Görmeyen Eşinin Hem Gözü Hem de Bastonu Oldu

ŞAHİN OKTAY/ TAHİR TURAN EROĞLU - Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde yaşayan ve 1995 yılında nişanlıyken görme yetisini kaybeden Mevlüt Önerbay, ailesinin ve arkadaşlarının baskısına rağmen evlenmekten vazgeçmeyip, bir gün dahi yanından ayrılmayan eşi sayesinde hayata tutundu.

Gölcük ilçesinde berberlik yapan Mevlüt Önerbay, 1995'in aralık ayında, nişanlıyken trafik kazası geçirdi. Kazanın ardından, halk arasında "tavuk karası" olarak bilinen bir hastalığı olduğu ortaya çıkan Önerbay, kısa süre içerisinde görme yetisini kaybetti.

Nazire Seda Hanım, olayın ardından ailesi ve arkadaşlarının "evlenme" baskısına rağmen, sevdiği adamdan vazgeçmeyerek hayatını Mevlüt Önerbay'la birleştirdi.

Fedakar kadın, önce görme yetisini sonra da mesleğini kaybeden ve bunalıma giren hayat arkadaşının elini hiç bırakmadı. Her yere eşiyle beraber giden Nazire Seda Önerbay, eşinin hem gözü hem de bastonu oldu.

Eşinin kendisine olan sevgisi ve şefkati sayesinde zorlu geçiş dönemini kısa sürede atlatan Mevlüt Önerbay da hayata yeniden dört elle sarıldı. Bir süre fabrikada çalışarak malulen emekli olan görme engelli Önerbay, sivil toplum kuruluşlarında görevler alarak kendini görme engellilerin sosyalleşmesine adadı.

"Görme engelim başladığında evlendik"

Mevlüt Önerbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 11 yaşında berber çırağı olarak iş hayatına atıldığını ve 26 yaşına kadar güzel bir hayat sürdüğünü söyledi.

Hayatının en güzel döneminde geçirdiği trafik kazası sonucunda halk arasında "tavuk karası" olarak bilinen göz hastalığı olduğunun ortaya çıktığını anlatan Önerbay, hastalığın kısa sürede belirginleştiğini ve bir yıl içerisinde görme yetisini kaybettiğini kaydetti.

Önerbay, görme engeli nedeniyle mesleğini bırakmak zorunda kaldığını ve büyük bir bunalıma girdiğini bildirerek, "Kaza geçirdiğimde nişanlıydım, eşim beni hiç yalnız bırakmadı. Görme engelim başladığı dönemde ailesinin karşı çıkmasına rağmen evlendik. Tek desteğim eşimdi benim" diye konuştu.

"20 yılda 3 gün dahi ayrı kalmadık"

Eşinin üzerindeki baskının evlendikten sonra da belli bir süre devam ettiğine dikkati çeken Önerbay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yoğun baskıya rağmen eşim beni bırakmayarak yeniden hayata bağladı. Zaten bir geçiş dönemi yaşıyordum. Sevgiye, şefkate en çok ihtiyaç duyduğum zamanda bir tek eşimden o desteği gördüm. Hayata bağlanmama sebep oldu. Bir elmayı ikiye bölün, yarısı bensem diğer yarısı da eşimdir. Benim için budur. 20 yılda 3 gün dahi ayrı kalmadık. Bastonum var ama eşim her zaman yanımda olduğu için hiç kullanmadım. Bugüne kadar iki kere ihtiyaç duydum, onda da imdadıma yetiştiler. Eşim yanımda olmasaydı o bunalımı atlatabilir miydim bilemiyorum."

Önerbay, kendini topladıktan sonra bir süre fabrikalarda çalıştığını ve geçmişte sigortası bulunduğu için malulen emekli olduğunu belirterek, şimdi sivil toplum örgütlerinde engellilere yardımcı olmak için etkin görevler aldığını, bu haliyle çok güzel işler başardığını ifade etti.

"20 yıldır eşimin eline baston aldırmadım"

Görme engelli eşinin yanından bir an olsun ayrılmayan Nazire Seda Önerbay ise eşiyle lise yıllarında bir arkadaşının çalıştığı yere ziyarete giderken tanıştığını söyledi.

Tanıştıklarında eşinin herhangi bir görme engeli olmadığını belirten Önerbay, "Sonradan görme yetisini kaybedince bunun Allah'ın bir imtihanı olduğunu düşündüm. Kimsenin tesiri altında kalmadan eşimle evlendim" dedi.

Önerbay, yeniden görebilmesi için bir gözünü eşine vermek istediğini fakat doktorların bunun mümkün olmadığını söylediğini anlatarak, şunları kaydetti:

"Ben 20 senedir eşimi 'görüyor' diye kabul ettim. Hiçbir zaman görmüyor kabul etmedim, eline baston dahi aldırmadım. 'Ben senin hem gözünüm hem de bastonunum' dedim. Çocuklarımla beraber eşime görmediğini hiçbir zaman hissettirmedik. Hiçbir zaman yanından ayrılmadık, çarşıya, pazara, markete hep beraber gittik. 20 yıldır evliyim, hala geriye dönüp baktığımda 'iyi ki kararımdan dönmemişim, ailemi dinlememişim' diyorum. Bugün olsa eşimle yine evlenirim."