Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin, "Bence Türkiye çok şey kaybetti bu süreci beklemekle. Çok ümitliydik, çok iyi niyetlerle bu komisyonda çalıştık. Arkadaşlarımızın önerileri çok ciddiydi ama günlük politik kavgaların dışına çıkamayanlar bize yeni bir anayasa yaptırmadılar. Bundan sonraki süreçte de yeni bir anayasa yapmanın hiç de kolay olmadığını düşünüyorum. Artık iş önümüzdeki 2015 seçimlerinde" dedi.
Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 'Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çalışabileceğine inancım yok' dedi, parti liderlerine birer mektup göndereceğini söyledi. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz, bundan sonra Uzlaşma Komisyonunun çalışmaları noktalanmış mı oluyor?" sorusu üzerine Arınç, bunun hükümetin konusu olmadığını ve görüşülmediğini söyledi.
Şahsi fikrini açıklayacağını ifade eden Arınç, "Bu geç verilmiş bir karar bence. Sürecin sahibi Meclis Başkanı olduğuna göre bizim bu konuda söz söyleme hakkımız yoktur. Ne Sayın Başbakanımızın ne bizim. Çünkü Meclis'te kurulan komisyonun tabii başkanı o dur, süreci o başlatmıştır. İşe yaramıyorsa bir somut sonuç ortaya çıkmıyorsa bunu daha fazla sürdürmenin de hiçbir şekilde menfaati kalmamıştır" diye konuştu.
"Suni teneffüsle yaşayan bir komisyonun artık bugün herhalde prizinin, fişinin çekilmesi gündeme gelmiş olmalı" diyen Arınç, şunları kaydetti:
"Düşünün, zannediyorum Ekim 2011'de başlayan süreç. Üzerinden 2 yıldan fazla bir zaman geçti. Bir yılda bitirilmesi gerekiyordu. Bir yıl da fazladan sürüncemede kaldı. Bu süreci başarısızlığa götüren en önemli unsur, CHP'nin 3 üyesinin, şüphesiz Genel Başkandan habersiz olamaz, komisyonu kitlemesidir. Bu kitleme sonucunda 3'ü bile birbiriyle anlaşamayan komisyon üyelerine Sayın Genel Başkanları da bir şekilde müdahale etmeyince adım atamaz hale gelmişlerdir. Daha üçte birinde ancak bir anlaşma söz konusu olmuştur. O üçte birlik maddeler de yasamaya, yürütmeye, yargıya ait maddeler değil, ortak temenni maddeleridir. 'Bakın bugün ne kadar güzel hava', bunda anlaşmamak için bir sebep yok. 24 derece sıcaklıkta her şeyin ışıl ışıl parladığı bir günde bunu anayasa maddesi yaparsanız farklı bir şey yazamazsınız. Ama iş sisteme geldiği zaman, yargıya, yürütmeye geldiği zaman adım atmamışlardır. Hatta CHP'nin Süheyl Batum gibi üyeleri, daha önce verilen kararları iptal ettirme yoluna gitmişlerdir, kavga çıkarmışlardır, birbirlerine düşmüşlerdir. Böyle bir komisyondan bir menfaat beklemek, bir gelecek beklemek herhalde mümkün değildir. Duyduğum kadarıyla Sayın Meclis Başkanı toplantıyı terk etmiştir ama sürecin bittiğini henüz ifade etmemiştir. Dolayısıyla herhalde bir mektup yazacak Genel Başkanlara, orada gerekçelerini sıralayarak bu komisyonun artık yaşamıyor olduğunu bir şekilde duyuracaktır. Bence Türkiye çok şey kaybetti bu süreci beklemekle. Çok ümitliydik, çok iyi niyetlerle bu komisyonda çalıştık. Arkadaşlarımızın önerileri çok ciddiydi ama günlük politik kavgaların dışına çıkamayanlar bize yeni bir anayasa yaptırmadılar. Bundan sonraki süreçte de yeni bir anayasa yapmanın hiç de kolay olmadığını düşünüyorum. Artık iş önümüzdeki 2015 seçimlerinde."
-"Dershane gerçeğini biliyoruz"-
Arınç, "Deshanelerin kapatılmasına yönelik düzenleme özel teşebbüs hürriyetine aykırılık teşkil etmez mi? Konuyla ilgili şahsi düşünceleriniz nelerdir?" sorusu üzerine, işin bütün boyutlarıyla tartışıldığını söyledi.
