 bin 369'a yükselttik. OECD Raporunda kadın hakim oranını en çok artıran ülke olduğumuz ifade edilmiştir. Kadın hakim-savcı oranının yüzde 40'a yaklaşmış olması oldukça memnuniyet vericidir. Ayrıca personel sayısını 51 bin 681'den 179 bin 382'ye yükselttik. Önümüzdeki dönem için alımını planladığımız 20 bin yeni personelin ilk 5 binlik kısmının sınav sürecini tamamladık. 15 bin yeni personelin alımını 2026 yılı içinde tamamlayacağız.
"Avrupa ülkelerinden daha olumlu bir tabloya sahibiz"
Yargı teşkilatımız, ülkemizin dört bir yanında, büyük bir özveriyle görev yapmaktadır. 2025 yılı Aralık ayı itibarıyla yargı teşkilatının önünde 11 milyon 885 bin 704 derdest dosya bulunmaktadır. 2025 yılı Aralık ayı itibarıyla toplam 12 milyon 440 bin 713 dosyada karar verilmiştir. Bu rakamlar derdest dosya sayısından daha fazla karar verildiğini göstermektedir. Biraz önce saydığım iyileştirmeler sayesinde yargımızın, biriken iş yükünü azalttığını memnuniyetle görüyoruz. Ayrıca HSK bünyesinde oluşturduğumuz 'Yargının Etkinliği Bürosu' sistem üzerinden nerede bir aksama var, nerede bir gecikme var an be an izlemektedir. Bakanlığımız bünyesinde oluşturduğumuz 'Yapay Zeka Şube Müdürlüğü' ile de yargının işleyişini anlık veri ile izleyen ve karar destek mekanizmalarını güçlendiren, hız ve kaliteyi esas alan bir çalışma düzeni oluşturduk. Gerçekleştirdiğimiz bütün bu çalışmalarla makul sürede yargılanma hakkının daha etkin korunmasını amaçlıyoruz.
Bu konudaki bazı uluslararası verileri sizlerle paylaşmak isterim. Avrupa Konseyi Adaletin Etkinliği Komisyonuna (CEPEJ) göre; idari yargı ilk derece mahkemelerinde ortalama görülme süresi Ülkemizde 168 gündür. Bu süre Fransa'da 314, Almanya'da 408, İtalya'da 574 gündür. İstinafta ortalama görülme süremiz 136 gün iken İspanya'da 325, Fransa'da 329, Almanya'da 460 gündür. Hukuk mahkemelerinde (çekişmeli davalar) ortalama görülme süresi Ülkemizde 397 gündür. Bu süre Fransa'da 333, İspanya'da 359, İtalya'da 540 gündür. İstinafta ortalama görülme süremiz 373 gün iken İspanya'da 343, Almanya'da 391, Fransa'da 489, İtalya'da 753 gündür. Ceza mahkemelerinde ortalama görülme süresi ülkemizde 228 gündür. Bu süre İspanya'da 203, İtalya'da 355 gündür. İstinafta ortalama görülme süremiz 226 gün iken Hollanda'da 295, Fransa'da 366, İtalya'da 750 gündür. Görüldüğü üzere nüfus veya iş yükü dikkate alındığında, bize yakın Avrupa ülkelerinden daha olumlu bir tabloya sahibiz.
"Yargının dijitalleşmesinde dünyada öncü konumdayız"
Adaletin tecellisi için gerekli olan insan kaynağı ve mevzuat altyapısının yanı sıra yirmi üç yıldan bu yana gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla; adaletin vakarına uygun, modern, erişilebilir, insan odaklı ve teknolojinin tüm imkanlarıyla donatılmış adliye binaları inşa ettik ve etmeye devam ediyoruz. 2002'de 78 olan müstakil adliye sayımızı 395'e yükselttik. 569 bin 59 metrekare olan kapalı alan miktarını 10 kattan fazla artırdık. 2025 yılı yatırım programında inşaat karakteristiğinde 53'ü adliye, 6'sı adli tıp ve personel eğitim merkezi, 28'i ceza infaz kurumu, 880 dairelik deprem bölgesi personel konutu olmak üzere toplam 116 projemiz bulunmaktadır. Bu yıl içerisinde muhtelif il ve ilçelerimizde 43 hizmet binasının yapım ihalesini, 20 hizmet binasının etüt proje ihalelerini gerçekleştirdik. Bu çalışmalarımız kapsamında, 61 il ve birçok ilçede temel atma ve açılış törenlerinde vatandaşlarımızla buluştuk, bu vesileyle yargı mensuplarımız ve adliye personelimizle bir araya gelerek tespit ettiğimiz sorunlara çözümler geliştirdik.
