8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Eski Kadın Merkezi (KAMER) Bitlis Temsilcisi Gülçin Ağırtmış, son 2 yıl içerisinde KAMER adına yaklaşık 3 bin kadınla görüşüp yaptıkları anketlerde, kadınların artık evde oturmak yerine çalışmak, eve katkı sağlamak ve sosyalleşmek istediklerinin ortaya çıktığını söyledi.

Yapılan anketlerde kardeş sayısı, maddi durum, gelir kaynağı, evde çalışan sayısı, miras alıp almadıkları, alma şartları, alamama nedenleri, yaşları, eğitim seviyelerini öçmeye yönelik soruların yer aldığını dile getiren Ağırtmış, özellikle Tatvan ilçesinde yapılan anket sonuçlarında boşanma olaylarının her geçen gün gözle görülür düzeylerde arttığının dikkat çektiğini belirtti.

"KADINLAR EKONOMİK HAYATTA YER ALMAK İSTİYOR"

Yapılan anketlerde, kadınların artık ekonomik hayatta yer edinmek istediklerini belirttiklerini anlatan Gülçin Ağırtmış, "Kadınlarımız artık evde oturmak yerine aile bütçesine katkı sağlamak, çalışmak ve kendi ayakları üzerinde durmak istiyor. Kadınlarımızın sosyal güvencesi olan bir işte çalışmak istiyor. Evde sadece erkeklerin değil, kendilerinin de söz sahibi olabileceklerini göstermek istiyorlar. Eğitim konusunda kadınlar arasında ciddi gelişmeler yaşanıyor. Kadınlar artık cahil olarak kalmak yerine

her şeyi bilen, her şeye merak saran bir kadın olarak her şeyin üstesinden gelebilecek düzeylerde olduğunu topluma kanıtlamak istiyor" dedi.

"ŞİDDET GÖREN KADINLAR ADLİ MAKAMLARA BAŞVURMAKTAN ÇEKİNİYOR"

Ağırtmış, Doğu ve Güneydoğu'da birçok kadının eşi tarafından şiddete uğradığını ancak gerek kendi kültürü gerekse yaşadığı toplum içerisinde aşağılanmaktan ve dışlanmaktan korktuğu için adli makamlara başvurmak yerine sineye çekmeyi ve şiddeti kabullenmeyi tercih ettiklerini anlattı.

Yine yapılan anketlerde şiddete maruz kalan 100 kadından sadece 5'inin adli makamlara başvurduğuna dikkat çeken Ağırtmış, "Aslında şiddet gören kadınların adli makamlara başvurmamasındaki diğer neden de adli makamlara başvurduktan sonra korunamama korkusudur. Tatvan ya da Bitlis gibi bir yerde kadının şiddete maruz kaldığında başvurabileceği tek yer emniyet müdürlüğüdür ancak başvurduktan sonra sığınabileceği bir yer olmaması kadını savunmasız kılıyor. Bu sebeple kadınların öncelikle sığınabilecekleri

alanlar oluşturulmalıdır. Bunun yanı sıra kadın şiddete maruz kaldığında neler yapması, nerelere başvurması gerektiği konusunda bilinçlendirilmelidir. Tüm bunların üstesinden ancak eğitimle gelinebilir. Bu sebeple özellikle Doğu ve Güneydoğu'da kadınların ve kız çocuklarının eğitime devam edebilmeleri için katkı sağlanmalıdır. Kadınlara yönelik kriz masaları oluşturulmalıdır. Tatvan'da bu konularda resmi kurumların destekleri var ancak bu desteklerin devamlı ve uzun vadede devam etmesi büyük önem taşıyor"

diye konuştu.

"KADINLARA YÖNELİK İSTİHDAM SAHALARI AÇILMALI"

Evde oturan ve sadece ev işlerini yapmaktan ve çocuklara bakmaktan başka bir işle uğraşamayan kadınlar için istihdama yönelik iş sahalarının açılması gerektiğini ifade eden Gülçin Ağırtmış, "Kadınlar için istihdama yönelik iş sahaları açılması durumunda kadının kendine olan güveni artırılmış olur ve kadın toplumda ikinci planda bırakılmamış olur. Bu sayede kendine güvenen ve aynı zamanda kendi bütçesine ve ailesine katkı sağlayabilen kadınlar topluluğu oluşturulabilir. Kadınlara yönelik olarak evde

yapabilecekleri el becerileri, mesleki dallar ve çiftçi kadınların yapabilecekleri iş sahaları oluşturulmalıdır" açıklamasını yaptı.

"ERKEKLER ESKİYE ORANLA KADINLARA DAHA ÇOK DEĞER VERİYOR"

Doğu ve Güneydoğu'daki erkeklerin eskiye oranla kadınlara daha çok önem vermeye başladığına değinen Ağırtmış, "Her şeyden önce erkeğin eğitimli olması ve kadına gereken değeri vermesi önemlidir. Çünkü günümüze baktığımızda eğitimli olan kadınlar bile şiddete maruz kalabiliyor. Eğitim bir yerde şiddete uğrayan kadın için ne yapmasını, nasıl bir yol izlemesi gerektiğini içeriyor. Ancak şiddete karşı kendisini savunmasında pek etkili olmuyor. Bu sebeple erkeklerin kadınlarla eşit olduğu bilincini kazanması

son derece önemlidir. Gözlemlediğimiz kadarıyla ve anketlerden çıkan sonuçlarda, erkeğin artık evde tek sözü geçenin kendisi olmadığını, kadının da söz ve hak sahibi olduğunu görmeye başladığını ve kadınlara karşı daha ılımlı davrandığını görüyoruz" şeklinde konuştu. - BİTLİS