Dha Yurt Bülteni 3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni 3

Başına maganda kurşunu isabet eden Osman'ın, çenesine saplanan mermi çıkartıldıKONYA'da sokak çeşmesinde halı yıkayan annesine yardım ederken başına mermi isabet ettiği ortaya çıkan, Osman Gündüz'ün (9), çenesine saplanan mermi çekirdeği yapılan ameliyatla çıkarıldı.

19.09.2018 10:24

Başına maganda kurşunu isabet eden Osman'ın, çenesine saplanan mermi çıkartıldı

KONYA'da sokak çeşmesinde halı yıkayan annesine yardım ederken başına mermi isabet ettiği ortaya çıkan, Osman Gündüz'ün (9), çenesine saplanan mermi çekirdeği yapılan ameliyatla çıkarıldı. Mermi balistik raporu alınması için polise teslim edildi. Polisin magandayı bulması için çalışmalar sürüyor.

Kadınhanı ilçesinde Tepebaşı Mahallesi'nde oturan ilkokul 4'üncü sınıf öğrencisi Osman Gündüz, geçen 8 Eylül Cumartesi günü evlerinin yakınındaki sokak çeşmesinde halı yıkayan annesi Bayramiye Gündüz'e yardım ettiği sırada aniden yere yığıldı. Bayramiye Gündüz de, baygınlık geçirdiğini düşündüğü oğlunu dinlenmesi için eve götürdü. Osman Gündüz, sabaha karşı kusmaya başladı. Bunun üzerine ailesi Osman'ı Kadınhanı Devlet Hastanesi'ne götürdü. Osman Gündüz, buradan da Konya Numune Hastanesi'ne sevk edildi. Gündüz'ün burada çekilen tomografisinde başından giren mermi çekirdeğinin çenesine saplandığı belirlendi. Gündüz buradan da Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne gönderildi. 4 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra normal odaya alındı.

ÇEKİRDEK ÇIKARTILDI

Osman'ın çenesine saplanan mermi çekirdeği ilk etapta çıkartılmadı ve bir süre çekirdekle yaşaması düşünüldü. Ancak kulak burun boğaz uzmanları, yaptığı son kontrolde mermi çekirdeğinin alınmasında sağlığı açısından riskli bir durum görmedi. Bunun üzerine dün ameliyata alınan Osman Gündüz'ün başından girip çenesine saplanan çekirdek başarılı geçen ameliyatla çıkartıldı. Çıkartılan çekirdek balistik incelemesi için polise teslim edildi. Polisin, tabancayla ateş eden kişiyi belirlemek için çalışması sürüyor.

OĞLUMUN SAĞLIK DURUMU İYİ

Oğlunun çenesi saplı kalan mermi çekirdeğinin çıkartığılını  belirten baba Bayram Gündüz, "Çok şükür oğlumun çenesindeki çekirdek çıkartıldı. Çok rahatladık. Doktorlar durumunun iyi olduğunu söylüyor. Taburcu olabileceğimizi söylediler. Kolu ve bacağı için fizik tedaviye gerek olmadığını, oğlumun hiperaktif olduğunu, o nedenle kendi başına bunu halledebileceğini söyledier. Oğlum kardeşini, evdeki küçükbaş hayvanları, okulunu ve bisiklete binmeyi çok özlemiş. Sürekli eve gidelim diye ağlıyor."diye konuştu.

Oğlunun bu duruma düşüren magandaların henüz bulunmadığını ifade eden Gündüz, "Bunu yapanlar daha bulunamadı. Onlara buradan çağrım, gidip teslim olsunlar. Benim canım yandı, başkasının ki yanmasın. Devletimiz bu ise lütfen bir çözüm bulsun. Düğünlerde orada burada silahlar atılmasın." dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------------

Osman'ın ameliyattan sonra hasta yatağında yatması

Annesinin başında beklemesi

Baba Bayram Gündüz röp.

////PAZAR GÜNÜ SERVİS EDİLEN GÖRÜNTÜLER

--Osman Gündüz'den detay

Annesi ve babasından detay

Olayın yaşandığı sokak çeşmesinden detay

Baba Bayram Gündüz röp.

Çeşme başında olayı anlatan mahalleli kadın

Hastaneden detay

Haber-Kamera: Tolga YANIK KONYA

============================================

Bakıcı maaşı kesilen 89 yaşındaki babalarını evlerinden kovdular

SİİRT'te, yaşayan 89 yaşındaki Hasan Solgun'un bakıcı maaşı kesilince, evinde ikamet ettiği kızı tarafından kovuldu. 15 gündür sokaklarda yaşayan Solgun'un Batman'da yaşayan kızının evine gittiği ve orada da kabul edilmeylince sokakta yaşamaya başladığı belirtildi. Solgun, "3 çocuğum. Biri Siirt'te, biri Batman'da, diğeri de İstanbulu'da yaşıyor. Siirt'teki kızımın evinde kalıyordum. Bakıcı maaşım kesildiği için kızımı evi terk etmemi istedi. Batman'daki kızımın evine gitmek istedim o da kabul etmedi beni. 15 gündür dışarıda kalıyorum. Çevremdekilerin yardımıyla ayakta kalıyorum. Tek isteğim sığınabileceğim bir ev" dedi.

Eruh İlçesine bağlı Ekinyolu köyü nüfusuna kayıtlı olan ve Siirt merkezde yaşayan 89 yaşındaki Hasan Solgun, kızları tarafından sokaklara terk edildiğini iddia etti. Siirt'teki kızının evinde kaldığını, bakıcı maaşının kesilmesinin ardından küçük kızının kendisine bakmadığını ve evi terk etmesini istediğini belirten Hasan Solgun, "İşte görüyorsunuz sokaklarda geziyorum, 15 gündür komşular ve akrabalara gidiyorum bazen de camilerde yatıp kalkıyorum. Beni gören vatandaşlar çoğu bana yardımcı oluyor ve yemek yediyor"dedi.

Son olarak gidecek yeri kalmadığından Siirt Belediyesine giderek yardım istediğini belirten 89 yaşındaki  "Gidecek yerim kalmadı, tek gidecek yerim devlet ve Allahımdır. Ondan dolayı Belediye'ye geldim, yardım istedim. Tek çarem devlettir. 3 çocuğum var bir kızım Batman'da, diğer kızım ise Siirt'te. Ben Siirt'te ki küçük kızımın evinde kalıyordum. Ancak, onunda maddi imkanları yeterince olmadığından bana bakamayacağını söyledi ve evi terk etmemi istedi. Bende 15 gündür çeşitli yerlerde kalıyorum. Bir nefesim kaldı, onunda Allah'a vermeye hazırım. Ama, bu son günlerimde bana yatacak sıcak bir yuva verilmesi için devletin kapısını çaldım"diye konuştu.

'GÖZLERİM YETERİNCE GÖRMÜYOR'

Siirt'te yaşam savaşı veren ve yetkililerden yardım ve destek bekleyen 89 yaşındaki Hasan Solgun, gözlerinin iyi görmediğini de belirtti. Siirt'te 15 gündür cami ve akrabalarının evlerinde kaldığını belirten Solgun, "Gözlerim iyi görmüyor, tedaviye ihtiyacım var ama doktora gidemiyorum. Bana yardım yapılmasını istiyorum, bir yuva verilsin bu kalan son ömrümü burada geçireyim. Kimse bana ev vermiyor, bakıcı maaşımı kesmeseydiler belki kendime bir ev kiralardım. Ama, kesince yapacak bir şeyim kalmadı kiralık ev istiyorum. Kira için 300 ile 500 lira para isteniyor, verecek param yoktur"dedi.

Görüntü Dökümü:

-Yaşı adamın banklarda oturmasının görüntüsü

-Sokakta hayırsever vatandaşlar tarafından yürütülmesinin görüntüsü

-Hayırseverler tarafından 89 yaşındaki Hasan Solgun'a yemek verilmesi

-Yaşlı adam ile röportaj

-Yaşlı adamın yemek yemesinin görüntüsü

-Genel ve daty görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet Yücel DURAK/SİİRT,