"Ülkemiz hukuk yargılamalarında 2. ceza yargılamasında 4. ve idari yargıda ise 3. sıradadır"
SEGBİS, e-Duruşma, e-İmza, e-Satış, e-Tebligat, Celse gibi farklı uygulamalarla yargının dijitalleşmesinde dünyada öncü konumdayız. Pek çok uluslararası ödüle sahip ve vatandaş, hakim-savcı, avukat, bilirkişi, arabulucu, uzlaştırmacı portallarıyla 25 milyon kullanıcıya ulaşan UYAP'ın 60 kurumla 201 farklı entegrasyonunu tamamlayarak sistemi sürekli geliştirmeye devam ediyoruz. CEPEJ'in hazırladığı endekse göre bilişim alanında ülkemiz Avrupa ülkeleri arasında hukuk yargılamalarında 2. ceza yargılamasında 4. ve idari yargıda ise 3. sıradadır. Almanya, İngiltere ve Fransa'nın önündedir. Yine OECD Raporu'nda Ülkemiz, dijitalleşmede en proaktif 5. ülke konumundadır.
"Ceza infaz sisteminde amaç, yalnızca suçluları cezalandırmak olmayıp, onları yeniden topluma kazandırmaktır"
Soruşturma, kovuşturma ve infaz aşamalarından oluşan ceza adaleti sistemi; toplumun vicdanını, hakkaniyet anlayışını ve hukuk devletine olan inancını doğrudan etkilemektedir. SYOK kararı verilme imkanını getirerek 2017'den bu yana 1 milyon 422 bin 910 kararla haksız, temelsiz ve yersiz suçlamaları engelleyerek lekelenmeme hakkını koruduk. Taahhütle serbest kalma imkanını getirerek 555 bin 262 vatandaşımızın sırf ifade almaya yönelik yakalama kararlarından kaynaklı mağduriyetlerini giderdik. Hayata geçirdiğimiz adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlükleri, kadın ve çocuklarımız için adli görüşme odaları, çocuk görüşme merkezleri, çocuk izlem merkezleri, çocuk adalet merkezleri, aile içi ve kadına yönelik şiddet suçları soruşturma büroları mağdur odaklı adalet anlayışımızın önemli göstergeleridir.
Ceza infaz sisteminde amaç, yalnızca suçluları cezalandırmak olmayıp, onları yeniden topluma kazandırmaktır. Fiziki koşulları yetersiz 409 ceza infaz kurumunu kapatarak insan hakları standartlarına uygun, modern ve rehabilitasyon odaklı kurumlar inşa ettik. Hükümlülerin yeniden topluma kazandırılmasına yönelik uygulamalarla eğitim, meslek edinme ve sağlık hizmetlerine erişime özel önem veriyoruz. 81 bin 726 hükümlü ve tutuklu cezaevlerimizde ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim görmektedir. 2025 yılı içinde yaklaşık 4 bin mesleki ve teknik kurs açarak 75 binden fazla hükümlü ve tutuklunun bu kurslara katılmasını sağladık, 58 mesleki eğitim merkezinde 16 bin hükümlü ve tutukluya kalfalık ve ustalık belgesi vererek meslek edinmelerini sağladık. 403 ceza infaz kurumumuzda, 378 işyurdu müdürlüğümüzde 3 binden fazla üretim tesisimizde, 200'den fazla iş kolunda her yıl ortalama 70 binden fazla hükümlü gönüllü olarak çalışmaktadır. Yine hükümlü ve tutuklular, kütüphanelerimiz vasıtasıyla 24 milyon yayına erişebilmektedirler.
Tüm bu çalışmalarla amacımız, ceza infaz kurumundan tahliye olanları, eğitimlerini tamamlayarak meslek sahibi bireyler olarak topluma yeniden kazandırmak ve toplumu suç ve suçludan korumaktır. Ceza infaz kurumları içerisinde bulunan hastane ve polikliniklerde 390 hekim ve 365 diş hekimi ile hükümlü ve tutuklulara sağlık hizmeti verilmektedir. Bağımlılık geçmişi ve tedavi ihtiyacı olan hükümlü hastalara hizmet vermek amacıyla uzman sağlık personelinin görev yaptığı merkezler oluşturmaya başladık. Bu kapsamda, Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesinde, Adana Rehberlik ve Rehabilitasyon Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumlarında uygulamayı başlattık. Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda da Bağımlı Tipi Yataklı Rehabilitasyon Merkezini yapılandırıyoruz. Adli Tıp Kurumunu da geliştirmeye devam ediyoruz. 2002 yılında 25 ilde, 6 grup başkanlığı ve 18 şube müdürlüğünde adli tıp hizmeti verilebilirken; bugün itibarıyla 81 ilimizin tamamında 16 grup başkanlığı ve 147 şube müdürlüğüyle ilçelere kadar uzanan ve teknolojinin en üst düzeyde kullanıldığı bir hizmet ağı oluşturduk.
