Başkanlık Sistemi Tartışmaları

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, "MHP, anayasal sınırlar içerisinde bu işin nasıl çözülebileceğini sadece ortaya koydu. Bir başkanlık sistemi tercihini ya da destekleyip desteklemeyeceği konusunda bir açıklamada bulunmadı." dedi.

Karakaya, Meclis'te gazetecilerin başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin sorularını yanıtladı.

MHP'nin başkanlık sisteminin gelip, gelmemesini konuşmadığını vurgulayan Karakaya, "MHP olarak şu anki mevcut yapının anayasaya aykırı olduğunu, fiili bir başkanlık sisteminin uygulanmakta olduğunu, Hükümetin ve Cumhurbaşkanının fiili başkanlık sistemini sürdürdüklerini ve bu yapının sürdürülebilir, taşınabilir olmadığını, bunun ayrı bir krize neden olabileceğini söyleyerek, orada bir risk ve tehlike olduğunu ifade ederek, tavır belirliyoruz. MHP olarak, başkanlık sisteminin yanındayız ya da karşısındayız açıklaması değil bu." ifadesini kullandı.

Mevlüt Karakaya, güçlendirilmiş parlamenter sistemden yana olduklarını defaten belirttiklerine işaret ederek, şunları söyledi:

"MHP'yi bu konuda eleştirenler öncelikle mevcut durumu içlerine sindiriyorlar mı sindirmiyorlar mı? Tüm muhalefet partileri, mevcut durumu, sayın Cumhurbaşkanının anayasal sınırlar dışına taşmasını, hükümetin bir başkanlık sistemi uygulanıyormuş gibi tavır ve davranışlarını eleştirdi. Bugün de yarın da eleştirecekler. İşte bu, Türkiye'yi bir sistem krizine götürecek. O zaman buna bir çözüm bulunması lazım. Çözümü illa bir başkanlık sistemine geçiş gibi algılamakta doğru değil. Bunun için başka çözüm yolları varsa herkes bunu ortaya koyacak.

MHP, anayasal sınırlar içerisinde bu işin nasıl çözülebileceğini sadece ortaya koydu. Bir başkanlık sistemi tercihini ya da destekleyip desteklemeyeceği konusunda bir açıklamada bulunmadı. MHP, duyarlı siyaset anlayış çerçevesinde diyor ki; şu andaki mevcut fiili durum Türkiye'yi başka sıkıntılara götürecek. Başka sorunlara neden olabilecek. Dolayısıyla ortada bir sorun var, bunun çözümüyle ilgili olarak da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gidilmesi gerektiğini, burada yapılacak işlemelerin anayasal sınırlar içerisinde eğer millete gitmeyi gerektirirse, millete gidileceğini yani adres olarak yine milletin temsilcilerini ve milleti gösteriyor."

Mevlüt Karakaya, bu defakto durumu düzeltmenin eğer başka bir yolu varsa, bu konuda önerisi ve alternatifi olanların çıkıp o yolu da söyleyeceğini belirtti.

Bir gazetecinin, "İktidar partisi sizin 'millete götürme' sözünüzü teklife destek vereceğiniz gibi algılıyor." demesi üzerine Karakaya, "Milletvekillerinin kendi hür iradeleriyle bunun kararını vereceğini, bu kararların kolay kararlar olmadığını, tarihi sorumluluklar gerektirdiğini, dolayısıyla metni görmeden, hangi metin üzerinde ne diyeceklerini söylemelerinin mümkün olmayacağını." kaydetti.

Karakaya, MHP'nin hassasiyetlerini dünya alemin bildiğini, MHP'nin hassasiyetlerine aykırı bir şey gelirse, milletvekillerinin öyle bir şeyin yanında olmalarını beklemenin, MHP'ye oy verenlere ve milletvekillerine saygısızlık olacağını bildirdi.

"Bu sorunun çözülmesi lazım"

Karakaya, Türkiye'nin anayasa değişikliğini maalesef bugüne kadar beceremediğini, işin temelinde sistem tartışması olduğunu belirterek, "Bu sorunun çözülmesi lazım ama bu sorunun çözülmesini illa 'başkanlık sistemi çıkıp çözülecek' diye düşünmek, değerlendirmek de doğru değil. Bu süreci görmek lazım." diye konuştu.

MHP'nin kimseyle, anlaşmasının veya bu konularla ilgili bir görüşmesinin söz konusu olmadığını anlatan Karakaya, şu görüşlerini paylaştı:

"Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıdan bahsediyoruz. Sistemde yaşanan defakto durumun, Türkiye'yi başka sıkıntılara, kaosa, krize götürmek üzere olduğunu, bu sıkıntının, krizin bir an önce çözülmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Bunun yolunun da anayasa içerisinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçtiğini, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bir devamı olarak, muhtemeldir ki belki bir halk oylamasına gidilebileceğini, belki de hiç gidilemeyeceğini yani 330'un altında kalabileceğini... Şu anda hiç kimse milletvekillerinin iradesiyle ilgili kesin bir kanaat belirtme yetkisine sahip değil.

Bir de ortada hiçbir şey yok. Ortada bir metin yok. Bu metin ortaya gelir, konuşulur. Milliyetçi Hareket Partisi'nin hassasiyetlerine, uyumuna bakılır. Eğer, Milliyetçi Hareket Partisi'nin hassasiyetleriyle bir şey yoksa, Milliyetçi Hareket Partisi bunu 'destekliyor' diye bir şey söylemek mümkün mü?"

Önlerine gelecek metnin ne olacağını bilmediklerini, geldikten sonra o metinle ilgili madde madde görüşlerini açıklayacaklarına işaret eden Karakaya, ortada metin yokken partilerin görüşlerine ilişkin sonuç çıkarılmaya çalışıldığını, Türkiye'nin sistem sorununu silip atması, gündeminden çıkarması gerektiğini sözlerine ekledi.