================================

Kaçak yapı sahipleri sınır tanımıyor; dere yataklarında inşaatlar başladı

TÜRKİYE  genelinde başlatılan 'İmar Barışı' ile 31 Aralık 2017'den önceki yapılara af getirileceği belirtilen uygulamayı fırsat bilen kişilerin inşa ettiği kaçak yapıların yıkımının sürdüğü Doğu Karadeniz'de, bir yandan da yeni kaçak inşaatlar yükseliyor. Yayla, mera ve özel koruma statülerine sahip alanlara yapılanların ardından dere yataklarına da inşaat yapılmaya başlandı. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından korunması gereken 200 ekolojik saha arasında gösterilen ve yerli-yabancı turistlerin akınına uğrayan Rize'nin Fırtına Vadisi'nde, dere yatağına, otel, pansiyon, restoran ve otopark inşa edilmeye başlandı. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile İl Özel İdaresi ekipleri, dere yataklarındaki kaçak yapılarla ilgili harekete geçti, yasal işlem başlattı.

Türkiye'de getirilen 'İmar Barışı' uygulaması, Doğu Karadeniz'de yaylalarda inşa edilen ve yıkım kararı alınan kaçak yapı sahiplerini harekete geçirmişti. Ayder Yaylası ve Uzungöl Turizm Merkezi başta olmak üzere kaçak yapı sahipleri, 31 Aralık 2017'den önce inşa edilen yapıları için İmar Barışı başvurularını sürdürüyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri ile e-devlet üzerinden başvuru yapan yaylacılar, Yapı Kayıt Belgesi alıyor. İmar Barışı ile Doğu Karadeniz'de kaçak yapılara af getirileceği belirtilen uygulamayı fırsat bilen bazı kişilerde, yaylalarda betonarme kaçak yapılar inşa etmeye başladığı ortaya çıkmıştı. Jandarma, Doğa Koruma ve Milli Parklar ile Orman Müdürlüğü ve belediye ekipleri kaçak inşaatlarla ile ilgili tutanaklar tutarak yasal işlemler başlatmıştı.

YIKIMLAR SÜRERKEN DERE YATAKLARINA İNŞAATLAR BAŞLADI

Doğu Karadeniz'de neredeyse tüm yaylalarda inşaat sesleri arasında yükselen kaçak yapılar için harekete geçildi. Türkiye genelinde başlatılan 'İmar Barışı' ile 31 Aralık 2017'den önceki yapılara af getirileceği belirtilen uygulamayı fırsat bilen kişilerin inşa ettiği kaçak yapılar için yıkım kararı alındı. Yıkımların sürdüğü Doğu Karadeniz'de, bir yandan da yeni kaçak inşaatlar yükseliyor. Yayla, mera ve özel koruma statülerine sahip alanlara yapılanların ardından dere yataklarına da inşaat yapılmaya başlandı. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından korunması gereken 200 ekolojik saha arasında gösterilen ve yerli-yabancı turistlerin akınına uğrayan Rize'nin Fırtına Vadisi'nde, dere yatağına, otel, pansiyon, restoran ve otopark inşa edilmeye başlandı. Dere yataklarının daraltıldığı, karayolu kenarlarına sıfır noktaya yapılar inşa edildiği Fırtına Vadisi'nde inşaat sesleri yankılanıyor.

YIKIMLARI GÜNDEMDE

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile İl Özel İdaresi ekipleri, dere yataklarındaki kaçak yapılarla ilgili harekete geçti. Kaçak yapıları tespit eden ekipler, yasal işlem başlattı, savcılıklara suç duyurusunda bulundu. İnşaatların yapılan tespitlerinde temellerinin dere yataklarına oturtulduğu, karayolu güvenliğini tehlikeye düşürdükleri belirlendi. Tespit edilen kaçak yapılarla ilgili yıkım kararı alınacağı belirtildi. Ancak, yasal işlemlere rağmen kaçak yapı inşaatlarının sürdüğü gözlendi. Bölgede, şiddetli sağanak yağışlar sonrası meydana gelen sel ve heyelanlarda gündeme gelen dere yataklarındaki yapılar oluşturdukları tehlike ile tartışılıyor.

