Koronavirüse Bağışıklık Kazanmak Sanıldığı Kadar Kolay Olmayabilir

Son zamanlarda ana gündemimiz olan yeni tip koronavirüs ile ilgili tedavi çalışmaları eşi ve benzeri görülmemiş bir hızda devam ederken yapılan araştırmalar, koronavirüse bağışıklık kazanmak için gereken bazı detayların sanılandan daha önemli olduğunu ortaya koydu. İşte merak edilen araştırma sonuçları!

Koronavirüse Bağışıklık Kazanmak için Ne Yapmak Gerekiyor?

Temel olarak bir virüse karşı bağışıklık kazanabilmek için tercih edebileceğiniz iki yöntem bulunuyor. Bunlardan ilki aşı yolu ile virüsü vücudunuza tanıtmak olarak öne çıkıyor. Bu, hem daha zararsız hem de daha güvenilir bir yöntem. Buna karşın Covid-19 için aşı geliştirmeleri halen sürüyor ve önümüzde tahmini olarak bir sene gibi uzun bir süre var. Bir diğer yöntem ise virüsle enfekte olmaktan geçiyor. Tabii bunun yaşanılacak semptomlara ve yan etkilere bağlı olarak daha riskli bir yöntem olduğunu söyleyebiliriz.

Buna karşın yapılan araştırmalara virüsle enfekte olarak bağışıklık kazanmanın sanılandan daha zor olduğunu işaret ediyor.

Virüsle ilk kez enfekte olduğunuzda bağışıklık sisteminiz enfeksiyonu derhal kontrol altına alabilmek adına spesifik olmayan bir ilk yanıt verir. Reaksiyona vereceğiniz tepki virüsün yoğunluğuna, genetik geçmişinize ve bağışıklık sisteminizin nasıl programlandığına bağlıdır ve tüm bunlar, yaşınız ve genel sağlınız ile doğrudan ilişkilidir.

Bu ilk süreçte vücudumuzda grip benzeri bazı semptomlar gelişir. Yaşanılan ateş, ağrı, yorgunluk ve mukus üretimi bağışıklık sisteminin enfeksiyonu nötralize etmek için kullandığı temel stratejilerdir. Bunun ardından vücudumuz bu hastalığa karşı bağışıklık kazanır.

Adaptif Bağışıklık ya da Edinilmiş Bağışıklık olarak bilinen bu süreçte T Hücreleri ve B Hücreleri anahtar role sahiptir. B Hücreleri hafızadan sorumlu iken T Hücreleri virüs bulaşmış hücreleri yok eder.

Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar düşük virüs yoğunluğuna maruz kalındığında hastalığın asemptomatik ya da hafif geçtiğini ancak edinilmiş bağışıklık kazanımına yol açmadığını işaret ediyor. Buna karşın yüksek virüs yoğunluğunda edinilmiş bağışıklık durumu söz konusu oluyor.

Tabii burada önemli soru işaretlerinden birisi de edinilen bağışıklığın ne kadar süre için korunabileceği olarak öne çıkıyor. Örneğin kışın yaşadığımız griplerde aşıların her yıl yeniden uygulanması gerekir çünkü zamanla vücuttaki grip antikoru sayısı düşer. Covid-19 için de aynı şeyin olmayacağını düşünmemek için hiçbir neden yok.

Yani antikor sayımız orta vadede yeterli miktarda olsa da uzun vadede (düştüğü zaman) vücudumuz tekrar savunmasız hale gelebilir. Bu da ilk sürece benzer bir sürecin yaşanabileceği anlamına geliyor ki bağışıklık sürecinin ne kadar olduğu bilinmiyor.