Başörtülü Öğrencilerin Eğitim Hakkının Engellendiği İddiası

Ege Üniversitesinde (EÜ) başörtülü kız öğrencinin eğitim hakkını engellediği gerekçesiyle 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan, 4,5 ay kaldığı cezevinden geçen ay çıkan Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü hakkında, 4 kız öğrencinin aynı yöndeki şikayeti üzerine açılan ikinci davanın görülmesine devam edildi.

İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşma, salonun yetersizliği nedeniyle 7. Ağır Ceza Mahkemesinin salonunda görüldü. Duruşmaya sanık Pekünlü, avukatları Murat Fatih Ülkü, İrfan Koçana, Erdoğan Özer, dört müştekiden Neşra Gökdağ, avukatları Mehmet Gün ve Hasan Erdoğan katıldı.

Avukat Ülkü, sanığın eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmadığını, bu nedenle CMK maddeleri gereğince beraat kararı verilmesi gerektiğini savundu.

Avukat Gün ise sanığın hareketinin yasallığının önemi bulunmadığını, öğrencinin başörtüsüyle derslere girip giremeyeceği kararının hukukçulara ait olduğunu söyledi.

Avukat Erdoğan da kanunları uyguladığını belirten sanığın böyle bir yetki ve görevi bulunmadığını dile getirdi.

EÜ Fen Fakültesinde Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümünde profesör olarak görev yaptığını belirten tanık Mustafa Serdar Emre de 16 Mayıs 2012'de C Blok önünde birkaç başörtülü öğrenci gördüğünü, Pekünlü'nün bir ara kapıda belirdiğini ancak öğrencilerle diyaloğuna şahit olmadığını anlattı.

Aynı bölümde doçent olan tanık Ömer Çetiner de olay günü başörtülü öğrencilerin bahçede durduklarını, içlerinden birinin konuşma yaptığını, ardından basın mensuplarının geldiğini gördüğünü kaydetti.

Tanık Halime Akyar da arkadaşları ve diğer birkaç öğrenciyle binaya girmek istediklerinde Pekünlü'nün kollarını açarak içeri giremeyeceklerini söylediğini öne sürerek, "Nereye giderseniz gidin, şikayet edin" dediğini, derslere giremediklerini, kendisinin de dava açtığını ancak YÖK'ten izin alınmadığı için davanın durdurulmasına karar verildiğini ifade etti.

Olay günü bahçede bulunan gazeteci Tekin Gürbulak da öğretim üyesinin başörtülü öğrencileri içeri almadığına dair ihbar üzerine üniversiteye giderek öğrencilerle röportaj yaptıklarını, Pekünlü'nün röportaj taleplerini reddettiğini, öğrencilerin okula girişlerinin sanık tarafından engellenmesine dair görüntü çektiklerini, bu görüntülerin televizyonlarda yer aldığını anımsattı.

Avukat Koçana'nın görüntüleri hangi saatte çektiğini sorması üzerine Gürbulak, "Öğleden önce" yanıtını verdi. Koçana, öğrencilerin ikinci öğretimde eğitim gördüklerini, derslerin 17.30'da başladığını, basın mensuplarının ise sabah saatlerinde çağrılmasının olayın kurgu olduğunu gösterdiğini iddia etti.

Pekünlü, olay döneminde Danıştay 8. Dairesinin türbanlı öğrencilerin derslere giremeyeceği yönündeki kararının kapılarda asılı olduğunu, anayasal görevini ifa ettiğini savundu.

Cihan Haber Ajansı muhabirlerinin fakülte önüne geldiklerinden bir öğrencinin odasına gelerek bildirmesi üzerine haberdar olduğunu, bahçede öğrencilerin toplandığını ve birinin konuşma yaptığını gördüğünü, provokasyon olduğunu düşündüğünü anlatan Pekünlü, bu nedenle "provokasyon"un görüntüsünün çekildiğini iddia etti.

Pekünlü, "Neden sadece CHA muhabirlerinin çağrıldığı, bu gazetecilerin fakülteye gelmek için izin alıp almadıkları" sorularına yanıt verilmesini isteyerek, beraatini talep etti.

Hakim Süleyman Çekilmez, beraat talebinin esasla değerlendirilmesine, diğer tanıkların dinlenilmesine, olaya ilişkin görüntülerin taraflara verilmesine, öğrencilerin başarı durumlarına dair üniversiteden bilgi alınmasına, ikinci öğretimde olup olmadıklarının sorulmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

Pekünlü, EÜ öğrencisi Fatma Nur G'nin şikayeti üzerine açılan benzer davada "aykırı olarak eğitim ve öğretim hakkını engellemek suçundan" 2 yıl 1 ay hapis cezası almış, kararın Yargıtay tarafından onanması üzerine 27 Kasım 2014'te teslim olmuş, 4,5 ay Foça Cezaevinde kalmıştı.