GÜLTAN: DERE YATAKLARI İŞGAL ALTINDA

Çamlıhemşin Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Metin Gültan, Fırtına Vadisi'nde yoğun yapılaşmaya dikkat çekti, "Sayın cumhurbaşkanımız, 'Ayder'i kirlettik, rezil ettik' demişti. Şimdi de Fırtına Vadisi maalesef kirlenmeye devam ediyor. Her taraf inşaat olmuş vaziyette. Ayder için bir takım çalışmalar yapılıyor ama illa ki bir yerler bozulduktan sonra mı bu çalışmaların yapılması lazım? Derelerin içlerine kadar girmişler, dere yatakları işgal edilmiş durumda. Buna dur denilmeli" dedi.

CANBAZ: DERE İÇERİSİNDE YAPILAŞMA OLMAZ

Hemşinliler Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Hızır Canbaz da Rize'nin yılda 2 milyona yakın turisti ağırladığını belirterek artan ihtiyaçlara cevap verilmesini gerektiğini ancak bunun yönteminin derelerin içerisine insan hayatını tehdit edercesine yapılaşma olmadığını söyledi. Canbaz, "Oldu bittiye getirilerek veya siyasi konulara yenik düşülerek yapılan yapılaşmaya şiddetle karşıyız. Biz bu konularla ilgili tereddütlerimizi ilgililere bildirdik. Dünyada bu tarz turizm yapan yerlerin örnekleri var. Bunları örnek alarak doğru yapılaşma yapılabilir. Doğaya uygun, insan hayatına önem veren bir yapılaşma en uygun olanıdır" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Drone ile Fırtına Vadisi detayları

Dere yatağındaki inşaat detayları

Vatandaşlarla röp.

Metin Gültan ile röp.

Hızır Canbaz ile röp.

Detaylar

Haber: Muhammet KAÇAR - Kamera: Aytekin KALENDER RİZE-DHA

================================================

Gardıropta 13 kilo 756 gram eroin bulundu

Orhan AŞAN/VAN, - VAN'ın İpekyolu ilçesinde polisin bir eve düzenlediği operasyonda gardırobun içerisindeki bir karton kutuda 13 kilo 756 gram eroin ele geçirildi. Ev sahibi Ö.K. gözaltına alındı.

İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, bir ihbar üzerine İpekyolu ilçesine bağlı Buzhane Mahallesi'nde bir eve operasyon düzenledi. Operasyonda evin yatak odasında bulunan gardıropta karton kutuya zulalanmış 13 kilo 756 gram eroin ele geçirildi. Gözaltına alınan ev sahibi Ö.K. Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

-Polis ekiplerinin evde yaptığı arama

-Yatak odasındaki gardıroptan çıkan karton kutu

-Karton kutu içerisinden çıkan eroin

-Ele geçirilen eroinin teşhiri

-Detaylar

=========================

ABD'den 250 dolara ithal edilen cihazı, 25 dolara ürettiler

TRABZON'da, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Ulaştırma Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri, ABD'den 250 dolara ithal edilen karayollarında asfalt yüzeyindeki genleşmeleri tespit eden 'gerinim ölçer' (strain gauge) adı verilen cihazı, 25 dolar maliyetle üretti. KTÜ Ulaştırma Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Vefa Akpınar, 3 aylık bir kalibrasyon sonucunda ürettikleri cihazı 25 dolara mal ettiklerini belirterek "Gayet de güzel çalışıyor. Yurt dışından sipariş verdiğinizde 3 ay ile 1 yıl arasında ithalatını bekliyorduk. Şimdi bu cihazı günübirlik üretebiliyoruz" dedi.

KTÜ Ulaştırma Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri, karayollarında asfalt yüzeyindeki genleşmeleri tespit eden 'gerinim ölçer' (strain gauge) adı verilen cihaz üzerine çalışma başlattı. KTÜ Ulaştırma Ana Bilim Dalı Öğretim  Üyesi Prof. Dr. Muhammet Vefa Akpınar, doktora öğrencileri Mehmet Seferoğlu ve Muhammet Çevik ile birlikte 3 aylık bir kalibrasyon çalışması sonucunda cihazı üretmeyi başardı. Cihaz, karayollarındaki asfalt yüzeylerde yapılan testlerden başarı ile geçti. Ekip, ABD'den 250 dolara ithal edilen cihazı 25 dolara maliyetle imal etti. Cihaz, karayollarında ve havalimanlarındaki asfalt yüzeylerin genleşme seviyelerini tespit edebilecek.

