Organ Bağışı Haftası

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, organ bağışının çok önemli bir konu olduğunu belirtirken, "Eşimize, çocuğumuza akrabamıza, organımızı veriyoruz ama ölürken başkasına vermek istemiyoruz" dedi.

Ankara Üniversitesi, Organ Bağışı Haftası kapsamında "Hayat Bağışlamak Elinizde" sloganıyla bir farkındalık toplantısı düzenledi. Toplantıda nakil bekleyen, nakil olmuş hastalar ile uzman doktorlar bir araya gelirken, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ile üniversite yönetimi organ bağışında bulundu.

A.Ü. Rektörü Prof. Dr. İbiş, burada yaptığı konuşmada, organ bağışı konusunda kamu kurumlarından, sivil toplum kuruluşlarına üniversitelerden medyaya kadar tüm kesimlerin destekte bulunması gerektiğini söyledi.

Türkiye'de 25 bine yakın insanın organ nakli beklediğine dikkati çeken İbiş, her gün organ nakli beklerken yaklaşık bin 500 -2 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.

Organ nakli için organ bağışının çok önemli olduğunu ifade eden İbiş, Türkiye'de canlıdan organ bağışı oranının çok yüksek olduğuna ancak kadavradan organ nakli konusunda ise Türkiye'nin çok geride kaldığına dikkati çekti.

İspanya'da halkın yüzde 35'ine yakınının organlarını bağışlarken, Türkiye'de  bu oranın yüzde 2'nin altına olduğuna işaret eden İbiş, "Yani eşimize, çocuğumuza akrabamıza, organımızı veriyoruz ama ölürken başkasına vermek istemiyoruz." dedi. İbiş, organ naklinin bir  insanlık görevi olduğunun herkesin aklında tutması gerektiğini vurguladı.

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal ise İslam dininin korunması gereken değerlerin başında canlıyı saydığını belirtirken, insan bedeninin bir emanet olarak kabul edilmesini ve ihtiyaç sahiplerine yardımcı olunması gerektiğini ifade etti.

Organ nakli konusunda halkın yanlış kaygıları, hassasiyetleri  bulunduğunu anlatan Ünal, yanlış bilgilerin düzeltilmesi ve doğru yönlendirme sonucu yetersiz olan organ bağışının daha da artacağını düşündüklerini söyledi. Bazı marjinal grupların, "Organımı verdiğim zaman o kişi günah işlerse bundan ben mi sorumluyum?" gibi yanlış kaygıları bulunduğunu anlatan Ünal, bu konuda  hiçbir şüpheye gerek olmadığını, zaten İlahiyat Fakülteleri ile Diyanet İşleri Başkanlığının organ bağışını teşvik ettiğini ve gündeme getirdiğini  söyledi.

-"Ailelere soruyoruz, yüzde 76'sı reddediyor"

Ankara Üniversitesi Organ Nakli Mesul Müdürü Prof. Dr. Rüçhan Akar da organ naklinin organ yetmezliğinde tüm dünyada kabul edilen altın standart tedavi yöntemi olduğunu belirtirken, organ naklinin yaşamları kurtaracağını ve yaşam kalitesini değiştirebileceğini ifade etti.

Her gün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de organ bağışı yetersizliğine bağlı olarak yaşamların kaybedildiğine işaret eden Akar, Türkiye'de organ bağışını artırmak gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin dünyada canlı donör, yani aile, akrabadan organ bağışı konusunda bir numarada olmasına karşın, beyin ölümü sonucu kadavra donörden organ bağışında oldukça geride kaldığını ifade eden Akar, "Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin ailelerine soruyoruz yüzde 76'sı bunu reddediyor, bu oranı tersine çevirmemiz gerekiyor" dedi.

Türkiye'de organ bağışı bilincinin artırılması gerektiğini ifade edenAkar, bunun yanı sıra Tıp Fakültesi eğitim müfredatına beyin ölümü ve organ bağışı ile nakil derslerine yer veilmesi, nakil koordinatörleri için yüksek lisans, doktora programlarının açılması, İlahiyat Fakültesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile medya  desteğinin sağlanması ve başarı öykülerinin kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Toplantıda nakil sorumlusu uzmanlar ile kalp, karaciğer, böbrek nakli yapılan ve nakil bekleyen hastalar da organ nakli konsunda görüşlerini dile getirdi.

Türkiye'de ilk kadın yapay kalp takılan Hülya Usta da bazı insanlarda "kalp Allah'a emanet" şeklinde yanlış bir algı olduğunu, kalp nakline sıcak bakılmadığını belirtirken, kendisinin bir cihazla hayata tutunduğunu, böyle bir düşünceyi bir organa yüklemenin  çok yanlış bulduğunu söyledi. - Ankara