"Arabuluculuk ve uzlaşma kurumlarını önemsiyoruz"
Alternatif çözüm yöntemlerinden olan özel hukukta arabuluculuk ve ceza hukukunda da uzlaşma kurumlarını önemsiyoruz. Bir yandan yargının iş yükünü azaltan ama en önemlisi de toplumsal barışa hizmet ettiğine inandığımız bu müesseseleri daha da etkin hale getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İhtiyari ve dava şartı arabuluculuk uygulamaları kapsamında bugüne kadar toplam 8 milyon 700 bin 154 dosyanın 5 milyon 156 bin 650'sinde anlaşma sağlanmıştır. Müzakeresi devam edenler hariç olmak üzere toplam anlaşma oranı yüzde 62'dir. Ceza hukukunda da yüzde 83 başarı oranıyla 1 milyon 998 bin 485 dosyada uzlaşma sağlanmıştır.
Yargının kurucu unsurlarından biri olan savunma ve avukatlık mesleğine yönelik birçok düzenlemeyi hayata geçirdik. Yeşil pasaport, görev suçlarında temyiz yolunun açılması, kamuda ve sigortalı çalışanlara avukatlık stajı imkanı, genç avukatlarımızdan mesleğin ilk beş yılında baro aidatı alınmaması, başta deprem bölgesi olmak üzere avukatlarımıza finans desteği, adli yardım ödeneğinin yüzde 50 oranında artırılması başta olmak üzere birçok yenilikler sağladık. Yeni dönemde de Yargı Reformu Stratejimizdeki hedefler doğrultusunda avukatlarımızın bilgi, belgeye ulaşımı başta olmak üzere savunmanın güçlendirilmesi konusundaki adımları atmaya devam edeceğiz.
Adalet hizmetlerinin önemli bir parçası da noterliklerdir. 2002 yılında 1.231 olan noterlik sayısını 2 bin 385'e yükselttik, hafta sonu nöbetçi noterlik uygulaması, yurt içinde bir noterde yapılan işlemin başka yerdeki bir noterden anında alınabilmesi, yurt dışı konsolosluklarımızda düzenlenen noterlik işlem örneklerinin, ülkemizdeki noterliklerden anında alınabilmesi vatandaşlarımız için büyük bir kolaylık oldu. Güvenli ödeme sisteminin getirilmesiyle suistimallerin önüne geçildi.
"Son iki yılda 250'den fazla gazeteci öldüren İsrail'i, Türkiye'nin üstünde gösteriyorlar"
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; konuşmacıları dikkatle dinledik. Önemli tespitler var, eleştiriler var. Elbette bu eleştirileri dikkate alacağız. Ancak bazı konularda da hem Meclisimizi hem de kamuoyunu doğru bilgilendirmekte fayda var. Özellikle Dünya Adalet Projesi'nin 'Hukuk Endeksi' her toplantıda gündeme getiriliyor. Bu endeksin içeriğine baktığınızda, kendi içinde çelişkilerle dolu olduğunu görürsünüz. Bakın, endekste genel nüfus anketine göre Türkiye için ne deniyor? Yargılama sürecinin adil işlediğine inanan vatandaşlarımızın oranı yüzde 59, yargılama süreci sonunda bir sonuca ulaşılacağına inananların oranı yüzde 61, yargılama sürecinden memnun olduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 74, adalete erişim ve süreçler hakkında bilgilendirilenlerin oranı yüzde 71 olarak gösterilmiş.
Endekse girdiğiniz zaman ise ülkeler listesinde Türkiye'nin altında, demokrasi bile olmayan, serbest seçimlerin olmadığı üçüncü dünya ülkelerinin üst sıralarda yer aldığını görüyorsunuz. Bu nasıl bir kıyaslamadır? Bu endekslerin Türkiye gerçeklerini yansıtmadığını çok açık şekilde gösteriyor. Aynı şekilde Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi açıklandı. 2025 listesinde Türkiye'yi 159. sırada gösteriyorlar. Son iki yılda 250'den fazla gazeteci öldüren İsrail'i, Türkiye'nin üstünde gösteriyorlar. İsrail, iki yılda 250 gazeteciyi şehit etmiş. Siz neden bahsediyorsunuz? Gazetecinin yaşam hakkı yoksa basın özgürlüğü nasıl olsun? Bu endekslerin hangisine itibar edeceğiz? Türkiye'yi karalamak için kullanılan bu endekslere fırsat vermeyeceğiz.