'3 AYLIK BİR ÇALIŞMA'

KTÜ Ulaştırma Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Vefa Akpınar,  3 aylık bir kalibrasyon sonucunda 'gerinim ölçer' (strain gauge) cihazını ürettiklerini belirterek cihazın çok güzel şekilde çalıştığını söyledi. Akpınar, "Yurt dışından sipariş verdiğinizde 3 ay ile 1 sene arasında ithalatını beklediğimiz bu cihazları biz günübirlik üretebiliyoruz. Bu cihazı tamamen AR-GE çalışmalarımıza yönelik kullanıyoruz. Ayrıca bu cihaz havaalanlarımızda, asfalt-beton kaplamalarında kullanılabilirö dedi.

'DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTULURUZ'

'Gerinim ölçer' cihazının asfalt yolu ölçümlerinde sık sık kullandıklarını belirten Akpınar, "Cihazı yurt dışından 250 dolara getiriyoruz. Maliyeti yüksek. Fiyatının dolar bazında olması ve dolara bağlı olarak sürekli fiyat artışından dolayı cihazı kendimiz üretmeye başladık. Biz bu ürünü sadece 150 TL'ye mal ettik. Tamamen kalibrasyonu bize ait, bizim kontrolümüzde. Yabancılara ihtiyaç duymadan, dolar bazındaki artışı da göz önünde bulundurarak bize zaman ve maddi açıdan tasarruf sağlıyor. Üretimine yönelik bir teklif gelirse patent enstitüsü ile birlikte çalışarak bunu yurt dışında ithal eden AR-GE gruplarına Türkiye'den temin edebiliriz. Bu cihaz konusunda dışa bağımlılıktan kurtulmuş oluruz" diye konuştu.

Prof. Dr. Akpınar, Trabzon sanayisinde demir aksamının diğer kısımlarla birleştirilerek günlük 10 ile 15 arasında 'gerinim ölçer' cihazı üretebileceklerini sözlerine ekledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Cihazın görüntüleri

-Yapılan ölçümler

-Akpınar'ın açıklamaları

-Detaylar

HABER KAMERA:  Filiz YILDIRIM/TRABZON

Boyut: 406 mb

======================================

Felçli hastanın yüzde 95 daralan damarı, ameliyatsız 15 dakikada açıldı

DİYARBAKIR Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesinde, 70 yaşındaki felçli hastanın yüzde 95 daralan damarı ameliyatsız bir şekilde 15 dakikada anjiyografik yöntem ile açılarak hasta sağlığına kavuşturuldu.

Siirt'in merkez Meydandere köyünde yaşayan 70 yaşındaki Osman Aksoy, 8 ay önce beyin damarı daralması nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Siirt Devlet Hastanesi'nde 3 ay tedavi gören Aksoy'un beyin damarının yüzde 95'inin daralması üzerine felç geçirdi. Aksoy, bunun üzerine 13 Eylül'de Diyarbakır Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi'ne sevk edildi. Doktorların müdahale ettiği Aksoy'un beyin damarı, Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi'nde Doç.Dr. Hakkı Şimşek ve ekibi tarafından ilk kez yapılan anjiografik yöntemle 15 dakika da ameliyatsız olarak açıldı.

Anjiografik yöntemle ameliyatsız olarak 15 dakikada operasyonu gerçekleştiren Kalp ve Damar Hastalıkları Doç.Dr.Şimşek, müdahalenin, beyin damarları hastalıklarında felç geçirme veya beynin krizini önlemek için yaptıkları bir müdahale olduğunu söyledi.  Doç.Dr.Hakkı Şimşek, "Bunun tedavi yöntemlerine gelecek olursak eğer klavuzlarımız genellikle cerrahi tedaviyi kapalı yöntemi önünde tutmakla beraber yaşı yüksek hastalarda ve riskli hastalarda kapalı yöntemle uygulamayı cerrahi alternatif olarak önlemektedir. Bunun da şartlarından bir tanesi, çok deneyimli merkezlerde yapılabilmesidir. Çünkü, kapalı yada cerrahi yöntemle tedavi etmeye çalışırken işlemlere bağlı hasta, felç geçirebilir. Dolayısıyla deneyimli merkez şartı var klavuzlarda. Bizde bu hastamıza deneyimli ekip arkadaşlarımızla müdahale ettik. Bu konuda çok iyi ekip olduğumuzu söyleyebilirim. En son yaptığımız bu müdahalede de yaklaşık 15 dakikalık kısa bir süre de beynin damarını filtre dediğimiz cihazı yerleştirme ve öncesinde balon yapma ile stend yerleştirme dahildir. Bu bir tecrübe ve birikimin göstergesidir. Kalp hastanesinin ben ve diğer öğretim görevlisi arkadaşlarımızın bu konudaki etkinliğiyle bu hastamızda iyi bir örnek olduk" diye konuştu.

"GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ'NDE SADECE KALP HASTANESİ'NDE BEYİN DAMARI AÇILMAKTADIR"

Sıfır maliyet ile Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi'nde bu işlemi yaptıklarını hatırlatan Doç. Dr. Şimşek, özel hastaneler de ise, söz konusu müdahale için 10 ile 15 bin lira arasında bir fiyat istendiğini ifade etti. Hem maliyeti hem de yüksek deneyim gerektiren bir müdahale olduğu için Diyarbakır'da sadece Kalp Hastanesinde bu işlemin yapıldığını söyleyen Doç. Dr.Hakkı Şimşek, "Teknik olarak başka hekimler de yapabilir ama, işleme bağlı felç geçirme riski yüksek. Bu damara müdahale için kitapların koyduğu şart yüksek deneyimli merkezlerde yapılmasıdır. İşleme bağlı 100 hastadan 3'ten daha az felç geçirme tecrübesi olan merkezlerde 15 dakika gibi kısa sürede bu işlemi başarılı bir şekilde sonuçlandırmamız klavuzların ve kitapların belirttiği merkezlerden biri olduğumuzun kanıtıdır"dedi.

Doç.Dr.Şimşek, Siirt'ten gelen hasta Osman Aksoy'un önceden kalbi besleyen damarı, daha sonra ise beyni besleyen damarını açtıklarını da söyleyerek, "Beyin damarını Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sadece kalp hastanesinde açılmaktadır. Bu hastaların bizim merkezimiz yerine büyükşehirlere gitmeleri hem kendileri hem de yakınlarına eziyet ve mali açıdan çok büyük yük olmaktadır. Konaklama ve uçak masrafları ile hastanelerin talep ettikleri ücretler çok ciddi maliyete sebeptir. Buda hastaları zor duruma düşürmektedir. Bölgede böyle bir hizmetin bu kadar deneyimli bir şekilde verilebilmesi çok önemlidir" diye konuştu.

Hasta Osman Aksoy'un oğlu Abdulselam Aksoy da, 8 ay önce babasının felç geçirdiğini ve Diyarbakır'a sevk ettiklerini dile getirdi. Aksoy, "Diyarbakır'a getirdik. Burası bize daha rahat geldi. Siirt buraya yakın en azından. İstanbul'a gitseydik eğer biz perişan olacaktık. İlk önce kalp damarlarını açtılar ardından beyin damarlarını, bu süreçte doktorlar elinden geleni yaptı"dedi.

Görüntü Dökümü:

-Hastane binasından görüntüler

-Doktor odası

-Damar görüntüsü

-Doktor Şimşek ile röportaj

-Hasta yakını ile röpotaj

-Genel görüntüler

-Genel ve detay

Haber-Kamera: Burak EMEK/DİYARBAKIR,-

======================================

Ameliyatla erkek olabilmesi için 5 bin dolar gerekiyor

KONYA'da çocukluktan itibaren kendisini erkek gibi hisseden N.P. (27), mahkeme kararıyla geçen temmuz ayında ameliyat olup, rahim ve yumurtalıklarını aldırdı. Göğüslerini de aldıracak olan N.P., ameliyatla protez penise sahip olmak istiyor. Protez penisin ücretinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmadığını, bunun için 5 bin dolar gerektiğini belirten N.P., şu an çalışmadığı için de parayı toplamak için yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.

