Londralılar kayıp, Liverpool artık şampiyonluk değil rekor peşinde | Güneş batmayan lig #14

Lordlar Kamarası



Manchester City, alışkanlığından yine kurtulamadı: Nuno Espirito Santo’ya kaybetti. Boxing Day’de Wolverhampton’a giden City, Ederson’un akıl almaz hatasıyla 10 kişi kaldı. Raheem Sterling’in kurtarıcı olarak sahneye çıkmaya çalışmasına Adama Traore engel oldu ve City 3-2 kaybetti. Geçen seneden bu yana kas kütlesiyle beraber futbol aklını da geliştiren Traore, bu sene Wolves’un tesirli oyuncusu oldu bile. Ardından Sheffield United ve Everton galibiyetleri alan Pep Guardiola’nın öğrencileri, bu altı günlük periyotta kendi kutusundan altı puan çıkardı. Geçen seneki dominasyonundan oldukça uzak olan City’de Pep’in savunmada Eric Garcia’ya bile şans vermesi, savunma konusunda ne denli bir arayışa girdiğinin göstergesi.


Chelsea, Boxing Day’de Southampton’ı konuk etti. Ralph Hasenhüttl’ın kutusunda ise Chelsea’yi çok üzecek bir şey vardı. Ustaca tasarladığı kontra ataklar ve savunma planıyla Maviler’i 2-0 mağlup ettiler. Frank Lampard’ın son haftalarda topa daha fazla hakim olmak için ısrarla denediği 3-4-3 dizilişi, Soton maçında etkisiz kaldığı gibi sonrasındaki Arsenal maçında da sonuç vermedi. Maç içinde hızlıca dörtlü savunmaya geçen ve bundan sonra topa daha fazla hâkim olup maçı 2-1 kazanan Chelsea, Brighton maçına da bu taktikle başladı. Brighton maçında üstünlüğünü kaybetmeden kazanacağını düşünen Lampard’ın unuttuğu şey ise savunmanın dengesizliğiydi. Bu süreci dört puanla kapatan Chelsea’nin, transfer sezonunun açılmasıyla oldukça mutlu olacağı kesin.


Manchester United, Newcastle United ve Burnley’i yenerek çok iyi başladığı bu hızlandırılmış futbol haftasını olabilecek en kötü senaryoyla, Arsenal karşısında oldukça kötü oynayıp kaybederek kapattı. Ezeli rakibi karşısında varlık gösteremeden maçı kaybetmeleri, Ole Solkjær’in yeniden sorgulanmasına sebep oldu. Anthony Martial ve Marcus Rashford’ın Manu’yu adeta taşıdığı bu dönemde Paul Pogba’nın hala dönememiş olması birazcık lezzet eksikliğine sebep oluyor. Aynı zamanda Arsenal maçında Scott McTominay’in de yokluğu ve Nemanja Matic’in artık kendi eksanı etrafında dönememesi, onlara büyük dezavantaj getirdi. Sonuç olarak sürekli üstüne koyan performans yakalayamayan Manu, sezon sonuna kadar bu formunu devam ettirecek gibi görünüyor.


Mikel Arteta’nın gelişiyle minik bir balayı dönemi yaşayan Arsenal ve sevdalıları için Boxing Day pek iç açıcı değildi. Bournemouth karşısında sadece iki isabetli şut çekip bir gol atabilmeleri de yeni sisteme alışma sürecinde olduklarını gösterdi. Ardından Chelsea karşısında çok iyi başlayıp savunmada yaşadıkları sıkıntıların tekrar etmesiyle maçı kaybettiler. Bir de Lampard’ın hamlelerine reaksiyon gösterilememesi, ayrıca değinilmesi gereken nokta. “Yeni yıl yeni başlangıçlar” klişesini gerçeğe dönüştüren Arteta ve öğrencileri, Manu’nun maç içerisinde ümitlenmesine dahi fırsat vermeyerek kazandılar. Beklenen görüntüden uzak başlayan Arsenal, bitirişi ümit verici ve güzel bir şekilde yaptı.

Tottenham, Boxing Day’de Dele Alli ve Harry Kane’in önderliğinde Brighton’ı 2-1 devirdi. Çok da rahat oynamadıkları bu maçtan sonra sırasıyla Norwich’le 2-2 beraber kaldılar ve yükselişteki Soton’a 1-0 kaybettiler. Jose Mourinho’nun takıma daha fazla şey katmak için para harcamasına gerek varmış gibi gözüküyor. Özellikle savunma tarafında sıkıntı yaşayan ekiplerden biri olan Spurs, Mou’ya istediği şeyleri verebilmek için kesenin ağzını açmalı. Bunun başkan Daniel Levy’yi çok mutlu eden bir durum olmadığı aşikar ancak Büyük Altılı içinde yeniden iddialı olmak için bazı fedakarlıklar gerekiyor.

Ve geldik lidere... Liverpool için Boxing Day’miş, yeni yılmış; hiçbir şey fark etmiyor. Artık övgülere mazhar olmaktan sıkıldığını düşündüğümüz Jürgen Klopp ve öğrencilerinin, sahada eğlenerek oynamaları onlardan çok bizleri mutlu ediyor. Trent Alexander-Arnold’ın her geçen gün biraz daha büyüleyen David Beckham’vari pasları da güzel detaylardan bir tanesi. Bu süreç içerisinde Leicester’ı 4-0, Wolves’u 1-0, Sheffield United’ı ise 2-0’la geçen Liverpool’da artık yeni bir gündem var: Arsenal’in namağlup şampiyonluğuna ortak olabilecekler mi? Yeni görünmez takımın Liverpool olmaması için hiçbir engel yok gibi.


Avam Kamarası’nda göze çarpanlar


Boxing Day’de Liverpool’la karşılaşan Tilkiler, sahadan 4-0 mağlup ayrıldı. Bu sezon yakaladıkları performansla Liverpool’un en büyük rakibi olduklarını göstermelerine rağmen, bu iki takım arasında önemli bir sıklet farkı olduğuna şahit olduk. Alexander-Arnold’ı durduramayan Leicester, maçın genelinde de elle tutulur bir şey yapamadı. Ardından West Ham United deplasmanından 2-1 galip ayrıldılar. Çağlar’ın formsuzluğundan kaynaklı olarak yedeğe düştü maçta Leicester, penaltı da kaçırmasına rağmen 4-0’lık hezimeti hızlıca hafızalardan sildi. 2020 yılını üçlü savunmayla açan Brendan Rodgers’ın Leicester’ı, Newcastle United’ı 3-0’la rahat geçti. Şampiyonlar Ligi bileti alma yarışını önde götüren “underdog” Leicester’ın bu başarısını da göz ardı etmemek gerek.

Yeni yılın keyfini en çok çocuklar ve Watford’lular çıkardı. Boxing Day’de Sheffield deplasmanında aldıkları bir puandan sonra, üst üste iki maçta da 10 kişi kalıp Aston Villa’yı 3-0, Wolves’u 2-1 yenmeleri gerçekten çok etkileyiciydi. Dört yıllık bir aradan sonra Premier League’e dönen menajer Nigel Pearson’ın ne kadar doğru bir tercih olduğunu da görmüş olduk. Gerard Deulofeu ve ikon kaptan Troy Deeney’nin kendilerine gelmesinin de bunda büyük payı olduğunu söylemek lazım. Ligin alt taraflarında hareketlilik göstermeye başlayan Watford, oraları daha çok karıştıracak gibi duruyor.