Uzmanlar yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz bir yaşam ve genetik yatkınlığa bağlı oluşan damar sertliğinin, ileri tedavi yöntemlerine rağmen, kalp ve damar hastalıklarına yol açmaya devam eden önemli nedenler arasında olduğunu belirtiyor…
Kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde anjiyo, balon, stent uygulaması gibi girişimsel kardiyoloji yöntemleri; endoskopik minimal invaziv (küçük kesi) ve robotik cerrahi gibi yöntemler hastaya en az zararı vererek en hızlı iyileşmeyi sağlasa da, uzmanlar bu gelişmelerin kalp ve damar hastalıklarının artmasına engel olamadığını vurguluyor.
KALP KRİZİ ARTIK ÖLÜMLE SONUÇLANMIYOR
Memorial Antalya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü'nden Op.Dr. Tamer Bakalım, 7-13 Nisan Kalp Haftası'nda, kalp ve damar hastalıklarının azalması için başlıca risk faktörü olan damar sertliğinin kontrol altına alınması gerektiğini söyledi.
İnsanlara kanser kadar ürkütücü gelmese de tüm dünyanın en büyük sağlık problemi kalp ve damar hastalıkları olduğunu belirten Op.Dr. Tamer Bakalım, şöyle konuştu: "Kalpten ölüm oranları, tüm kanser kaynaklı ölümlerden daha fazladır. Hastalık; bir kalp krizi olarak aniden gelişse de oluşumu yıllar almaktadır. Kardiyoloji ve kalp damar cerrahisinde her geçen gün yeni tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde kalp krizi tanısı konulduğu an, hasta anjiyo laboratuvarına hızlı bir şekilde alınarak tıkalı damar kolaylıkla açılabilmektedir. Damarın eski haline getirilmesi kalp krizinin ciddi risklerinin azaltılması anlamına gelmektedir. Böylelikle ölüm gibi kötü sonuçlar önlenmektedir."
HASTAYA EN AZ ZARARI VEREN CERRAHİ YÖNTEMLER
Op. Dr. Tamer Bakalım, küçük kesi cerrahi yönteminin, 1 santim büyüklüğündeki kesilerle hastaya en az zararı vererek bypass ve kalp kapak tamiri ameliyatlarının yapılmasını sağladığını söyledi.
Özellikle hastalarda eğer tek bir damara bypass ya da tek bir kapak tamiri yapılacaksa küçük kesiyle ameliyatın mümkün olduğunu anlatan
Op. Dr. Tamer Bakalım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Damar sertliğine bağlı olarak yırtılmış ya da daralmış damarlara da küçük kesiyle müdahale edilebilir. Özellikle karın ve göğüs bölgesinde genişlemiş atardamarlara daha öncesinde açık ameliyat ile yapılan müdahale, hastanın ağır bir ameliyat geçirmesi anlamına gelmekteydi. Bugün ulaşılan noktada, kasıktan girilerek damar içerisinden uygulanan yöntem çok daha az müdahale ve çok daha az hayati risk anlamına gelmektedir."
DİYABET SALGIN GİBİ
Op. Dr. Tamer Bakalım, kalp ve damar hastalıklarının tedavisindeki bu gelişmelere rağmen sorunun temel nedeni olan damar sertliğinin kontrol altına alınmadığından dolayı hastalığın azaldığından değil arttığından söz edilebildiğini söyledi. Bu artışın en büyük sebeplerinden birinin diyabet hastalığının giderek artması ve adeta bir salgın haline gelmesi olduğunu anlatan Op. Dr. Tamer Bakalım, şöyle konuştu: "Diyabet hastalarında damar sertliğinin daha erken yaşlarda ortaya çıkması ve damarlarda daha yaygın tutulumu söz konusudur."
DAMAR SERTLİĞİ KONTROL ALTINA ALINMALI
Diyabeti, dolayısıyla damar sertliğini tetikleyen en önemli unsurun beslenme alışkanlıkları olduğunu söyleyen Op. Dr. Tamer Bakalım, sözlerini şöyle tamamladı: "Burada en büyük problem sanayi üretimi şekerlerin yaygın kullanılmasıdır. Sanayi şekeri sofrada bulunmasa bile kullanılan birçok üründe glikoz şurubu, mısırdan elde edilen mısır şurubu gibi maddeler diyabete çok ciddi yatkınlık sağlayarak, kalp ve damar hastalıklarına zemin hazırlamaktadır. Kolesterol ve kan yağları ilaçlarla kontrol altına alınabilse de yürümek yerine yaygın motorlu taşıtların kullanılması yani hareketsiz bir yaşam damar sertliğine yol açan başlıca nedenlerdendir. Damar sertliğini kontrol altına alıp kalp ve damar hastalıkları riskini en aza indirmek için sağlıklı kiloya ulaşılması, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinilmesi, düzenli fiziksel aktivite yapılması ve sigara kullanılmaması önemlidir." - ANTALYA
Son Dakika › Yaşam › 7-13 Nisan Kalp Haftası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?