Bu konuda tarafgir hareket eden bir hükümet olmadıklarına işaret eden Arınç, dershane gerçeğini bildiklerini vurguladı.
Binlerce öğrencinin, yüzlerce dershanenin, öğretmenlerin, çalışanların bulunduğunu dile getiren Arınç, "Eğitime bir katkı olsun diye düşünülmüş, çocuklarımıza sınavlarında yardımcı olsun diye düşünülmüş ve iyi düşünülmüş, kanun içerisinde de yeri var. Ancak elimizdeki yazılı metinler, zannediyorum 1996-2003 arasındaki 7, 8, 9. kalkınma planında dershanelerin süreç içerisinde özel okullara dönüştürülmesi ve eğitime kalite kazandırılması planlanmış. Bu kalkınma programları, Mecliste görüşülüp kabul edilir, birkaç tanesinde de ben bulundum. O zaman itirazlar yapılmamış ve bugünlere kadar gelinmiş" diye konuştu.
Daha sonra da hükümetleri döneminde iki sebeple dershanelerin bir şekilde özel okullara dönüştürülmesinin doğru olacağının kararlaştırıldığını anlatan Arınç, şöyle devam etti:
"Bir, bu hükümet 11 yıl içinde eğitime öyle güçlü bir destek verdi ki biz 7 yıldan beri Milli Savunma Bakanlığı bütçesini arkada, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini birinci sırada kabul eden bir Hükümetiz. 7 katrilyondan 47 katrilyona kadar yatırımları çıkarmışız. Eğitime Yüzde Yüz Destek Kampanyası ile de sadece kendi ilimi söyleyeyim: Bursa'da bugüne kadar hayırseverlerin, hamiyetli vatandaşlarımızın eğitime kazandırdığı okulların mali tutarı 325 milyon lira. Memleketimize çok güzel hizmetler yapılıyor. Bu eğitim öğretim yılı, 2013-2014, konuşmalar yapmak için bir dosya hazırlattım kendime. Bazı okullarda açılışlara gittim, kendi torunumu okula götürdüm, ilk gün yanında bulundum.
Şu anda anaokulundan başlayarak, biz ona okul öncesi diyoruz lise sona kadar 15 milyon küsur, 16 milyon öğrencimiz var. Bu müthiş bir rakam. Avrupa'nın 4 veya 5 ülkesini toplasanız onların nüfusu kadar. 16 milyona yakın öğrenciye biz bugün 800 binden fazla öğretmenle 550 bin derslikle hizmet veriyoruz. Okullarımız çok fazla, sınıfları çok rahat ve geniş. 30 öğrenciyi aşmamasına dikkat ediyoruz. Sadece hükümetimiz döneminde işe başlayan öğretmen sayısı 400 binden fazla. Tabletler vereceğiz, akıllı tahtalar veriyoruz, eğitim ekipmanlarını, okul araç ve gereçlerini de artırıyoruz. Eskiden dershanelere duyulan ihtiyaç, eğitim sistemindeki aksaklıklar sebebiyle çocuklarımızın başarılı olamaması gerçeğiydi. Ama şimdi diyoruz ki eğitime bu kadar yatırım yaptık, yüzlerce, binlerce öğretmenimiz var, derslerimiz var, dershanelerimiz var, özel okullarımız var, dershanelere artık ihtiyaç kalmamalı. Nitelikli eğitimi okullarımız vermeli. Artık ilave bir tedbire ihtiyaç kalmamalı. Bu suretle çocuklarımız ve onların aileleri birtakım masraflar yapmak külfetinden kurtulmalılar."
-"Dershaneler ihtiyaç olmaktan çıkmıştır"-
Eğitime yaptıkları yatırımlara ilaveten geçen yıl da 4+4+4, yeni bir eğitim sistemine geçildiğini hatırlatan Arınç, "İlkokul, ortaokul ve lise. Dolayısıyla bu yeni eğitim sistemi ciddi şekilde uygulanırsa ki uygulanacaktır mutlaka, yeni seçmeli dersler, yeni ders programlarıyla öğrencilerimiz arasındaki katsayı farklılıklarını da kaldırarak eşit ve rekabetçi bir noktaya gelmişsek, dershaneler bir ihtiyaç olmaktan çıkmıştır diye düşünüyoruz" değerlendirmesini yaptı.
