Başbakan Yardımcısı Yılmaz Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Hem MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli hem de HDP'nin sayın eş başkanları, her iki taraf da bize dedi ki 'gidin CHP'yle hükümet kurun', dolayısıyla 1 Kasım seçimlerini şöyle görüyorum, AK Parti tek başına iktidar mı olsun, CHP'yle bir koalisyon mu olsun buna karar vereceğiz" dedi.

Seçim çalışmaları kapsamında Kaleönü Mahallesi sakinleriyle bir araya gelen Yılmaz, 1 Kasım'ın Türkiye için kader seçimi olduğunu söyledi.

7 Haziran seçimlerinde aldıkları yüzde 41 oy ve 258 milletvekiline rağmen tek başına hükümet kurma gücünü elde edemediklerini anımsatan Yılmaz, halkın kararına saygı duyarak meclise giren diğer partilerle hükümet kurulması için görüşme yaptıklarını ifade etti.

CHP ile hükümet kurabilmek için uzun görüşmeler yapıldığına dikkat çeken Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğitim ve dış politika gibi alanlar başta olmak üzere bazı konularda anlaşamadık. 'Bir reform hükümet kuralım' dedik. Bunu da onlar kabul etmedi. Dolayısıyla onlarla hükümet kuramadık. Milliyetçi Hareket Partisi'ne gittik Sayın Bahçeli her şeye 'hayır' dedi. Koalisyona, dışarıdan azınlık hükumetine, seçim hükumetine ve her şeye hayır. Peki ne 'yapalım' dedik, 'gidin CHP ile koalisyon kurun' dedi. Bize tek söylediği bu oldu. Başka da bir şey söylemedi. HDP'ye gelince çok enteresan bir şekilde, hakikaten üzerinde ibretle düşünmek lazım. MHP bize ne dediyse HDP'de bize aynı şeyi söyledi. Onlar zaten baştan beri 'Seni başkan yaptırmayacağız' dediler."

"MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli hem de HDP'nin sayın eş başkanları, her iki taraf da bize dedi ki 'gidin CHP'yle hükümet kurun', dolayısıyla 1 Kasım seçimlerini şöyle görüyorum, AK Parti tek başına iktidar mı olsun, CHP'yle bir koalisyon mu olsun buna karar vereceğiz. Hangisi bu memleketin hayrınadır. Esas itibariyle vereceğimiz karar budur. Bingöl halkı en güzel şekilde kararını verecektir."

Yılmaz, iktidarları döneminde yapılan hizmetlere değinerek, son 13 senede kim ne derse desin, kim üstünü örtmeye çalışırsa çalışsın, hiç bir zaman bu kadar hizmet yapılmadığını savundu.

"Geçmişte hep hizmetin lafını, edebiyatını ediyorlardı ama buraya doğru düzgün hizmet eden yoktu" ifadelerini kullanan Yılmaz, Bingöl'e yapılan bazı yatırımları anlattı.

Yılmaz, yapılan hizmetlere Bingöl Üniversitesi ve Bingöl Havalimanı'nı örnek gösterek, "Yine Bingöl Havalimanı'nı yaptık. Hava limanları bir ile sınıf atlatan yatırımlardır. Şimdi diyorlarki '81 ilde de havalimanı var' öyle bir şey yok. Ama 50 ili geçtik, 52 ile ulaştık. Bunlardan bir tanesi de Bingöl oldu. Biz oraya 130 milyon lira harcadık, harcamaya devam ediyoruz. Yeni ilaveler yapıyoruz, yeni sistemler kuruyoruz. Uluslararası uçuşlara da müsait belgesi aldı. Sadece geçen sene 130 bin insanımız uçuş yaptı. 130 bin insan oradan istifade etmiş, geçmişte bu var mıydı? Yoktu" diye konuştu.

Sadece Bingöl'e değil Türkiye genelinde de çok önemli hizmetler yaptıklarını aktaran Yılmaz, yapılan hizmetlerin sırrını "İstikrarlı, güçlü, güven veren bir hükümet" olarak açıkladı.

Gençlere bedava internet

Başbakan Yardımcısı Yılmaz, konuşmasının devamında seçim vaatlerine değinerek, yeni döneme ilişkin çok sayıda projelerinin olduğunu bildirdi.

Yılmaz, şunları kaydetti:

"Özellikle gençlere dönük çok sayıda projemiz var. Bir defa gençlere internet vereceğiz. Çünkü geçmişte okur yazarlık ne ise şimdi ve gelecekte bilgisayar o hale geldi. Biz diyoruz ki gençlerimiz bu interneti iyi öğrensin. Hepsine bedava internet vereceğiz. Diğer taraftan diyelim bir işletme genç bir çocuğu işe aldı çalıştırdı, 'bir yıl boyunca maaşı bizden diyoruz' ilk defa işe girmişse. Yeter ki o gencimiz bir iş bulsun, orada işi öğrensin, meslek kazansın bir taraftan da işletmelere bir destek olsun."

Bütün vaatleri gerçekleştirmek için istikrarlı, güçlü bir hükümet ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Yılmaz, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

"Demokraside adım atmak,  kalkınmamızı hızlandırmamız için emin olun bu istikrarlı hükumetleri devam ettirmemiz gerekiyor. Birileri bunu bozmak istiyor. İçerde dışarıda bir takım çevreler 'artık Türkiye çok güçlendi yeter, biraz önlerini keselim' diyorlar. 'Ortadoğu'ya İslam dünyasına da fazla bakamasın' diyorlar. 'Kendi içinde kavgalar, çatışmalar, kargaşalar olsun, yönetim istikrarı olmasın, böylece Türkiye'nin gücünü kıralım' diyorlar. Buna müsaade etmeyelim. Uyanık olalım. Bakın son dönemlerde yaşanan bir takım provokasyonların temelinde emin olun bu vardır."