Bir fabrikada çalışan N.P.,  kendisini 5 yaşından itibaren erkek gibi hissettiği için cinsiyet değiştirmeye karar verdi. Bunun için mahkemeye başvuran N.P.,  mahkemenin talebi üzerine  'Cinsel Kimlik Konseyi' tarafından sağlık kontrolünden geçirildi. Konsey'in olumlu rapor vermesi üzerine mahkemede cinsiyet değiştirebileceği yönünde karar aldı. O karar gereği geçen temmuz ayında ameliyat olup, rahim ve yumurtalıklarını aldırdı. Göğüslerini de aldıracak olan N.P., ameliyatla protez penise olup cinsiyeti değiştirmiş olacak. 1 ay sonra görülecek   mahkemeyle de Uğur ismini  alacak olan N.P., niçin erkek olmaya karar verdiğini anlattı.

Çocukluğundan itibaren erkek gibi davrandığını belirten N.P., erkek çocuklar ne yapıyorsa kendisi de öyle davrandığını, mahallede futbol maçına alınmak için de her türlü çabayı gösterdiğini ifade etti.

'İNTİHAR EDECEKTİM, SEVGİLİM SAYESİNDE HAYATA TUTUNDUM'

Akrabaları ve çevresi tarafından dışlandığını, ölümü düşünürken annesi ve  kız sevgilisinin desteğini gördüğünü ifade eder N.P., şöyle dedi:

"Annem, benim kendimi erkek gibi hissettiğimi öğrendiğinde beni hemen psikoloğa götürdü. Önce hiç bir problemim yokmuş gibi davrandım. Sonra kendimi asıp intihar etme derecesine geldim. O dönemde tanıştığım kız arkadaşımın iknaları sayesinde doktora gittim ve bu süreç böyle başladı. Etrafımdaki herkes bana sırt dönmüştü ve beni istemiyorlardı. Ben de zaten gitmeyi göze almıştım. Önceleri annem de tepkiliydi, sonra doktorumla konuştuktan sonra yanımda olmaya başladı."

'CİNSİYET DEĞİŞİKLİĞİ ZORUNLU HALE GELDİ'

Görünüşü ve kimliği arasında farklılık olması nedeniyle cinsiyet değişikliğinin olması gereken bir durum haline geldiğini söyleyen N.P.,"2 yıl annemden ayrı yaşadım ve o süreç zor oldu. Sonra bana destek olunca çok mutlu oldum. Tek başımaydım. Çalıştığım yerler asgari ücret bile vermiyorlardı. Zaten böyle problemli olduğum için de iş bulmam imkansızdı. Bulduğum işlerde de sıkıntı yaşıyordum. Kendimi geçindirecek parayı zor kazanıyordum. Kazansam dahi paramı vermeyenler oluyordu. Otobüs firmasında muavinlik yaptım orada hiç problem olmadı. Tekstil atölyelerinde çalıştım.  Ancak kalabalık yerlerde çalışamıyordum, daha tenha yerlerde çalışıyordum. Problemlerin yüzünden çok iş değiştirdim. Cinsiyet değiştirmek benim için olması gereken bir durumdu.ö diye konuştu.

'EVLENİP YUVA KURMAK İSTİYORUM'

Cinsiyet değişikliğinin tamamlanabilmesi için  protez penis ameliyatı olması gerektiğini belirten N.P., daha önceki ameliyatlarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılandığını; ancak protez penisin karşılanmadığını kaydetti. Yurt dışından getirteceği protez penisin 5 bin dolar olduğunu ifade eden N.P., "Devlet ameliyatı karşılıyor; ancak yurt dışından gelecek olan protezi karşılamıyor.  Ben belli bir miktar para biriktiriyorum, dolar yükseldiği için aradaki fark büyüyor. Bu ameliyat için de paraya ihtiyacım var. Şu an da raporluyum ve çalışamıyorum. Hayallerimin yarısını gerçekleştirmiş durumdayım. Bugün öğle namazı için camiye gittim namaz kıldım. Bu benim için büyük bir şey. Bu benim için büyük bir değişim. Bundan sonra da her şey yolunda giderse, kendime düzenli bir iş bulmayı istiyorum. Bir yuva kurayım istiyorum. Normal insanların yaşadığı hayatı, bende hayal ediyorum. Bir ailem olsun, bir işim olsun tek amacım bu. Onun içinde şu an 5 bin dolara ihtiyacım var." dedi.