"Bizim asıl teşvik etmek istediğimiz, bir zamanlar kanunu çıkarıp da Sayın Cumhurbaşkanı Sezer tarafından veto edilen konu şudur: Özel okulların teşvik edilmesi, eğitimde bir özel anlayışın, devletin kamu yükünü de üstünden alarak daha kaliteli bir eğitim vermesi konusuydu" ifadesini kullanan Arınç, şöyle konuştu:
"Orada da binlerce okulumuz var, on binlerce öğrencimiz var. Dolayısıyla bu dershaneler, ellerindeki birikimlerini öğretmen, eleman, öğrenci, bir okula dönüştürmek suretiyle artık devletin destekleyeceği bir alanda bir eğitim faaliyeti yapabilirler. Bu bizce doğru bir karardır. Hükümetimizin kararı da budur. Ama bunun uygulanması noktasında dershanelere zarar vermemeliyiz, öğrencileri mağdur etmemeliyiz, dershanelerde çalışanların şikayetleri, talepleri varsa dikkat etmeliyiz ve 'Evet, ben özel okula dönüşmek istiyorum ama devlet olarak bana ne sağlayacaksın?' diye sorulduğunda arsa teşvikinden vergi teşvikine kadar hatta kontenjanları boş kalırsa devlet adına o kontenjanlara masraf verilmesine kadar bir sürü tedbir almamız lazım. Bunlar yeterince anlaşılamadığı için veya biz anlatamadığımız için açık yürekli olalım, bugün basında da kamuoyunda da pek çok insan bir endişe içerisinde. Bu endişelerde haksız değiller, en azından bir kısmında. Bir kısmında taraflı, maksatlı bir kampanya da yürütülüyor olabilir. Ama bu dershanelerde benim de çocuklarım okudu. Hatta ben özel bir öğretmene ders verdirirken, daha sonra Maltepe Dershaneleri diye bir dershaneye gönderdim, zarar görmedim, fayda gördüm. Bütün Türkiye içindeki dershanelerin de kendi alanlarında başarılı olduğunu söyleyebilirim. Ama bir masraf gerektiriyor. Çocuklar okuldan farklı olarak niçin bir dershaneye gitme ihtiyacı duysunlar. Bu da bizim için önemli. Çocuk okulda işini bitiriyor, ondan sonra dershaneye gidiyor. Yani çocuklarımızı bir yarış atı gibi dershaneden dershaneye, sınavdan sınava sürüklemek, bu noktadan da kurtarmamız lazım."
-"Başbakan talimat verdi"-
Eğitimin devletin birinci işi olduğunu vurgulayan Arınç, "Bugün çok güzel bir görüşme yaptık. Milli Eğitim Bakanımızın hazırladığı taslak üzerinde bütün bakanlarımız kendi önerilerini getirdiler ve biz doğru olanı yaptık. Sayın Başbakanımız, Milli Eğitim Bakanına talimat verdi, 'Bu konuda kim ne söylüyorsa görüşeceksiniz. Bu konuda kimin ne talebi varsa bunları hükümet olarak karşılayıp karşılayamayacağımıza bakacaksınız, ondan sonra bir mutabakatla veya en azından kamuoyuna projemiz budur, teklifimiz budur diye net olarak çıkma imkanı bulacağız.' Bu konu Türkiye'nin lehinedir, öğrencilerimizin lehinedir, eğitim sisteminin lehinedir. İnşallah bunu zaman içinde gerçekleştirme fırsatı bulacağız" ifadesini kullandı.
Bu konuda eleştirilerde bulunan herkesin eleştirilerine saygı duyduğunu anlatan Arınç, "Kendi içlerinden maksatlı, hükümeti yıpratmak amacıyla hareket edenleri de çıkarmaları gerektiğini düşünüyorum. Biz hükümetimizle öğrencimiz, velimiz arasında başka birisine doğrusu ihtiyaç duymuyoruz" dedi.
(Sürecek)
-hükümet sözcüsü
-bakanlar kurulu toplantısı
Son Dakika › Politika › Arınç: ''Bize yeni bir anayasa yaptırmadılar'' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?