Cumhurbaşkanı Adayı İhsanoğlu, Adana'da Açıklaması

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanının herkesi kucaklaması gerektiğini belirterek, "Cumhurbaşkanı, siyasi gündemini zorla kabul ettiren birisi olmamalı. Onun için eminim ki bu şuurlu, bilinçli topluluk, ülkeyi bir maceraya sürüklemeyecek" dedi.

İhsanoğlu, Adana'da bir restoranda düzenlenen toplantıda, sivil toplum kuruluşu, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlarla bir araya geldi. Etkilikte, görme engelli bir kişi, İhsanoğlu için yazdığı şiiri okudu.

İhsanoğlu, konuşmasına, "Hanımefendiler, sakın ha kahkaha atmayınız. Sakın ha, ceza yazacağım" diye espri yaparak başladı.

Bir iddia, vizyon ve program ile yola çıktıklarını aktaran İhsanoğlu, şunları kaydetti:

"Karşımıza çıkanlar diyor ki 'sen Türk vatandaşı değilsin, sen askerlik yapmadın, sen darbecisin, sen vesayet sisteminin adamısın'. Şimdi biz mübarek cuma günü camide namaz kıldıktan sonra selamlaştık ve çıkıyoruz. Camilerde, ne içerisinde ne de dışarısında siyaset yapılmasının karşısındayım. İlk günden buyana bunu söyledim. Camide, devlet dairesinde, kışlada siyaset yapılmaz. Camide ibadet yapılır, devlet dairesinde devlet işi görülür, kışlada vatan müdafaası yapılır ve buralarda hiç kimse siyasetle uğraşamaz, uğraşmamalı. Gider, sandıkta istediği oyu, istediği mührü kullanır ama gelin görün, herkes ve belirli bir grup, camileri siyasi parti arenası haline getirmek istiyor. Ben çıkarken, etrafımdaki arkadaşlarla beraber herkesin selamını, sevgisini alıyor, 'oyumuz size' diyenlere bile teşekkür etmiyor, 'Allah kabul etsin' diyorum. Ama birisi geldi, dedi ki 'siz darbe yapıyorsunuz, darbe yapmak için geliyorsunuz'. Ben, hani şaka yapıyor zannettim, sonra bir de baktım 'darbe, darbe, darbe'. Düşünebiliyor musunuz, benim gibi sivil, askerliğini yedek subay olarak yapmış, arkamda tugaylar, ordular, tümenler yok ve ben darbe yapmışım. Yani bu çağ dışı bir şey. Esas çağ dışılık bu. Vatandaşımızı ben mazur görüyorum. O iyi niyetli bir vatandaş ama onun kafasına bunu koymuşlar."

"Cumhurbaşkanı herkesi kucaklayan birisi olmalı"

"Bu ülkede cumhurbaşkanı olmak, sırf başbakanın mı hakkı?" diye soran İhsanoğlu, Almanya'daki cumhurbaşkanının din adamı, Avusturya'da öğretim üyesi olduğunu söyledi.

Başbakanların kariyerinin siyasi, cumhurbaşkanlarının ise siyaset üstü kariyere sahip olduğunu savunan İhsanoğlu, şöyle konuştu:

"Onlar istiyorlar ki 'ben bakan, başbakan oldum, şimdi hakkım devlet reisliği'. Neden? Çünkü 'benim siyasi programım var'. Kardeşim, siyasi programın yeri meclistir. İktidar olduğunda da hükümettedir. Bunun dışındaki örnekler kaile teşkil etmez. Ama bütün halk kabul ederse o zaman başkadır. Ama sen aldığın yüzde ile idare ediyorsun. Yani 100 kişiden 45 kişi sana oy veriyorsa onlar vatanperver. Sana oy vermeyen 55 kişi vatan haini ilan ediliyor. Böyle cumhurbaşkanı olur mu? Cumhurbaşkanı, herkesi kucaklayan birisi olmalı. Kendi siyasi gündemini zorla kabul ettiren birisi olmamalı. Onun için eminim ki bu şuurlu, bilinçli topluluk, ülkeyi bir maceraya sürüklemeyecek."

"Gelin, sevgi, saygı, birlik, dirlik ekelim"

İhsanoğlu, Mısır'daki darbe ve Müslüman Kardeşler rejiminin indirilmesinden kendisinin de sorumlu tutulduğunu ileri sürerek, "Böyle laf, böyle bir siyaset olur mu? Bir hayali düşman yaratılıyor ve o düşmana hücum ediliyor, ondan sonra arkasından yüzde 45'i topluyorsun. Peki bu doğru mu? Bu düşman olarak yarattığın taraf, senin çok iyi münasebetler kurduğun, cesaret madalyaları aldığın bir taraf. Bizim ticaretimizin gittiği bir taraf. Son yıllarda ticaretimiz kat kat artmıştır. Şimdi halka başka bir şey söylüyoruz" diye konuştu.

Hükümeti, bazı kanunları çıkarmamakla suçlayan İhsanoğlu, şunları söyledi:

"Seçim kanunlarını neden değiştirmediniz? Hani adil değildi? Barajı kaldıracaktınız, neden kaldırmadınız? Sendika kanunları, bunların hepsi 12 Eylül'ün kalıntılarıydı. Siz bütün kanunları değiştirdiniz. Yargıyı, kolluk güçlerini hallaç pamuğu gibi attınız, peki bunları niye atmadınız? Ondan sonra 'İhsanoğlu geliyor, vesayet sisteminin temsilcisi'. Ben bu vesayeti sayın Gül'den mi devralacağım? Sayın Gül de mi vesayet sisteminin cumhurbaşkanı? Böyle saçma bir şey olur mu? Bizim tarihimizde böyle bir şey yok. Siyaset ilminin üstatlarının buna bir ad bulması lazım. Gelin, sevgi, saygı, birlik, dirlik ekelim. Gelin, ekmeğimizi büyütelim. Ekmeğimizi büyüttüğümüz zaman daha müreffeh olacağız. Bu ekmeği kendi aramızda paylaştığımız gibi can kardeşlerimizle komşularımızla muhtaç olan herkesle büyüttüğümüz ekmeği paylaşalım ama asla vatanımızı paylaşmayalım." - Adana