Agitpa 22. Genel Kurulu

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Başta Kafkasya ve Balkanlar olmak üzere AGİT coğrafyasında seneler süren ihtilafların barışçıl yol ve yöntemlerle ve adil bir sonuca ulaşması ve çözüme kavuşması hepimiz açısından ihtiyaçtır" dedi.

Çiçek, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda, TBMM ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi (AGİTPA) 22. Genel Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada, örgütün daha somut başarı hikayelerine ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Çiçek, "Bu teşkilatın öneminin vurgulanması açısından bu başarılar şarttır. Başta Kafkasya ve Balkanlar olmak üzere AGİT coğrafyasında seneler süren ihtilafların barışçıl yol ve yöntemlerle ve adil bir sonuca ulaşması ve çözüme kavuşması hepimiz açısından ihtiyaçtır. Aksi takdirde bu sorunları zamanın insafına ve çözümüne terk edemeyiz" ifadelerini kullandı.

"El birliğiyle geleceğe doğru emin adımlarla"

"Helsinki+40 sürecinin" başarısının, ancak katılımcı devlet ve hükümetlerin sürece sahip çıkmalarıyla gerçekleşebileceğinin unutulmamasını isteyen Çiçek, şöyle devam etti:

"Seçilmiş temsilciler olarak bir yandan kendi ülkelerimizde konuyu hükümetlerimizin gündeminde tutmaya, diğer yandan Parlamenter Asamble'deki faaliyetlerimiz çerçevesinde AGİT'e bu yönde teşvik edici ve yol gösterici mesajlar vermeye devam etmeliyiz. Öte yandan, gerek AGİT gerek AGİTPA bünyesinde gerçekleştirilen değerli çalışmalar konusunda kamuoylarımızda genel bir bilgi eksikliğinin mevcut olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurmamızda fayda olacaktır. Bu bağlamda, milletvekilleri olarak, hem genelde örgütün ve Asamble'nin, hem de özelde Helsinki+40 sürecinin daha geniş kitlelerce tanınmasına yönelik kamu diplomasisi çabalarımıza da ağırlık vermemizin önemini vurgulamak isterim. Netice itibariyle örgütümüzün hükümetler arası ve parlamenter kanatlarının ortak çabalarıyla bu alanda başarıya ulaşabileceğimizden, Helsinki Nihai Senedinin 40'ıncı yıl dönümünde bizi güvenlik topluluğu inşası hedefimize yaklaştıracak taze ve dinamik bir vizyonu ortaya koyabileceğimizden şüphem yoktur. El birliğiyle geleceğe doğru emin adımlarla ilerleyeceğiz."

"Terör ve siber terör"

Çiçek, AGİTPA'nın, bireylerin güvenliğine tehdit oluşturan ırkçılık, terörizm, yabancı düşmanlığı, hoşgörüsüzlük ve İslamofobi konularını gündeminde öncelikli olarak muhafaza etmesini gerekli gördüklerini dile getirdi.

Toplum içinde ve toplumlar arasında diyaloğun zayıflamasının, aşırılığın, terörizmin, kutuplaşma ve ayrımcılığın ortaya çıkmasına sebep olabildiğini, kaos ve karışıklık ortamı yaratmak suretiyle de bazı aşırı grupların bundan yarar sağlamasına yol açılabildiğine dikkati çeken Çiçek, şöyle konuştu:

"Bugün dünyanın birçok bölgesinde bunun acı örneklerini görmek mümkündür. Bu çerçevede AGİT'in bulunduğu zorlu coğrafyada uluslararası terörizm, bilişim teknolojisinin gelişmesiyle ortaya çıkan siber terörizm, örgütlü suç ve uyuşturucu kaçakçılığı, güvenlik açısından artan ölçüde tehdit teşkil etmektedir. Özellikle de globalleşme ve teknolojik gelişmelere paralel olarak terör yöntemleri de şekil değiştirmekte ve tüm ülkeler siber terör olarak adlandırılan bu yeni terör tipi ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu yeni tip terör, teröristlerin ve terör gruplarının internet ve teknoloji kullanılarak sınır tanımayan bir şekilde eylemlerde bulunabileceğini ve devletlerin kendi kendilerine bunun üstesinden gelmelerinin mümkün olmadığını göstermiştir. Ülkelerin siber tehdit karşısında kendilerini daha iyi savunabilmek için çeşitli tedbirler almaları yanında ancak samimi bir işbirliği ile başarılı olabilecekleri çok açıktır. Bu durumun daha fazla diyalog ve işbirliği yoluyla tersine çevrilmesi için uluslararası toplumun birlikte hareket etmesi elzemdir. Bu alanlarda, AGİTPA'nın da desteğiyle AGİT'in kabiliyetlerinin geliştirilmesi ve uluslararası çabalara öncülük etmesi, AGİT'in temel vizyonu olmalıdır."

"Güvenlik ve özgürlük dengesi"

Üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir diğer önemli hususun "güvenlik ve özgürlük dengesi" olduğunu kaydeden Çiçek, şöyle devam etti:

"Güvenliği risk altına sokan unsurlarla mücadele ederken demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerleri esas alarak, güvenliğe de bütüncül şekilde yaklaşmalıyız. Diğer taraftan dikkat edilmesi gereken diğer husus, şiddet, nefret söylemi ve teröre başvuran gruplar, ifade ve fikir özgürlüğünü de istismar edebilmektedirler. Nedeni ne olursa olsun ve ne şekilde tezahür ederse etsin terörizm bir insanlık suçudur ve kabul edilemez bir olgudur. Her türlü terörist faaliyetin hazırlanmasını veya mali destek bulmasını önlemek için işbirliği çabalarımızı artırmamız gerekmektedir. Terörizme destek veren veya tolerans gösteren bir kısım devletlerin bu tutumlarını gözden geçirmeleri, üyesi bulundukları uluslararası kuruluşların ve taraf oldukları uluslararası sözleşmelerin gereğidir. Türkiye olarak terörün her çeşidini, kaynağı ve gerekçesi ne olursa olsun kuvvetle kınıyoruz. Tüm uluslararası toplumu da ilgili uluslararası mutabakatlar çerçevesinde, bu illete karşı birlikte çaba göstermeye davet ediyorum. Terör risk ve tehditlerine karşı ancak uluslararası işbirliği ve ortak savunma stratejileri ile AGİT coğrafyasını daha güvenli bir bölge haline getirebiliriz. Bu tehditleri göğüsleyebilmek için birbirimizle daha etkin ve yakın işbirliği yapmada kararlı bir duruş sergilememiz gerekir. Güçlü demokratik kurumlar ve hukukun üstünlüğü bu savunma stratejilerinin temelini oluşturur."

Bir taraftan güvenliğe karşı tehditlerle etkin mücadele ederken, diğer taraftan temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, bu bağlamda Avrupa Konseyi çerçevesinde kabul edilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve sözleşmenin yorumlanması için mahkemenin ortaya koyduğu içtihatlar özgürlük-güvenlik tartışmasının denge noktasını oluşturduğunu ifade etti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği çok sayıda kararda cebir ve şiddetin asla tasvip edilemeyeceğini, bunun bir çözüm yolu olmadığını, hatta bu yöntemi benimseyen partilerin kapatılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlali anlamına gelmediğini belirttiğine işaret eden Çiçek, "Kaldı ki, kullandığımız ve büyük değer verdiğimiz hak ve özgürlükler beraberlerinde kuşkusuz bizlere bazı sorumluluklar da yüklemektedirler. Bir taraftan özgürlüklerin suiistimal edilmemesi gerekirken, diğer taraftan kişilerin haklarının ihlal edilmemesi, kamu düzeninin korunması gibi hususlar, dikkat edilmesi gereken temel ilkelerdir" diye konuştu.

Önen'in adaylığına destek

AGİTPA Türk Grubu üyeleri tarafından Genel Kurul'un takdirine sunulmak üzere " Suriye'de İnsani Durum", "Irkçılık ve Ayrımcılıkla Mücadelede Eğitimin Rolünün Güçlendirilmesi" ve "Enerji Güvenliğinin Çevre Boyutu" başlıklı karar tasarıları hazırlandığını bildiren Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Başta Suriye'de yaşanmakta olan gelişmeler bağlamında söz konusu karar tasarılarının değerli meslektaşlarımca olumlu bir bakış açısıyla değerlendirileceğini umuyorum. Her üç tasarının ülkelerimiz bakımından önem arz eden meselelerle ilgili olduğuna inanıyorum. Genel Kurul'da ayrıca önümüzdeki dönem yönetimini belirlemek üzere başkan ve dört başkan yardımcılığı seçimleri de gerçekleştirilecektir. AGİTPA Türk Grubu Başkanı Sayın Emin Önen'in de aralarında bulunduğu adaylara seçimlerde başarılar diliyorum. Sayın Önen bu önemli göreve seçildiği takdirde, Türkiye 7 yıl sonra ilk defa olarak, AGİTPA çalışmalarına bu yönden de katkıda bulunma fırsatı elde edecektir."

- İstanbul