Bazı sözcüler 'adalete güvenin bu kadar düşük olduğu bir dönem yaşanmadı' diyor. Sayın Tanrıkulu'nu, 'olağanüstü hal dönemlerinde bile yaşamadık.' dedi. İstanbul Barosu'ndan Avukat Turgut Kazan, adliyelere verilen değeri irdelerken, 'Binalar yetersiz, kimi yerlerde duruşma salonuyla yargıç odası iç içe' diyor. Bu hangi dönem? Sizin iktidarda olduğunuz dönemler… Aynı şekilde gazeteci Nail Güreli'nin avukatlarla yaptığı röportajda, 'Adliye artık yoruldu, yargıya da bütçe ayırın' deniyor. Yine sizin iktidarınız döneminde 'acele hakim aranıyor', 'mübaşirsiz mahkemeler' manşetleri atılıyor. Hakim ve savcılar, düşük maaşlar nedeniyle 'Adliyeyi baskı altında mı tutmaya çalışıyorsunuz?' diye haykırıyor. Yine sizin bakanlarınızdan biri, cezaevi sisteminin 'çürüdüğünü' söyleyerek, 'Cezaevleri ateşten gömlek haline gelmiş, olanaklarımız kısıtlı, sistem çökmüş durumda' diyordu. Cezaevleri sizin döneminizde böyleydi.
"Milletin hakkını hukukunu savunan bir yargı sistemi inşa ettik"
Evet, binalarla ve saraylarla adalet olmaz. Biz adaleti sadece köhne binalardan, merdiven altı duruşmalardan kurtarmakla kalmadık; adaleti birilerinin, vesayetçilerin, darbecilerin arka bahçesi olmaktan çıkarıp milletin bahçesi haline getirdik. Milletin yargısı haline getirdik. Darbeciden, vesayetçiden, yolsuzluk yapandan hesap sorulur hale getirdik. 28 Şubat'ta postmodern darbecileri alkışlayan yargı mensuplarını gördük. Ön sıralardakilere bakın; sonrasında emekli oldular, sonra da gidip Cumhuriyet Halk Partisi'ne üye oldular. Değerli milletvekilleri; milletin hakkını hukukunu savunan bir yargı sistemi inşa ettik ve daha da güçlendirmeye devam ediyoruz.
"Her yıl adalete ayırdığımız payı artırıyoruz"
Adalet hizmetlerine tahsis edilen bütçeyi yıllar içinde artırdık. 2002'de bakanlık bütçemizin merkezi yönetim bütçesindeki payı yüzde 0,83 iken bugün yüzde 1,90'a yükseldi. Geçen yıldan daha yüksek. Her yıl adalete ayırdığımız payı artırıyoruz. 2025 yılında 80 milyar 375 milyon 800 bin lira olan bütçemiz, 2026 teklifiyle 399 milyar 560 milyon 443 bin liraya yükseldi. 2024 yılı Bütçe Kanunu ile bakanlığımıza 198 milyar 703 milyon 54 bin lira ödenek tahsis edildi. Yıl içindeki eklemelerle toplam ödenek 204 milyar 556 milyon 975 bin lira oldu. Yıl sonu itibarıyla bütçe giderleri: Personel ve sosyal güvenlik giderlerinde 144 milyar 956 milyon 140 bin 566 lira, mal ve hizmet alımlarında 37 milyar 539 milyon 695 bin 851 lira, cari transferlerde 4 milyar 829 milyon 965 bin lira, sermaye giderlerinde 8 milyar 607 milyon 655 bin 263 lira, sermaye transferlerinde 4 milyar 498 milyon 445 bin lira olmak üzere toplam 200 milyar 431 milyon 902 bin lira gerçekleşmiştir. Sayıştay raporlarında kamu zararına ilişkin bir tespit bulunmadığını da belirtmek isterim. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; adalet politikalarımızın hayata geçirilmesinde bizlere güçlü liderliğiyle rehberlik eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımızı sunuyoruz. Yargı reformu belgelerimizde yer alan hedefleri gerçekleştirmemize destek veren milletvekillerimize ve adaletin tecellisi için fedakarca görev yapan tüm yargı mensuplarımıza teşekkür ediyorum. Bakanlığımızın 2026 yılı bütçesini sizlerin takdirine arz ediyor, bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum."
Son Dakika › Güncel › 2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda. - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?