(Görüntü Dökümü

---------------------

N.P.'den detay

N.P. röp.

N.P.'nin eski fotoğrafları

(KJ: Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))

======================================

Okulda gitmesi gereken çocuklar tarlada tütün topluyor

DİYARBAKIR'ın Ergani ilçesinde yaşıtları okullarda ders başı yaparken, onlarca öğrenci tarlalarda çalışmaya devam ediyor. Bazı öğrenciler pamuk, bazıları üzüm toplarken, bazı öğrenciler de tütün yaprakları kesip topluyor. Ergani ilçesine bağlı Ortayazı köyünde 100 dönümlük tarlada tütün toplayan 20 işçiden 10'u, okula gitmesi gereken öğrencilerden oluşuyor. Üniversite mezunu öğrencilerle birlikte okul sınıflarında ders görmesi gereken lise öğrencileri de günlük 50 lira karşılığında tarlada çalışıyor.

Ergani ilçesine bağlı Ortayazı köyü yakınlarında tütün ekili 100 dönüllük alanda çalışan 20 işçiden 10'u, yaşıtları okulda dersbaşı yapmasına rağmen çalışmak zorunda kalan yoksul öğrencilerden oluşuyor. İş bulamayan üniversite mezunu kızlarla birlikte kız ve erkeklerden oluşan lise öğrencileri, sabah saat 06.30'da tarlaya gelerek, akşam saat 19.00'a kadar çalışıyor. Hem aile bütçelerine katkıda bulunan öğrenciler hem de okul ihtiyaçlarını karşılarken, harçlıklarını da tarlada çalışarak çıkarıyor.

Bingöl Üniversitesi çocuk gelişimi mezunu Rozerin Aslanoğlu, mezun oldum ama iş imkanı bulamadığını belirterek, şöyle dedi:

"Bingöl Üniversitesi çocuk gelişimi mezunuyum. Çalışma imkanları bulamadığım için ve aile bütçesine katkıda bulunmak adına buradaki tarlada çalışıyorum. Ayrıca KPS sınavına da hazırlanıyorum. 6 kardeşiz, evin en küçüğü benim. Sabah saat 06.30'da geliyoruz. İlk önce tütün yapraklarını kırıp topluyoruz. Sonra da yüklemesini yapıyoruz. Günlük 50 lira yövmiye alıyoruz. Tütün bitene kadar burda çalışacağım. Sonra zaman kalırsa da KPS sınavına daha çok hazırlanacağım."

Ergani Anadolu Lisesi öğrencisi Duygu Aslanoğlu da, lise 2'inci sınıfına geçtiğini ifade ederek, "Ailemin durumu iyi değil. Lise 2'inci sınıfa geçtim. 5 kardeşiz, aile bütçesine katkıta bulunmak için çalışıyorum. Üniversiteye gidip hemşire olmayı düşünüyorum. Bunun için şimdilik tarlada çalışıyorum" dedi.

Molla Gürani İmam Hatip Lisesi, 1'inci sınıf öğrencisi Elanur Kaplan da, arkadaşlarıyla birlikte saat 06.30'da tarlaya gelerek, saat 19.00'a kadar çalıştıklarını ve arkadaşları gibi aile bütçesine katkıta bulunmak için tarlada çalıştığını anlattı. Süleyman Nazif Anadolu Lisesi öğrencisi Menderes Kaplan, Bekir Aral İmam Hatip Anadolu Lisesi öğrencisi Muhammed Aslanoğlu da diğer arkadaşları gibi ailelerinin ekonomik sıkıntılar içerisinde olduğunu ve bu yüzden çalıştıklarını söyledi. Her yıl okula giderken, çeşitli gündelik işlerde çalıştığını anlatan öğrenciler, şimdilik bir hedeflerinin olmadığını sadece liseyi bitirmeyi düşündüklerini kaydetti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ (HD Drone)

---------------------

Havadan tarlanın görüntüsü

İşçilerin tarlada tütün yapraklarını koparması

Toplanan tütün yapraklarının taşınması

Tütünlerin olduğu kasaların traktör römorkuna yüklenmesi

Öğrencilerin konuşmaları

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Burak EMEK-Esat TAŞTEKİN/ERGANİ (Diyarbakır),

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni 3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement