Altın Ayı Töreninde Çamlıhemşin Mesajı - Son Dakika
Sinema

Altın Ayı Töreninde Çamlıhemşin Mesajı

Altın Ayı Töreninde Çamlıhemşin Mesajı

Yönetmen Semih Kaplanoğlu Altın Ayı Ödülü Kazandıran 'Bal' Filmini Çektiği Çamlıhemşin'e Sahip Çıktı.

22.02.2010 02:23

Susuz Yaz filmiyle 1964 yılında Metin Erksan’ın kazandığı Altın Ayı Ödülü’nü 46 yıl sonra Bal ile yeniden Türkiye’ye getiren yönetmen Semih Kaplanoğlu filmini çektiği Çamlıhemşin’e sahip çıktı.

Kaplanoğlu; “Çamlıhemşin doğa harikası. Bölgede hidroelektrik santrali yapılması planlanıyor. Bundan vazgeçilmesi gerekir” dedi.

KARAKOVAN balcılığı yapan Yakup ve oğlu Yusuf’un birbirileriyle ve doğayla ilişkilerini konu eden Bal filmi, 16 Şubat’ta Berlinale Palast’ta basın gösteriminden sonra Berlin Film Festivali Berlinale’de en çok konuşulan film oldu. Basında eleştirmenlerden tam puan alan ve favori olan filmin diğer gösterilerinin biletleri de kara borsaya düştü.

Filmin başrol oyuncusu Bora Altaş, Berlinale’in yeni yüzü olarak kabul edildi. Tüm bu gelişmeler 20 Şubat’ta düzenlenen ödül töreninde de Altın Ayı almasının adeta habercisi oldu. Semih Kaplaoğlu’nun doğa güzelliklerini de yansıttığı filminin Altın Ayı Ödülü kazanması hiç kimse tarafından şaşırtıcı bulunmadı. Semih Kaplanoğlu törenin hemen ardından Hürriyet’e şunları söyledi:

Yeni ufuklar açar

Ödülü aldığıma çık sevindim. Metin Erksan’ı buradan saygıyla anıyorum. 46 yıl sonra ikinci kez ödül Türkiye’ye geldi. Müthiş bir durum. Türk sineması adına iyi bir çıkış olur. Umarım bu ödül Türkiye ve Türk sinemasına yeni ufuklar açar. Genç sinemacılar Türk sinemasına yeni boyutlar kazandırır, başka açılardan filmler çekerler.

Annem tahmin etmişti

Eleştiriler olumlu olsa da ben temkinliydim. Büyük tören yapılmadan önce gündüz Kiliseler Birliği tarafından oluşturulan bağımsız jüri ödülü aldım. O ödül beni çok sevindirdi. Çünkü İslam ögelerinin de işlendiği filme Kiliseler ödül veriyorsa iyi bir film diye düşündüm. Törene ödül alan filmlerin yapımcı, yönetmen ve oyuncularını davet ediyorlar. Daveti alınca bir ödül alacağımı düşündüm. Ama Altın Ayı olacağını bilmiyordum. Bir tek annem benim Altın Ayı Ödülü alacağımı bana söyledi. Gelmeden annem ‘Semih ödülü sen alacaksın’ dedi.

Bora filmde hiç zorlanmadı. Babası ile gerçek hayatta sürekli işe gittiği için bu da çekimlerde büyük avantaj sağladı. Çok zeki ve duygusal bir çocuk. Filmde hiç pes etmedi. Çekimleri bırakıp gitmedi. O olmazsa bu film olmazdı. Ona çok şey borçluyum. Ona haber verdiğimde çok mutlu oldu. Berlin’e gelip gittiği için de çok mutlu oldu. Umarım bu gelişmeler onun hayatını olumsuz etkilemez. Türkiye’ye dönünce hem Bora’yı hem de Çamlıhemşinlileri ziyaret edeceğim.

Hidroelektrik santrali yapılmasın

Çamlıhemşin doğa harikası. İnsanları harika. Bölgede hidroelektrik santrali yapılması planlanıyor. Bundan vazgeçilmesi gerekir. Bu film ve ödülün bu planın gerçekleşmesinin önünde duracak bir engel olmasını umuyorum. Onların istediği gibi doğa kalmalı.

Biz çekim yaparken bir ayı ormandaki peteklerden bal almaya geldi. Ayı bizi görünce ürktü ve kaçtı. Peşinden koştuk fakat yetişemedik. Ormandaki ayı kaçtı fakat Berlin’de Altın Ayı’yı yakaladık.

Bora’nın evinde ödül sevinci

Muhammet KAÇAR/DHA

FİLMDE canlandırdığı Yusuf rolüyle ilk sinema deneyimini yaşayan ve başarılı oyunculuğuyla büyük övgüler alan Bora Altaş’ın Çamlıhemşin’in Konaklar Mahallesi’ndeki evinde ise gurur ve sevinç bir arada yaşandı. Çamlıhemşin Atatürk İlköğretim Okulu 2’nci sınıf öğrencisi Bora Altaş, sevincini 5 yaşındaki kardeşi Gökdeniz, babası Raşit Altaş ve annesi Ümmühan Altaş’la paylaştı. Almanya’dan dönen oğullarını öperek tebrik eden Altaş çifti, Bora’nın sinema yaşamının devam etmesini diledi.

Çamlıhemşin’in üçüncü ödülü

Çamlıhemşin Belediye Başkanı bağımsız İdris Melek, Altaş Ailesi’ni evinde ziyaret ederek Bora’yı tebrik etti ve başarılarının sürmesini diledi. İdris Melek, ‘Bal’ın Çamlıhemşin’de çekilen ve ödül alan üçüncü film olduğunu belirterek, “Daha önce Bulutları Beklerken ve Sonbahar da ödül almıştı. Bal ile alınan Altın Ayı, ülkemizin ve bölgemizin ciddi tanıtımı oldu. Karakovan balımızı dünyaya duyurduk” dedi.

Melek, Samih Kaplanoğlu’nun ödül töreninde yaptığı konuşmada da değindiği hidroelektrik santrallerinin bölgeye büyük zarar verebileceğini vurguladı.

Kekelerken zorlandım

Küçük oyuncu Bora Altaş, filmi çekerken zorlandığı bölümler olduğunu ifade ederek, “Kekeleme sahnesi vardı. O sahnede biraz zorlandım. Ama oynadığım

filmin ödül alması beni çok sevindirdi” dedi.

Bora Altaş’ın, İzmir’de uzun yıllar buzdolabı tamirciliği yapan, emekli olduktan sonra memeleketi yerleşen babası Raşit Altaş ise “Filmin galasına katılmak için Berlin’e gittik. Daha sonra Türkiye’ye döndük ve iki gün İstanbul’da kaldık. Dün akşam Rize’ye geleceğimiz sırada filmin Altın Ayı ödülünü aldığını öğrendik. İnanılmaz duygular yaşadık, çok mutlu olduk” diye konuştu.

La Repubblica görmezden geldi

Reha ERUS/ ROMA

BÜTÜN İtalyan televizyonları ve gazeteleri Bal’ın başarısına geniş yer ayırırken, La Repubblica’nın tam sayfa haberinin tamamını Roman Polanski’nin başarısına ayırıp Altın Ayı’yı kazanan Türk filminden hiç bahsetmemesi dikkat çekti. La Repubblica’da sık sık Türkiye karşıtı görüşlere yer veriliyor.

İtalya’da yaşayan ünlü yönetmen Ferzan Özpetek ise, “Berlin, Avrupa sineması için prestijli ve çok önemli bir festival. Beni “Panorama” bölümüne yeni filmim ‘Serseri Mayınlar’ ile davet ettiklerinde elbette sevinmiştim. Ancak büyük ödülü kıymetli meslektaşım Semih Kaplanoğlu sanki ben kazanmışım gibi mutlu oldum, gurur duydum. Kendisini bu başarıyı bize yaşattığı için kutlarım” dedi.

27 yıl sonra aynı sahnede

Arzu Çakır MORİN/PARİS

FRANSA’da son iki ayına giren Türkiye Mevsimi’nin bu haftasonu konuğu Zülfü Livaneli oldu. Sanatçı, 27 önce 12 Eylül darbesinden kaçarak geldiği ve konser verdiği sahnede, bu sefer Türkiye’yi temsilen sahne aldı. Ünlü Paris Şehir Tiyatrosu Theatre de la Ville’de konser veren Livaneli’yi tam 27 yıl önce aynı sahnede izleyen Fransız Kültür eski Bakanı Jack Lang ve bugünkü Paris Büyüleçisi Tahsin Burcuoğlu da izledi.

Türkiye Mevsimi çerçevesinde Paris’e gelen Livaneli, Thetre de la Ville’i tıklım tıklım doldurdu. Livaneli, tüm konserlerinde olduğu gibi şarkılarına seyircilerin eşlik etmesini isteyince salonun büyük çoğunluğunun Fransız olduğu ortaya çıktı. Livaneli de çareyi Fransız seyircilere “Ey Özgürlük“ şarkısının nakaratını öğreterek buldu. Fransız şair Paul Elouard’ın “Özgürlük“ şiirini Türkçe olarak şarkılaştırdığını ve Türklerin bu şiiri Fransızlardan daha iyi bilir hale geldiğini belirten Livaneli’ye nakarat bölümünde Fransızlar da keyifle eşlik ettiler.

Heykellerin yerleri değişecek

Mustafa KINALI/DHA

Kumburgaz’da, E-5 girişindeki parkta bulunan Nazım Hikmet ve Mehmet Akif Ersoy’un heykelleri, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün talebi doğrultusunda kaldırıldı. Konuya ilişkin bilgi veren Akgün, “Heykelleri kaldırttım çünkü kimsenin görmeyeceği yerlere dikmişler. İki heykeli de ilçe merkezindeki en güzel yerlere dikeceğiz” dedi. Akgün sözlerini şöyle sürdürdü: “Mehmet Akif Ersoy’un heykelini 19 Mayıs Parkı’na dikeceğim. Binlerce çocuğun geçtiği bir nokta. Bakıp kim olduğunu sorgulayacak, öğrenecekler. Nazım Hikmet’in heykeli için de Mimaroba’da Pazaroba’nın yanındaki parkı düşündük. Ayrıca Mimaroba’ya, 15 metre büyüklüğünde bir Atatürk heykeli de yaptırıyoruz. Heykeller insanların geçtiği yerde olur. Şehrin konuşan dilidir.”

Kaynak: DHA

Son Dakika Sinema Altın Ayı Töreninde Çamlıhemşin Mesajı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement