Test Sürüşleri

Milli takım formasının ödül olabileceği tek şekil buyken Bilal Kısa gibi 2006'dan beri bu formayı giyemeyen ya da futbol hayatı boyunca bugünü bekleyen futbolcuların yüzünü güldürmek bugün için hem psikolojik yönden, hem de kadro şekillendirmek için doğru zaman.

Zira daha önce bu fırsatı elde edemeyen oyuncuların yeni isimlerle milli forma altında göstereceği birlikteliği test etme imkanı kadroyu yavaş yavaş değiştirmeye çalışmak isteyen bir hoca için olabildiğince iyi. Fakat bu, her zaman olduğu gibi Euro 2016 elemelerindeki ilk maça son resmi maçtakine yakın bir on birin çıkmayacağı anlamına gelmiyor. Milli takım seçimleri dünyanın her yerinde benzer şekilde ve milli takım hocaları her zaman için ülke ligin büyük takımlarında forma giyen, uluslararası tecrübesi daha yüksek oyunculara daha fazla şans verme eğiliminde. Bunu genel geçer doğru olarak adlandırmak belki mümkün olmayabilir ama başarıya ulaşma yolu defalarca test edilmişken farklı yapıya girmeye çalışmanın mantığını oturtmak gerekenden çok daha fazla zaman alabilir.

Fatih Terim'in Kuzey İrlanda'ya karşı çıkardığı ilk 11 daha dengeliyken Belarus karşısında Arda'nın yanında 3 naturel forvet oyuncusuna şans vermesi ve takımı kendi klasiğinde dizmeye çalışması elbette ortaya akıcı bir oyun çıkarmadı. Fakat Terim'in iki maçtaki ortak seçimleri uzun vade için bazı şeyleri net bir şekilde ifade ediyor olabilir. İki bekte Caner Erkin ve Gökhan Gönül'le birlikte Arda Turan'ın iki maçta da forma giymesi, Fatih Terim'in 1 yıl sonra ilk resmi maçına çıkacak olan milli takım için değişilmez üç oyuncusunu da ortaya koyuyor olabilir. Ülkenin şu anki en iyi oyuncusunun yanında tartışmasız en iyi sağ beki ve sol bek yokluğunda Fenerbahçe'de bu sezon 10 maçta 8 asiste imza atarak tek oyuncu özelliği kazanan Caner'le birlikte Terim'in bu üç oyuncu sabit ve geri kalanını 1 yıl içinde göreceğim tavrını anlamak çok zor değil.

Uzun zamandır BATE Borisov temelli bir ekip olarak milli takıma ülkenin en başarılı yapısını kopyalayan Belarus'ta ilk 11'de sadece 3 BATE'li oyuncu vardı ve muhtemelen Georgi Kondratiev, Fatih Terim'e benzer bir deneme içindeydi. Ülke futbolunun klasik geride bekleyen ama fizik yönden presi bol, rakibi rahatsız etmeye çalışıp direkt futbolla sonuca gitme çabasının değişmediği Belarus'a karşı Fatih Terim'in yine direkt oynamaya çalışan Türkiye'si ortaya top kaybı bol, düşük tempolu ve fazla keyif vermeyen bir maç çıkardı.

4-4-2, 4-3-3, 4-2-4 geçişleriyle birlikte değişmeyen bek bindirmeleri ve Arda Turan'ın özel futboluna karşı bir başka özel oyuncu Alexander Hleb'le birlikte deneme sürüşü şeklinde geçen maçta stoperlerin uyumsuzlukları ve savunma önünde zayıf kalan Bilal Kısa maçtan Türkiye adına geriye kalanlar oldu. Sezon boyunca devam edecek denemeler sonrasında yaz dönemine doğru Fatih Terim'in takımının 8-9 adamını tahmin etmek pek zor olmayacak ama yapısı itibarıyla bir milli takım hocasından çok kulüp teknik direktörü profili ortaya koyan Terim'in milli takımı diye bir kavramdan söz edebilecek miyiz bunu görmek için en az 1.5 seneye ihtiyaç var gibi görünüyor.