Filistinli oyuncu, İsrail'in "en iyi aktris ödülü"nü reddederek büyük övgü topladı

İsrail'de yaşayan Filistinli oyuncu Ruba Bilal Usfur'un İsrail'in "bağımsızlık" kutlamalarının yapıldığı bir programda verilmesi nedeniyle layık görüldüğü ödülü reddetmesi, Filistinliler tarafından memnuniyetle karşılandı.

Doğu Kudüs'te 6 yıl önce fanatik Yahudiler tarafından kaçırıldıktan sonra yakılarak öldürülen 16 yaşındaki Filistinli Muhammed Ebu Hudayr'ın annesini canlandırdığı İbrani dizideki performansı nedeniyle "En iyi kadın oyuncu" ödülüne layık görülen Usfur, perşembe günü sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, söz konusu ödülü almayacağını duyurdu.

Ödüllerin açıklandığı programın, İsrail'in "bağımsızlık" kutlamaları kapsamında gerçekleştirildiğini belirten Usfur, "İsrail'in bağımsızlığı, bizim için karanlık bir tarihtir, Filistin halkının yaşadığı büyük felaketin devam etmesidir." ifadesini kullandı.

İsrail'de yaşayan Filistinliler de sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklamalarda, Usfur'un aldığı bu boykot kararından duydukları memnuniyeti dile getirdi.

İsrail Meclisi'ndeki Arap milletvekili Muhammed Bereke, Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, "En iyi oyuncu ödülünden vazgeçmek, içinde izzet, asalet, insanlık ve bağlılığın olduğu gerçek bir ödüldür." şeklinde değerlendirmede bulundu.

İsrail'de yaşayan Filistinlilerden şarkıcı ve oyuncu Emel Markas da Usfur'un tutumuna destek verdi.

Markas, "Tavrın, İsrail'deki Filistinli sanatçılar için canlı bir örnek teşkil edecektir." ifadesine yer verdi.

Kudüs'ten Filistinli gazeteci Muhammed Cevher ise ülkenin sanatçılarının paradan daha kıymetli şeylerle onurlandırıldığına tanık olduklarını kaydetti.

Usfur, yapımı Amerikan şirketi HBO'ya ait olan dizide rol almayı, "Filistinlilerin yaşadıkları acıları dünyaya duyurma" amacıyla kabul ettiğini belirtiyor.

İsrail'de yaşayan Filistinli sanatçılardan Yusuf Ebu Virde de ödül törenine İsrail Kültür Bakanı Miri Regev'in katılması nedeniyle 2018 Kültür Ödülü'nü almayı reddetmişti.

Batı Şeria'da 12 Haziran 2014'te kaybolan üç Yahudi yerleşimcinin 18 gün sonra ölü bulunmasının ardından Filistinli genç Muhammed Ebu Hudayr, 2 Temmuz'da işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Şuafat beldesindeki evinin önünden fanatik Yahudiler tarafından kaçırılmış ve yakılarak katledilmişti.