İçişleri Bakanı Güler, Mardin'de

Tarihi Dönüşüm Projesi kapsamında Mardin'in en eski ve ilk betonarme binasının yıkımını başlatan Güler, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, yıkımı Mardin'in geleceği adına gerçekleştirdiklerini söyledi.

Mardin'de Tarihi Dönüşüm Projesi kapsamında 1. Cadde'de özellikle tarihi dokuyu bozan, ona uymayan binaların yıkımına başladıklarını belirten Güler, şu ana kadar 19'u kamu binası 34 binanın yıkıldığını belirtti.

Bayraktar Oteli dahil 8 binanın yıkım işlemlerinin sürdüğünü anlatan Güler, 20 bina ile ilgili de kamulaştırma işlemlerinin devam ettiğini bildirdi.

Dönüşüm projesi kapsamında daha önce de 80 binanın yıkıldığını hatırlatan Güler, şöyle devam etti:

"Çok kısa bir süre içinde 140 bina yıkılmış olacak. Asıl hedef bu tarihi sit alanındaki 700 yapıya ulaşmak. 700 bağımsız bölüm ve eklentiyi yıktığımız takdirde Mardin'in gerçek tarihi mimari dokusunu ortaya çıkarabileceğiz. Önümüzdeki dönemde de 2 mahallemizi taşıyarak bu tarihi dönüşüm projesini bitirmiş olacağız. Şu anda Mardin aday listesi hazırlığı için dosyasını yapmak üzere. Hedef UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesine girmek. Yalnız yıkımla bitmiyor. 1. Caddede 640 dükkanımızla ilgili 9,2 milyon avroluk bir sokak sağlıklaştırma ve cephe düzeltmesi projemiz var. Hızlıca devam ediyor. Eylül 2014'te bütün bu dükkanların sokak sağlıklaştırmasını bitirmiş olacağız."

Yıkımı gerçekleşecek otel

Yıkımı gerçekleştirilen Bayraktar Otel'in Mardin'in kent yaşamında önemli bir izinin bulunduğunu, Mardin'in 50 yıl önce yapılan ilk betonarme ve yüksek binası olduğunu bildiren Güler, "Ama Mardin'in bu kentsel dokusuna da bir heyula gibi dikilmişti. Katlı binanın 4 katını yıkmak gerekiyor. Zemin artı 1 katı bırakıyoruz. Gerçekten de Mardin adına çok önemli bir hizmeti yaptığımıza inanıyoruz. 2 milyon 190 bin liralık kamulaştırma bedeli vardı. Onun ödemesi yapıldı. 45 günlük sürede büyük otelin 4 katı yıkılmış olacak. O zaman aşağıdan baktığınızda Mardin silueti ortaya çıkmış olacak" diye konuştu.

Mardin'deki turizmi geliştirmeyi hedeflediklerini kaydeden Güler, hedeflerinin 5 milyon turist olduğunu ifade etti.

Güler, "Eğer Mardin gerçek mimari dokusuna ulaşırsa kesinlikle yılda 5 milyon kişinin turist olarak gelebileceği bir zenginliği ihtiva ediyor. Özellikle çözüm sürecinin de beraberinde getirdiği bu huzur ortamı içerisinde turizmde de bir hareketlilik oldu. Geçen yıl 138 bin geceleme yapılmıştı. Bu sene yılın ilk 10 ayı itibari ile 150 bin sayısına ulaşıldı" ifadelerini kullandı.

Daha sonra Bakan Güler, Vali Ahmet Cengiz, Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu ve AK Parti Mardin Milletvekili Abdürrahim Akdağ ile yıkımın startını verdi.

Mukaddes Miras sergisi

Bakan Güler, Mardin Müzesi'ndeki, Başbakanlık, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı himayelerindeki,  İslam Kültür ve Sanat Platformu öncülüğündeki 99 el yazması Kur'an-ı Kerim mushafından oluşan "Mukaddes Miras Sergisi"nin açılışına katıldı.

Daha önce İstanbul, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da açılan serginin Mardin'de de açılıyor olmasının çok özel bir anlam ifade ettiğini dile getiren Güler, şunları söyledi:

"Kur'an-ı Kerim bizim mukkades kitabımız. O, canlı ve cansız bütün alemlere indirilmiş. Bu kaynaktan gelen mesajlar, insanların sinesinde sevgi, kardeşlik ve rahmet olarak makes bulmuştur. Sergide tarihin farklı dönemlerine ait 99 el yazması mushafı bizimle buluşturacaklar. Bu muhteşem zenginliktir. Bu sergiyi gezecek arkadaşlarımızın da el emeği göz nuruyla yapılan bu eşsiz bu eserleri ilgiyle izleyeceklerini biliyoruz. Bu nadide eserleri bugüne kadar muhafaza edenlerden ve serginin Mardin'e getirilmesinde de emeği geçenlerden de Allah razı olsun. İnşallah tüm Mardinliler gelip izleme fırsatı bulurlar."

Mardin Müftüsü Dursun Ali Coşkun ise Kur'an-ı Kerim'in, Allah'ın resulünün vefatından sonra Hz. Ömer'in ısrarıyla Hz. Ebubekir'in halifeliği döneminde kitap haline getirildiğini anımsattı.

Bunun en büyük sebebinin hafızların vefatıyla Kur'anın kaybolma korkusu olduğuna değinen Coşkun, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Zeyd Bin Sabit başkanlığında kurulan komisyonun titiz çalışmalarıyla Kur'an-ı Kerim iki kapak arasında toplandı ve kitap haline getirilen bu Kur'an Peygamber Efendimizin hanımı Hz. Hafsa'ya emanet olarak verildi. Üçüncü halife Hz. Osman zamanında ise Kur'an, elde var olan asıl mushaf üzerinden çoğaltılarak Mekke, Basra, Kufe, Bahreyn ve Yemen gibi çeşitli merkezlere gönderildi. Böylece lehçe farklılıklarından oluşabilecek kargaşaların da önüne geçilmiş oldu."

Törene Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel Akyüz ve davetliler katıldı. - Diyarbakır