Büyük Bir Edebiyat Olayı - Son Dakika
Kültür Sanat

Büyük Bir Edebiyat Olayı

Büyük Bir Edebiyat Olayı

Yaşam ve Yazgı, yirminci yüzyılın Savaş ve Barış'ı olarak kabul ediliyor!

20.01.2012 18:57
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Son Rus klasiği Yaşam ve Yazgı Türkçede!

Yazıldığı dönemde Sovyet yetkililerince üç yüz yıllık mahkûmiyet cezasına çarptırılan, yazıldıktan ancak otuz sene sonra yayımlanarak, zamanla milyonlarca okurla buluşan Yaşam ve Yazgı, yirminci yüzyılın Savaş ve Barış'ı olarak kabul ediliyor!

Kitabın çevirisi, bir buçuk yıllık özenli ve zahmetli bir çalışmayla Grossman'ın edebi dilini bütün sıcaklığıyla Türkçe'ye aktaran Ayşe Hacıhasanoğlu'na ait!

"Bu roman sadece kitap diye adlandırılamayacak çok büyük bir yapıttır. Roman içinde birkaç romandır aslında; biri geçmişte, diğeri gelecekte iki tarihi olan bir yapıttır."

Heinrich Böll

Tarihçi ve yazar Antony Beevor, Yaşam ve Yazgı'yı II. Dünya Savaşı'nı anlatan en iyi roman olarak gösteriyor!

The Wall Street Journal

"Vasili Grossman'ın romanı görünüşte, Sovyetlerin savaş muhabiri olarak görev aldığı II. Dünya Savaşı'yla ilgilidir. Ancak romanın asıl meselesi, totalitarizmin hisleri köreltici insanlıkdışı yapısına rağmen –rastlantısal, banal ya da kahramanca- iyiliğin gücünü göstermektir. Romanın son sayfasıyla Naziler de Stalin'in Rusya'sı da adeta buharlaşır ve geriye, bizi insan yapan şeyin, sonucu ne olursa olsun içgüdüsel iyilik olduğu gerçeği kalır."

Linda Grant, The Wall Street Journal

"Grossman eninde sonunda, hatta çok yakında 20. Yüzyılın en büyük yazarları arasında anılacak…"

Guardian

Sovyet Yazar Vasili Grossman'ın 1960'larda kaleme aldığı Yaşam ve Yazgı, Stalin rejimi altındaki Sovyet Rusya'da yaşananları gözler önüne seriyor. Ustası Tolstoy'un izinden giden Vasili Grossman, Yaşam ve Yazgı'da yüzyılın en büyük muharebelerinden biri olan Stalingrad Savunması ve sonrasında yaşananları, parçalanan bir ailenin öyküsü üzerinden anlatıyor. Gerçekçi diyalogları, şiirsel dili ve felsefi sorgulamalarıyla, Yaşam ve Yazgı dünya edebiyatının başyapıtları arasındaki yerini alıyor.

Tarihin en büyük savaş muhabirlerinden biri olan Vasili Grossman, Stalingrad Savunması boyunca cephenin ön saflarından görev almış, her rütbeden askerle, toplumun her kesiminde sayısız insanla röportaj yapmıştı. Bugün bir klasik olarak kabul edilen savaş muhabirliği yazıları, Yaşam ve Yazgı'yı besleyen malzemeyi ona sağladı. İlya Ehrenburg'la birlikte Yahudi Soykırımının ilk ve en önemli belgeseli olan Kara Kitap'ın da ortak yazarı olan Grossman, annesini, diğer binlerce Yahudi'yle birlikte Ukrayna'daki kamplarda kaybetmişti. Ancak savaş boyu yaşanan tüm acıları, gerçekçi ve dokunaklı bir dille Yaşam ve Yazgı'ya aktaran Grossman, kitabının yasaklanmasına engel olamayacaktı. Roman bir yetkili tarafından, "Sistem için bir atom bombası" olarak tanımlanarak üç yüzyıllık mahkûmiyet cezasına çarptırılması ve sadece romana değil, daktilo şeritlerine bile el konulması üzerine, Vasili Grossman kendini şu sözlerle savunmuştu: "Benim hayatımı adadığım kitap hapiste olduğu sürece benim bugünkü halimde, fiziksel özgürlüğümde bir anlam ya da doğruluk yok. Çünkü ben o kitabı yazdım, onu reddetmedim ve reddetmiyorum... Kitabımın özgür bırakılmasını istiyorum."

Ancak KGB yetkililerin fark etmedikleri şey, Grossman'ın romanın iki kopyasını daha yaptırmış olduğuydu. Batı'ya kaçırılarak ancak seksenlerde yayımlanabilen Yaşam ve Yazgı, eleştirmen George Steiner'ın sözleriyle, "yirminci yüzyılda büyük edebiyat olarak anılan eserlerin tümünü gölgede bırakan bir roman" olarak, bugüne kadar milyonlar tarafından okunmaktadır.

Edebiyat tarihinin en kapsamlı romanlarından biri olan Yaşam ve Yazgı'da, ardı ardına gelen kısa hikâyeler ve yüzlerce farklı karakterin yer aldığı ikincil olay örgüleri, bir ailenin kuşak kuşak öykülerinde birleşerek Sovyet döneminin geniş bir panoramasını oluşturuyor. İnsanoğluna dair tüm duygu ve tecrübeleri resmeden Vasili Grossman, daha önce hiçbir edebiyatçının başaramadığı bir şeyi başarıyor: Yazar, tarihin en karanlık ve trajik döneminde bile, yaşamın indirgenemez özü olarak özgürlüğün, asla yok edilmeyeceği gerçeğini açığa çıkarıyor!

Sadece taşıdığı edebi nitelikle değil, tarihi açından da büyük bir öneme sahip olan Yaşam ve Yazgı, büyük bir savaşın ve baskı rejiminin insanlarda yol açtığı yaraları gerçekçi ve sakınmasız bir şekilde gözler önüne seriyor. Totalitarizm işleyişinin çarpıcı şekilde tasvir edildiği Yaşam ve Yazgı'da, farklı sınıflardan, hatta farklı milliyetten insanların acıları, korkuları, boyun eğişleri ve başkaldırıları, birer Çehov hikâyesini andıran yüzü aşkın kısa bölümde ince ince işlenerek bir bütünde birleşiyor.

Yazıldığı dönemde yasaklan, ancak bugün milyonlar tarafından okunan, tiyatro ve radyo oyunlarına uyarlanan, hakkında her yıl paneller ve seminerler düzenlenen Yaşam ve Yazgı, insanlık tarihindeki en büyük trajedilerden birini konu alsa da savaşın ve faşizmin insanoğlunun özgürlüğüne asla galip gelemeyeceğini gözler önüne seren ölümsüz bir yapıt!

"Yaşam ve Yazgı, bir bakıma totalitarizm altında yaşamanın yol açtığı güçlüklerin bir ansiklopedisi gibidir ve bir bireyin totalitarizmin baskılarına karşı koymasının ne kadar güç olduğunu Grossman'dan daha iyi dile getirmiş kimse yok."

Richard Chandler (Önsözden)

İlk baskıya özel…

Vasili Grossman'ın başyapıtını dilimize kazandıran Can Yayınları, üç ciltlik Yaşam ve Yazgı'nın ilk baskısına özel bir fiyatla okurları selamlıyor. Edebiyat tutkunlarına itafen tasarlanan kutusuyla üç cilt/1200 sayfalık Yaşam ve Yazgı, 49 TL'lik özel fiyatıyla raflardaki yerini aldı.

Kaynak: Bültenler

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement