Öncelikle, üst üste 4.
Gazi Koşusu zaferinizi tebrik ederiz. Bu kadar prestijli bir turnuvayı üst üste dört kez kazanmış olmak size nasıl hissettiriyor?
Duayenimizi, rahmetli
Ekrem Kurt, 47 sene önce üst üste üç sene kazanmış ve ondan sonra bu rekora yaklaşan hiç kimse olmamış. Geçen sene biz bu rekoru egale ettik. Bu sene de kazansak tek başımıza tahta oturacaktık. Bize nasip oldu. Bundan sonra böyle bir başarı görülür mü, çok zor... Başka birine kısmet olmayacak diye bir şey yok ama gerçekten zor görünüyor. Ben çok mutluyum, en azından kariyerim açısından yarın öbür gün bu işi bıraksam bile bir iz bırakmış olacağım.
Peki 4 yılda 4 farklı atla zafere ulaşmak nasıl bir çalışma ve hazırlık anlamına gelir? Diğer jokeylerin yapamadığı, sizin doğru yaptığınız şey nedir?
Ben çok iyi at takip ederim. Herkes yapar ama ben bir atı izlediğim zaman yarış içerisinde ne istediğini, hangi mesafede daha iyi koşacağını iyi görürüm. Yarış içinde atın istediği yerden gitmek de önemli. O şekilde götüremezsen bozulup yarışı bırakabilir. Gazi'yi kazandığım dört attan sadece Grey Storm'a daha önce de binmiştim ama Renk, Piano
Sonata ve Hep Beraber'in sırtına ilk kez binip Gazi Koşusu'nu kazandım. Bu da bir jokey açısından çok büyük bir başarıdır. Atları çok iyi takip ettiğim için bindiğim zaman yabancılık çekmiyorum . O yüzden ikimiz de daha rahat çalışıyoruz.
Yani sezon boyunca tüm atları takip edip, size Gazi Koşusu'nu kazandıracak atı bulup ona göre mi ilerliyorsunuz?
O 2400 metrelik mesafeyi hangi at daha iyi koşabilir, biz yıl boyunca takip ediyoruz. O hıza, o güce hangi at sahip olabilirse onu bulup teklif gönderiyoruz. ya da at sahipleri bize teklif gönderiyor. Bunları ekipçe değerlendirip başarıya ulaşıyoruz.
Biraz da atınız Hep Beraber'den bahsedelim. Nasıl bir araya geldiniz, onu nasıl seçtiniz, ve o nasıl bir at?
Hep Beraber gerçekten çok özel bir at. Taylık döneminde ilk yarışlarını görkemli kazanmıştı ve iyi bir at olacağını kanıtlamıştı. Adana'da bir iki yarış koşup sonra büyük yarışlar için dinlendirilmeye alınmıştı. Büyük yarışlar başladıktan sonra
İstanbul'da katıldığı ilk yarışı izlemiştim, onu da güzel bir şekilde kazandı. Bu arada herkes onun bir orta mesafe atı olduğunu ve uzun mesafede başarılı olmayacağını düşünüyordu ama ben tam aksine, atı çok beğenmiştim. Gazi öncesi son prova olan Sait Akson Koşusu'nda da 3. oldu. Biz de Gazi Koşusu'nda 4. şampiyonluğu hedeflediğimiz için menajerimle teklif gönderdik. Son üç yarışı kazandığımız için kısa sürede onay geldi ve istediğim atla yarışacağım için çok mutlu oldum. İdmanlara başladık ve yarış içinde de istediğimiz yerlerde gittik. Start başladıktan sonra ben liderliği aldım. Aslında Gazi Koşusu'nda lider başlayıp bitirmek yok denecek kadar az. Dışarıdan pres gelince ikinciliğe üçüncülüğe yattım; çünkü daha erken efor kaybedip mağlup olabilirdim. Son 600'de en büyük rakibim Rhythm Divine'dı ve onun gücünü test edip yavaşladığını anladım. Artık yarışı kazanacağımdan emindim. Nitekim öyle de oldu, atın sahibine de söz verdiğim gibi dört boy farkla kazandım.
Peki yarış öncesi mutlaka yaptığınız, size özel totemleriniz var mı?
Aslında ben toteme inanan bir insan değilim. Son dört Gazi Koşusu'nda yaptığım bir şey var ama onu da açıklamayı hiç istemedim. Sadece ailemden bir kişi bilir. Birçok jokey, totem yapıp kazanamadığı yoldan vazgeçerek yollarını bile uzatabiliyor. Bu kötü bir şey. Çünkü istemedikleri şeylerle karşılaştıkları zaman psikolojik olarak çöküyorlar. Ben de kendi yaptığım şeyi belki bu işi bıraktıktan sonra açıklayabilirim.
Bu dört Gazi Koşusu'nda sizin için önce çıkan bir tanesi var mı, ya da en unutamadığınız yarış hangisi?
Gazi Koşusu'ndaki dört at da bize birbirinden güzel mutluluklar yaşattı. Ama Hep beraber'in farkı, bana bir rekoru da getirmiş olmasıydı. Kıyamete kadar bu rekor kırılır mı bilinmez... Bu işe başladığım zamanlar, "birisi bu yarışı üst üste dört kez kazanacak" deselerdi ben inanmazdım. O yüzden bu benim için çok büyük bir gurur.
Bu arada lakabınız da 'matador'. Kim, ne zaman ve neden taktı size bu lakabı?
Sayın Ercan Fırtına, yarışları izleyip jokeylere lakap buluyordu. Benimkini de gazetede yazdı ve herkes tarafından beğenilince devam etti. Benim de hoşuma gidiyor.
Sizi takip eden ve bu mesleği yapmak isteyen genç jokey adaylarına ne tavsiye edersiniz? Nereden başlamalılar ve nelere dikkat etmeliler?
Bunun çok zor bir meslek olduğunu unutmasınlar. Kilosunu koruyacak, boyu uzamayacak. Ben 54-56 kilo arasında biniyorum. Bazen 53 kiloda bindiğimde neredeyse bir hafta kendimi aç bırakıyorum ve bir şey yemiyorum. Genç jokeyler için, her sabah 4'te 5'te, gerekirse 3'te kalkıp idman yapılıyor. Bu işi yarıda bırakacaklarsa hiç başlamasınlar. Bu iş çok zor ama bir kere kazandıktan sonra o galibiyet için tüm zorluklara değer. Ben de çok zorluk çektim ama her yarış kazandığımda yaşadığım o zorluklar güzel anılara dönüştü. Herkese tavsiye ederim, çok güzel bir meslek.
Peki sizin bundan sonraki hedefleriniz neler? Gazi Koşusu'nda 5. şampiyonluk gelir mi?
'
Ahmet Çelik'in 5. kez şampiyon olması, Ahmet Çelik'in rekorunun kırılmasından daha kolay' şeklinde bir yorum gördüm. Ben de öyle düşünüyorum. Bir daha böyle bir fırsat doğarsa, kısmet olursa bunu boş çevireceğimi zannetmiyorum.
Sizin düşünceleriniz neler ?