İstanbul Kolektif Sahne Sunar Görüşmeyeli Uzun Zaman Oldu

Türk Tiyatrosuna çok yakında yeni bir Tiyatro Grubu ve yeni bir oyun daha geliyor.

'Görüşmeyeli Uzun Zaman Oldu' oyunu, 17 yıl sonra aynı sahneyi paylaşacak olan tiyatronun ve televizyonun sevilen çiftlerinden, usta oyuncular Pelinsu Pir ve Levent Tülek ile seyircinin 'Zaga' programındaki 'Vampir' tiplemesiyle gönlünde taht kurduğu, sevdiği tiyatro, sinema oyuncusu Erkan Taşdöğen'i biraraya getiriyor.

Ayrılığın arifesinde olan bir çiftin yollarının, nev-i şahsına münhasır bir evlilik terapistiyle kesişmesiyle yola çıkılan oyun, Metin Üstündağ'ın 'Görüşmeyeli Uzun Zaman Oldu' kitabından alıntılarla ve aynı ismiyle 'Mahşer-i Cümbüş'ün' oyuncu, eğitmen ve müzik direktörü olan, uzun yıllardır tiyatro yönetmenliği yapan Fatih Pestil tarafından uyarlanıp, sahneye konuluyor.

Fatih Pestil oyunla ve yeni Kolektif Sahne Tiyatro oluşumu ile ilgili şunları söylüyor; "Metin Üstündağ gibi önemli bir mizah ustasının kitabını oyunlaştırıp, sahneye taşımak ve tiyatro sanatıyla buluşturup, seyirci karşısına çıkartmak benim için çok heyecan verici. Ve aynı zamanda çok zor. Çünkü onun kitabındaki cümlelerini bir tiyatro metni haline getirip, seyirci karşısına hazırladım. Kolektif Sahne ekibi olarak farklı bir iş yaptık ve seyircinin seveceğini düşündüğümüz bir esere imza attık. '

Pelinsu Pir: "Benim kadınlarla hep bir derdim vardır!"

18 yıldır mutlu bir evlilikleri olan Pelinsu Pir ve Levent Tülek, 17 yıl önce John Patrick'in yazdığı, Korhan Abay'ın sahneye koyduğu ve birlikte sahneye çıktıkları 'Plastik Sevgilim' isimli oyununun ardından 'Görüşmeyeli uzun Zaman Oldu' oyununda yıllar sonra seyircinin karşısına 'ayrılmak üzere olan, sürekli kavga eden bir çift' olarak sahneye çıkacaklar. Pelinsu Pir; 'Çok heyecanlıyım. Beni heyecanlandırıp, yukarı çıkartmayan işlerde yer almamayı tercih eden biriyim yıllardır. En son bu heyecanı televizyonda Behzat Ç'de Gönül karakterini oynarken yaşamıştım. Ve yıllar sonra Levent'le aynı sahnede olmak bir tarafa, iki iyi aktörle ve böylesine güzel ve beni heyecanlandıran bir oyunla sahnede olmak çok güzel. Aslında oynadığım bu karakter bütün kadınları temsil ediyor. Erkek de öyle aslında.. . Bu kadın, hem ev, hem iş, hem de plaza kadını. Erkek karakteri de öyle. Erkan'ın karakteri hariç! Benim kadınlarla hep bir derdim vardır. Kadınların daha iyi yerlerde olması gerektiğine inanıyorum. Yıllar önce de BKM'deki stand-up show'umla kadın-erkek ilişkilerini anlatmıştım. Kadının ayaklarının üzerinde sağlam durması gerektiğine inanıyorum. Bu oyunda da Metin Üstündağ, kadını ve erkeği naif bir dille ve çok iyi anlatmış. Sokağı iyi bilen, kadını erkeği iyi gözlemleyen zeki bir yazar. Buradaki kadın, ayakta durabilmek, kendi parasını kazanabilmek ve evde kendi söz hakkının olması savaşında. Levent'in oynadığı adam, biraz maço bir karakter. Evet, tabii duygusallığı da var, belli etmeyen cinsinden! Kadının onunla ilgili bir derdi var… Beni dinle! diyor. Kavga etmeden biraz konuşalım seninle diyor. Benim senden istediklerim aslında çok zor şeyler değil. Beni sevmeni, ilk gördüğün gün gibi kalbinin çarpmasını istiyorum diyor.' diyerek rolünü anlatıyor.

Levent Tülek; 'Oyun yaşadığımız tahammülsüzlükleri anlatıyor'

Bakırköy Belediye Tiyatrosu oyuncularından ve bu sezon orada George Orwell'ın 'Hayvan Çiftliği' oyununda da oynayan Levent Tülek, 'Görüşmeyeli uzun Zaman Oldu' oyununun kendisi için özel bir anlamının, yıllar sonra eşiyle mutlu evliliklerinin aksine anlaşamayan bir çifti canlandırmanın heyecanında… Levent Tülek, oyunla ilgili şunları söylüyor;

Biz birlikte sahneye çıkmayalı 17 yıl oldu. Bir asır gibi geliyor bu zaman dilimi. Sonra ayrı ayrı oyunlarda oynadık. Ben Bakırköy Belediye Tiyatrosu'na geçtim. Pelinsu BKM ile çalıştı. Tek Kişilik bir stand-up yaptı. Biz aslında hep tiyatronun içindeydik. Ama beraber tekrar sahnede olmak tuhaf ve güzel bir duygu. Burada gerçeğimizin aksine sürekli kavga eden ve evlilikleri bitme aşamasına gelmiş bir çiftin bir terapiste gidiş hikayesini anlatıyoruz. Aslında Erkan (Taşdöğen) biraz Metin Üstündağ'ın iç sesini yansıtıyor. Onun seslendirmesini yapıyor, öyle davranıyor bence. Bir aile terapisti ve bizi tekrar biraraya getiriyor ve siz birbirinizi seviyorsunuz diyor. Metin Üstündağ kitabında kent insanının tramvasını çok iyi anlatmış. Oyun, çok basit, tahammülsüzlükleri anlatıyor. Toplumdaki herşeye tahammülsüzlük gibi. Bir tek ilişkiler için söyleyemeyiz bunu. Bütün ilişkileri kapsıyor. Kimse kimseye tahammül edemiyor artık. Ne trafikte arabalara tahammül edebiliyoruz, ne karşıt görüşlü insanlara tahammül edebiliyoruz, hiçbir şeye tahammül edemiyoruz. Dolayısıyla, erkek kadına, kadın da erkeğe tahammül edemiyor. Kimsenin kimseye saygısı da kalmıyor. Saygı erozyonu da var bence. Oyun bunu çok güzel anlatıyor. Modern hayat aslında bizi acayip törpülüyor. Bunu vurguluyor.