Meclis'te 26. Dönem Başladı - Son Dakika
Politika

Meclis'te 26. Dönem Başladı

TBMM Geçici Başkanı Deniz Baykal, "Bugün bir tek parti hükümetinin kurulabilecek olması, ülkede büyük uzlaşma ihtiyacını ortadan kaldırmamış, tam tersine daha da artırmıştır" dedi.

17.11.2015 16:48
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

TBMM Geçici Başkanı Deniz Baykal, "Bugün bir tek parti hükümetinin kurulabilecek olması, ülkede büyük uzlaşma ihtiyacını ortadan kaldırmamış, tam tersine daha da artırmıştır" dedi.

Baykal, Genel Kurul'da yemin törenine geçmeden önce yaptığı konuşmada, 5 ay içinde iki ayrı milletvekili seçimini yaşayan Türkiye'de, üyelerinin bir kısmı iki kez seçilmiş bir TBMM olarak toplandıklarını kaydetti.

"Öncelikle, TBMM'nin bu tarihi ve şerefli çatısı altında birlikte görev yapacağımız siz değerli milletvekillerini geçici başkanınız olarak saygıyla selamlıyorum" diyen Baykal, 7 Haziran'dan sonra TBMM'de bir hükümet kurulabilmesi için partiler arasında bir uzlaşmayı gerçekleştirmek zorunluluğu bulunduğunu dile getirdi. Bugün ise hükümet kurulabilmesi için partiler arasında uzlaşmanın artık bir zorunluluk olmaktan çıkmış göründüğünü belirten Baykal, "Bu durum, bir büyük yanılgıya yol açmamalıdır. Bugün bir tek parti hükümetinin kurulabilecek olması, ülkede bir büyük uzlaşma ihtiyacını ortadan kaldırmamış, tam tersine daha da artırmıştır" ifadesini kullandı.

Milletin parlamentoya yansıyan siyasi iradesinin hükümet dışında kalan bölümünü yok sayma tuzağına daha kolayca düşülebildiğini vurgulayan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İktidar ile muhalefet arasında bir ortak anlayışın ve diyaloğun kopması, hızla yargının ve adaletin siyasi denetim altına alınmasına, özgürlüklerin kısıtlanmasına, basının susturulmasına doğru bir sürüklenişi de beraberinde getirmektedir. İnanıyorum ki TBMM'nin 26. Dönemi'nde görev yapacak milletvekilleri olarak, yaşadıklarımızın gözlem ve birikimlerimizin ışığında, siyasi kimliklerimizin de ötesinde, kuvvetler ayrımının ve Meclis üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının ve adaletin, hukuk devletinin kıymetini bir kez daha kavramış insanlar olarak, TBMM'yi hakkı olan saygın konuma taşımakla yükümlüyüz.

Demokrasi, özünde, iktidar ile muhalefetin bir temel uzlaşma ve diyalog içinde çalışmasına dayanır. Diyalog ve uzlaşma da şeffaf olmayı ve hem parlamentoda hem de yargıda hesap verebilmeyi göze alabilecek hükümetlerin varlığını gerektirir. Diyalog ve uzlaşmanın da şeffaf ve hesap verebilecek hükümetlerin varlığının da güvencesi TBMM'dir."

-"İlk görevimiz,  yangının Türkiye'ye sıçramasına engel olmak"

Bölgede tarihsel bir kırılmanın yaşandığı dönemde görev yapacaklarına dikkati çeken Baykal, "Gözlerimizin önünde devletlerin çözülüp parçalandıklarına, yeni güç merkezlerinin şekillenmekte olduğuna tanık oluyoruz. Ortadoğu'nun siyasi haritası kanlı bir süreçle yeniden çiziliyor. Şiddet, vahşet ve terör siyasetin yeni enstrümanları haline dönüşüyor. Mazlum milletimizin büyük fedakarlıklarla gerçekleştirdiği kutsal İstiklal Mücadelemizi şeref ile yöneten TBMM'nin günümüzdeki üyeleri olarak, bu manzarayı derin bir acı ve hüzünle izliyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin çevresindeki yangının söndürülmesi için uluslararası dayanışma sergilemek durumunda olduğunu ifade eden Baykal, Türkiye'nin 2 milyon 200 bin mülteciye kollarını açmış bir ülke olarak zaten bu konuda en büyük fedakarlığı yaptığını söyledi.

"Artık ilk görevimiz,  Ortadoğu'daki yangının Türkiye'ye sıçramasına engel olmaktır" diyen Baykal, şunları kaydetti:

"2003 yılındaki lrak'a yönelik askeri müdahalenin bugün bu malum vahşet örgütünün ortaya çıkmasına neden olduğunu o müdahale kararını alanlar ve uygulayanlar kabul ve itiraf etme durumuna gelmişlerdir. Ne kadar onur vericidir ki TBMM 1 Mart  2003'te askeri müdahale tezkeresini reddederek şerefli tarihine yakışan bir karar almıştır. Bu kararın alınmasına öncülük yapanlar, ideolojik bir savaş karşıtlığının ötesinde, bugünkü Ortadoğu manzarasının cehennemini 12 yıl önce öngörerek karşı çıkmışlardır. Bunu yapan TBMM'nin, önümüze gelmekte olan yeni tehditler, tehlikeler ve teklifler karşısında da kendisine yakışanı yapacağına ve Türkiye'nin ateşe atılmasına izin vermeyeceğine inanıyorum.

Dinci ya da ırkçı terör karşısında en sağlam güvence Cumhuriyetimizin temel felsefesidir. Bu felsefe, TBMM'nin tarihinden gelen ve bugün bizlere emanet edilen en şerefli mirastır. Bu mirasın temelinde, Misak-ı Milli sınırları içerisinde yaşayan herkesi din, inanç, mezhep, ırk ya da etnik kimlik ayrımı yapmadan eşit vatandaş sayan bir anlayış vardır. O nedenle, bizim devletimiz bir ırk, kan ve kafatası devleti değildir; bir siyasi bilinç devletidir, içine doğduğumuz değil, birlikte inşa ettiğimiz ve içinde olmayı seçtiğimiz bir devlettir. Herkesin ırkı, etnik kimliği, soyu onun şerefidir. Herkesin dini, mezhebi, inancı onun şerefidir ama siyasetimiz bir ırk, etnik kimlik, soy sop siyaseti değildir. Siyasetimiz bir din, mezhep, inanç, iman siyaseti değildir, olmamalıdır. TBMM'nin temelinde yatan bu anlayış, ulusal birliğimizin, barış ve kardeşliğimizin güvencesidir. Çevremizde yaşanan çatışmalar, din, mezhep ve etnik kimlik savaşları TBMM'nin ve Cumhuriyetimizin özünü oluşturan bu felsefenin ne kadar değerli olduğunu her gün bize hatırlatmaktadır. Irkımız, etnik kimliğimiz, soyumuz sopumuz ne olursa olsun hepimiz aynı milli siyasi kimliğin parçasıyız. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran işte o milli siyasi kimliktir, o halktır. O halka da Türk milleti denilmektedir."

-"Cumhuriyetimizin temel felsefesiyle aştık"

Laikliği "dinsizlik" diye sunup tahrip etmenin, devlet ya da cemaat eliyle din ve mezhep dayatmanın nelere yol açtığının görüldüğünü anlatan Baykal, "Devleti cemaatleştirmenin sakıncalarını görenlerin artık devlet marifetiyle mezhep ve din dayatmanın sakıncalarını da göreceklerini umuyorum. Anadolu'nun derin tarih, kültür ve inanç birikiminden, Mevlana'dan, Hacı                Bektaş-ı Veli'den, Yunus Emre'den yola çıkarak sürdürmekte olduğumuz medeniyet yolculuğunda bugün karşımıza çıkan tehlikeleri, dinci, mezhepçi, ırkçı terör kuşatmasını bugüne kadar cumhuriyetimizin bu temel felsefesiyle aştık, bundan sonra da onunla aşacağız" diye konuştu.

Baykal, şimdiye kadar TBMM'de görev yapanları, şehitleri, Türkiye'de ve dünyanın her yerinde teröre kurban edilen bütün insanları saygıyla andığını kaydetti.

Baykal, sözlerini "Sayın milletvekilleri, cumhuriyetimizi demokrasimizle çatıştırmayı değil, birleştirip bütünleştirmeyi başarırsak, eğer tarihimizden husumet değil, ders çıkarıp barış ve kardeşlik üretebilirsek, eğer siyasetimizin temeline hukuku, bağımsız ve tarafsız yargıyı yerleştirebilirsek Türkiyemiz 21. yüzyılın en güçlü, en saygın, en parlak ülkelerinden birisi olacaktır. Bize, insanımıza ve tarihimize yakışan da budur" diyerek bitirdi.

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Meclis'te 26. Dönem Başladı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement