67. Verem Savaş Eğitim ve Propaganda Haftası

Antalya Halk Sağlığı Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, veremin dünyada hala önemini koruyan ve bulaşıcı hastalıklar içinde AIDS' ten sonra ikinci sıklıkla ölüm sebebi olan bir hastalık olduğu belirtildi.

Dünyada her yıl 9 milyon yeni verem hastasının ortaya çıktığı, 1,5 milyon insanın veremden öldüğü belirtilen Antalya Halk Sağlığı Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, " Dünya Sağlık Örgütü, eldeki veriler ışığı altında, halen dünya nüfusunun üçte birine verem mikrobunun bulaşmış ve bu insanlardan yüzde 5-yüzde 10'un hasta olduğunu tahmin etmektedir. Verem (tüberküloz), soluduğumuz hava ile akciğerlere giren verem bakterisinin (basilinin-mikrobunun- Mycobacterium tuberculosis) yol açtığı bir hastalıktır" denildi.

Verem mikrobunun, aktif verem hastalığı olan bir kişinin öksürmesi, hapşırması ya da konuşması ile havaya yayıldığı ve solunan hava ile akciğerlere girerek orada çoğalmaya başladığı bildirilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bu mikroplardan bazıları böbrekler, kemikler ya da beyin gibi, vücudun diğer kısımlarına da yayılabilir ve hastalık oluşturabilirler. Verem genellikle verem hastası birisi ile uzun süre kapalı bir yerde birlikte bulunmak suretiyle bulaşır. Akciğer dışı diğer organ tüberkülozlu hastalardan bulaşma olmaz. Aynı zamanda verem mikrobu, yemek tabaklarından, bardaklardan ya da diğer nesnelerden de başkalarına bulaşmaz. 5 yaş altı çocuklar, sağlık görevlileri, alkol bağımlıları, yaşlılar, tutuklu ve hükümlüler dahil, çeşitli kurumlarda (yurt, huzur evi, ıslah evi, koğuşlar) kalan ve çalışanlar, genel yaşam standartlarının altında, kalabalık ortamlarda yaşayanlar, HIV virüsü taşıyan ve AIDS hastaları, bağışıklık sistemi zayıf olan, Lenfoma, akciğer kanseri hastalar, özellikle uzun süre kortizon kullanan kişiler, şeker, ağır böbrek, karaciğer hastaları ve ideal vücut ağırlığı yüzde 90'dan az olanlar vereme yakalanma riski fazla kişilerdir."

Verem hastalığının belirtilerinin öksürük, yorgunluk, gece terlemeleri, kilo kaybı ve kan tükürmek şeklinde olabildiği belirtilen açıklamada, "Verem hastalığının tanısında fizik muayene bulgularının yanı sıra akciğer grafisi, direkt balgam mikroskobisi ve balgam kültürü yapılması gerekmektedir. Verem hastalığı kesin tedavisi olan bir hastalıktır. Ancak tedavisi 6-9 ay sürmekte ve çoklu ilaç kullanılması gerekmektedir. Tek doz olarak 2 ayını dolduran bebeklere uygulanan BCG (verem) aşısı ile tüberküloz hastalığının ağır formlarından korunmak amaçlanmaktadır. Tüberküloz hastalığının kontrol altına alınmasında esas nokta akciğer tüberkülozlu hastaların tedavisidir. Bu da düzenli olarak aksatmadan kombine ilaç tedavisi ile gerçekleşebilmektedir. Bu amaçla Dünya Sağlık Örgütü tedavi başarısını garantilemek için tüberkülozlu hastanın ilaçlarının her bir dozunu bir sağlık çalışanı veya eğitilmiş bir gönüllü tarafından içirilmesini esas almaktadır. Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) olarak adlandırılan bu yöntem 2006 yılından itibaren ülkemizde ve ilimizde de uygulanmaktadır. Bu yöntem ile tedavi başarısı yüzde 95 olmaktadır. 2013 yılı itibarı ile toplam 217 verem hastası teşhis edilmiş ve 2013 Aralık sonu itibarıyla 114 verem hastasının tedavileri devam etmektedir. İlimizde Verem hastalarına uygulanan DGT oranı yüzde 100'dür. İlimizde verem savaş il koordinatörlüğü bünyesinde toplam üç adet olan verem savaş dispanserlerinde verem teşhis edilen hastaların tedavileri ücretsiz olarak yapılmaktadır" denildi.

Veremin kontrol altına alınmasında halk eğitiminin de önemli bir yeri olduğu belirtilen açıklamada Verem Savaş Eğitim ve Propaganda Haftası boyunca verem hastalığı konusunda okul ve halk eğitimlerine öncelik verileceği ifade edildi. - ANTALYA